koronavirüs’ün erkeklerde daha fazla ölüme yol açması

sanırım erkekler kadınlardan daha rahat, salaş yaşıyor. kendine dikkat açısında daha az özen gösterdiği için direnç de az oluyor.


20 ocak 2020'de, çin'in wuhan kentinde esrarengiz bir solunum yolları hastalığı ortaya çıktığında, genetik bilimci sharon moalem, twitter hesabından bir mesaj paylaştı.
"yeni keşfedilen wuhan akut solunum sendromu'na (wars) neden erkekler daha fazla yakalanacak?" diye soruyordu moalem.
global health 50/50 veri tabanına göre, verilerine ulaşılan ülkelerin çoğunda covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden erkeklerin sayısı kadınlardan daha fazla.
--- alıntı ---

cinsiyetler arasında hayatta kalma oranındaki farklılıklar erken yaştan itibaren kendisini gösteriyor.

kadınlar, genel olarak daha düzenli doktora gidiyor, daha az sigara içiyor, daha sık el yıkıyor. erkekler ise tipik olarak daha riskli davranışlar gösteriyor ve hastalıklara karşı zamanında müdahalede bulunmuyor.

--- alıntı ---

bize bir şey olmaz, devam.

kadınlarda bulunan östrojen hormonunun corona virüse karşı direnç oluşturduğunu ve bu yüzden erkeklere oranla kadınların hastalığı daha çabuk atlatmasına ve ölüm oranının daha az olmasına sebep olduğu da başka araştırma konusudur.

ayakkabı numarası ile zeka puanı arasında da korelasyon varmış mı? sorsanıza bir.

testosteron hormonu, koronavirüsün ağır ve etkili geçmesinde rol oynadığı için, hastalık erkekleri daha çok vuruyor.

üzülsem mi, sevinsem mi bilemedim.

covid 19 virüsünün feminist olduğunu düşündüren bilgi.

"koronavirüs'ün erkeklerden daha fazla ölüme yol açması" diye algılamamla bir anda dikkatimi çeken başlıktır. dikkat edilmesi gerekir zira yanlış anladığım haliyle ufuk açabilir. doğrulanması zordur ama doğrulanması halinde yaşamın seyrini değiştirmeye meyyaldir.

feministlerin umrunda olmayacak durumdur. tam tersi olsaydı koronavirüs patriyarkanın bir tezahürü diye başımızın etini yerlerdi.

son verilere göre; normal şartlar altında erkeklerin yaşam süresi 75-76 yaş iken kadınların 81. virüs olmadan da erkeklerin yaşam süresi kısayken virüsten yine en çok erkeklerin etkilenmesi de ilginç. tabi sayısal veriler önemli. ama çevremdeki pozitif kişiler ve durumlarını kıyasladığmda; kadınların daha hafif atlattığını buna rağmen erkeklerin daha ağır geçirdiğini söyleyebilirim. aynı evde yaşayıp herkesin pozitif olması ve sadece erkek bireylerin ağır geçirmesi... kadın ve erkek hiç bir koşulda eşit olamayacak...

edit: 2 gündür takip ediyorum ekmek alan, cips alan, yürüyüşe çıkan insanların nerdeyse tamamı erkek. dışarı çıkmak için çıkan grup. karantina kurallarına bile uymakta zorluk çekiyorlar. demek ki bi yanlışları var bu konuda.

erkekler daha çok dışarda olduğundandır.

öldürmese de süründürdüğü bir gerçek. hatta damar yapısına zarar verdiği için koronavirüsü atlatsalar bile ereksiyon problemi yaşadıkları tespit edildi. en iyisi kadın-erkek hiç yakalanmamak.

'erkek adama bir şey olmaz' lafı öldürür.

demeyin, bak ne oluyor.
hemcinslerim kirli pasaklı olmayı da seviyorlar.
üstüne tütün, alkol de ekleniyor.
yani direnci azaltan her şey erkekte mevcuttur.

bu hayatın gerçek mağdurları ve savaşçıları olduğumuz gerçeğini perçinler.

gerçi koronadan yıkılan erkek de ne bilim...

böyle zayıf halkaların eleminize olduğunu görünce ‘doğal seleksiyon’ beybi demek lazım.

adnan oktar hocamızın konu ile alakalı harika bir pasajı mevcut ‘yaramıyorsa çalkalamadan içmeyeceksin’

şu an ne alaka bilemedim ama yürek kıprıştırıcı bir laf, çok otantik. coşkunca.

kadınların bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğunu destekleyen çalışmalar var ayrıca bağışıklık sırasında kendi vücuduna daha az hasar veriyor.
ayrıca testosteron seviyesi düşük olanları daha kötü etkiliyor verilere göre.

tek zayıflığımız kadınlar değilmiş.

bu dünya agalara kurulmuş bir komplodan ibarettir.....

virüsün de feministine denk geldik. erkek düşmanı virüs.