kuran meali okumaz diyen varlıksılar

tanım: kendi itibarlarını zedelemek istemeyen bu yüzden işlerine göre oyun kurallarını değiştiren adamlardır

temsilli resim
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
öncelikle demek istediğim şey su eğer bir şeyi bilmeden okuyorsan onun hiç bir anlamı yoktur eğer müslümansan allah tarafından gelen kitabı ezber değil de anlayarak okumak daha mantıklı değil mi allah da bunu istemez mi ?
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
"müslüman olmama"* hikayemin başlangıcıydı bu varlıksılar ne zaman din hocama hocam meal okumak istiyorum nerden temin etmeliyim desem bana sürekli tefsir söylüyor normal meal okumamam gerektiğini söyler hatta arapça okumanın daha faziletli olduğunu söylerdi bende tabi neden diye sorar aklın yetmez kendin kavrayamazsın derdi * dedim tabi ki kuran apaçık değil mi hocam* neden anlayamayayım ki dedim cevap yok kem küm etmişti bende gitmiştim meal bulmuştum zaten orada koptu benim kayış sürekli tartışmalı konular vardı sürekli işe gelip gelmeyeceğine göre fiilleri farklı farklı değiştirmeler gördüm sonra anladım tefsiri işlerine geldiğine göre yorumlamak için tefsire ihtiyaç duyuyorlardı velhasıl şuan müslüman değilim bu adam sayesinde kendisine buradan teşekkürlerimi iletirim
kısaca şunu söylemek istiyorum okuduğunuzu araştırın mantıklı mı değil mi diye
***

elbette bu tanımın altında da olacaktır bu varlıksılar buradan onlara çokça selamlar *

sadece kuran’ın değil hiçbi şeyin tercümesi okunmamalıdır. o kadar dine meraklıysan gidip dil öğreneceksin. bunlara sorsan doktorlar boşuna latince terim kullanıyo. ülkede hiçbi spesifik alanın sahibi olmadığı için iki makale okuyan iki tercüme okuyan allame-i cihan oluyo. o yüzden en güzeli matematik abi. hiçbi keko iki makale okuyup ahkam kesemiyo.

bu tarz insanlarla tanışmanız üzücü olmuş, benim karşılaştığım hocalar ise sürekli meal, tefsir okumamı söylerdi. hatta bir hocamız ödev olarak kuran'ı meal olarak bitirmemizi istemişti. her neyse tefsirin kafasına göre yorumlamak olarak algılamanız biraz yanlış geldi bana. sonuçta tefsir ilmi için bir çok ilme vakıf olmak gerekiyor. tefsir yapan kişiler sadece kelimeleri dikkate almıyor, bunun için islam tarihi, arapça, siyer, hadis gibi bir çok alandan faydalanılması gerekiyor. yani bir alimin kafasına göre kuranı yorumlaması büyük bir sorumluluk olur, ve bizim bu şekilde suçlamamız da aslında büyük bir sorumluluk.

enternasyonel olmak için ingilizce öğrenen, ahireti için arapça öğrenmekten kaçınanlara dikkat çeken varlıksılardır.

kuranın mealindeki en önemli nokta tarihselciliktir. o dönemde hangi anlamlara geliyor kelime, cümle, hitap arapça için çok karışık.

bu sebeple en iyisi iyi araştırılmış 2-3 farklı mealden aynı anda karşılıklı okumak ve bağlamı iyi yakalamak.

mesela güneşe yemin olsun diye başlar bir ayet. allah neden güneşe aya geceye vs yemin ederek bunlara meydan okur? burada hepsi bir başka güç odağını temsil eder o dönemde en zengine güneş denilir vs gibi bir üslup kurmacası vardır. tabii meallerde bu elli farklı şekilde

alak kavramını sevgi, kan pıhtısı vs açıklayanlar var.

kalem suresinde kalem bürokrasiyi temsil eder vs. o kadar çok şey var ki.

bu dediklerim yüzde yüz doğru mu hayır. kuran türkçe okunur ama dönemle alakalı derin bilgileriniz ve yardımcı okumalarınız olması gerekiyor.

kişisel inanç ve ibadet konusunda da kafa karışıklığı yoktur onlar gayet basit o yüzden o hocalar boş yapmasın ki tam olarak kendileri için kalem ayeti var. bilgiyi muktedir olmak için kullananların nasıl helak olduğuyla ilgili

ben de dinden çıktım. kısmen tefsir de biliyordum. bütün abukluklara bir bahanem vardi allah aşkından hepsini görmezden geliyordum.

lâkin benim çıkış anımda ben hala bir tanrı var diye biliyordum. hatta ona sen zalimsin diye haykırırken beni orada yakacağını düşünüyordum.
cocuk tecavüzlerine, açlıktan ölen masumlara neden izin verdiğine kafayı takıp resmen meydan okuyarak dinden çıktım.

tefsirli mealler okunabilir. sade tercümeler de öyle. ne de olsa insanın kafa karışıklığını giderecek pek çok mecra var.

kardeşim okunmaz da o yüzden öyle diyorlar. son dönemde bir moda çıktı yok kuran bize yeter tefsire gerek yok da bilmem ne. bu tamamen palavradır. kur'an-ı kerim'i anlamak için öyle tefsir falan da yetmez ibrahimi dinler bir bütündür kitab-ı-mukaddes de bilmek gerekir. hatta ileri gidiyorum bazı yerlerde apokrif inciller, mişnaları ve talmudları dahi bilmeniz gerekebiliyor.* elinizdeki kitap kitab-ı mukaddes değil. kronolojik bir sıra takip etmiyor. kur'an-ı kerim bir referans kitabıdır. bir bakmışsın yerin yaratılışını anlatıyor bir bakmışsın imandan bahsediyor. bir resul konuşuyor, bir allah. tahrim 5 ve ahzab 37 vs. resulün hayatına referans verirken ademin yaratılışı falan tekvin bölümüne referanstır.

okumayın tabii..
okumayın ki; muhataplarının mantıkla izah edemeyecekleri cevapları, sizin gibi kafası karışık şüpheci münafıkların(!) zor soruları ile karşı karşıya kalmasınlar.
okumayın ki; ağızlarından çıkan her şeye koşulsuz, şartsız inanan, itaat eden tatlı su mü'minleri olmaya devam edin...
okumayın ki; cemaatleri, tarikatleri, her ne zıkkımları var ise işte, adına ne deniyorsa artık, onun içerisindeki işleyen çarklar işlemeye devam edebilsin. cemaat önderleri milyonluk hançer koleksiyonlarına yeni parçalar ekleyebilsin, asansörlü villalarında ikamet edebilsin, çakarlı zırhlı milyonluk arabalarıyla tebliğe devam edebilsinler...