konya'nın yobaz bir şehir sanılması

gerçek olmayan bir efsane istanbul gibi burasıda normal.

bizim orada, "görünen köy kılavuz istemez" derler.

önyargı diyelim, aldığım duyumlara göre konya'da kadın bayanlar teklif ediyormuş, yerlerde hep yalnız kadınların gözyaşları ile ıslanmış, mürekkepleri bu yüzden dağılmış kartvizitler mevcutmuş hatta. yobaz diyenler utanır mı, sanmam.

öyle ki zaten deplasmana maça gittik ben küpe takıyorum insanlar uzaylı görmüş gibi bakıyordu.

ıı...
sana kötü bir haberim var.
eheheh.
hayallerde yaşıyorsun.
ben ise hayallerde değil şu an konya'da yaşıyorum.
tabii.

biliyorum.

türlü türlü kötü şeyler yaşasam da,
türlü türlü kötü insanlar görsem de

seviyorum bu şehri.

iyi bir insan olmaya çalışıp yaşadığım ortamı iyi bir yer yapmaya çabalıyorum elimden geldiğince.

tabi her zaman başarılı olamıyorum, o ayrı.

siyah beyaz konya fotoğraflari görmüştüm.
19 mayıs fotoları, çarşı fotoları vb.
teyzeler bile mini etekli idi.
yorum yapmadan aktarıyorum.

25 yıl konya'da yaşamış biri olarak ve halen yaşayan biri olarak evet yobazdır. halkı da dedikoducu, gösteriş meraklısı ve iki yüzlüdür.

bizim insanımız çok güzel genelleme yapar. yeter ki yerecek bir şey olsun ki bu yerilecek bi şey değil. doğruluğu onlar için önemli değildir. herhangi birinden duysun doğrudur. çünkü cahiliz. çünkü müslüman kesimin çok olduğu yerde dini çok konuşmak evet yanlış, doğru. çünkü başı sıkışınca değil her vakit camilere giderek ibadetlerini doğru yapmak ve bunu da her yerede yayarak doğru yolu göstermek evet yanlış, doğru. (ironiler ironiler...)ne yazık..! bilgilenelim de en azından aynı kana sahip olduklarımızdan utanmayalım.

yobaz mı? cidden bazen bizim sözlük yazarları manyaklaşıyor. yobaz değil, 'çok' yobaz. 10 adamın 7'si psikopat koyun.

şehirleri yaftalamak doğru değil. konya güzel bir şehir. selçuklu' nun başkenti.fakat yaşayabileceğim bir şehir değil. eminim çok iyi insanlar da vardır ama bana nedense hep kaba insanlar denk geldi. esnafı özellikle alıştığım profilin çok dışındaydı. bilemiyorum belki de izmir insanına fazlasıyla alıştığım için konya bana farklı geldi.

sanı değil gerçektir. tabi nereden baktığınız da önemli. mağara insanıysanız 'yoh la, gonya çoh mibarek bir şeeerdir' demeniz olağan görülebilir. ama üzülerek söyleyeyim ki; yarı memleketim olan konya gündüz derviş, gece berduş tiplerin çok olduğu bir yurt köşesidir.

doğduğum 17 yıl yaşadığım ve 35 yıldır en az senede 2-3 kez gittiğim bir kenttir. üniversitelerine rağmen halkının büyük bölümü gerçekten ultra yobazdır. 50 yıl önce daha kötüydü. üniversite kenti biraz değiştirmekle birlikte; siyasal islam'ın da etkisiyle kent halkı da üniversiteyi dönüştürmüştür. en büyük üniversitesi'nin selçuk üniversitesi kampüsünün, kadrolarının yağmalanmasıyla oluşturulan prof dr. necmeddin erbakan üniversitesi olması da buna örnektir.

aç gözlü ve ahlaksız ev sahibi hacı amcalarla, asgari ücretin altında aylıklarla insanları köle gören işverenlerle doludur. biraz demokrat ve aydınsanız orada üniversite okuduktan sonra ateist olmanız kaçınılmazdır.
bir hukukçu olarak söyleyeyim fuhuş, ensest ve cinsel suçların nüfusa oranı oldukça yüksektir.
yeğenimin ateist rus kız arkadaşı ilk iki aylık sürecinde taciz bakışlarından giyim tarzını değiştirmek zorunda kalmıştır. o denli abaza işte.

iç anadolunun parisi*. etliekmeğine kurban olduğum şehir. yobazı aşırı yobaz ama yobaz olmayanları da bir o kadar iyidir.
tıpkı afyon gibi, tıpkı çorum gibi ve tıpkı caaanım ülkemdeki diğer pek çok şehir gibi.