1.
(tematik)
su katmanına varıncaya kadar kazılan, genellikle silindir biçiminde olan, çevresine duvar örülen yapı.
devamını gör...
2.
yeraltı suyu açısından zengin olan bölgelerin apartmanlarına suyu verilebiliyor bazen. kokusuna çok rahatsız edici diyemem ama yine de uzun süre şişede duran su kokusundan hallice ve saçları mahvediyor.
devamını gör...
3.
bilir misin; insanı yürek boşluğunda bilinmez bir ateş üşütür. evet, ateş üşütür. gönül neyi beklediğini bilmez. uzaklardan belirip müjde gibi gelecek bir tanıdık yüz yoktur. özlem özlenir. aynadaki bile kendine görünmez. tanrısı mı diyorsun? o en içte içeride, çıt çıkarmadan gizlenir. kaybolmuşlara varlığını feryâd ile ispat etmez, bilmiyor musun?
sonra biri uçar gelir de geçerse kısık gözlerinin önünden, işte böyle… bakışır ve hatırlarlar.
sonrası mı?
ne kavuşması!
göç…
aşina özlem. huzurun hasrete uzayan kanat sesleri. haklı yalnızlık… öyle böyle değil işte, bilmiyorsun. yalnızlığı siyah gibi bir renk sanıyorsun. değil! siyah nettir. herkes aynı görür. yalnızlık, griden maviye sonsuz bir yoldur. binbir tonu vardır. uzak değilsen başını göğe kaldır da bir bak. kimsenin göğü birbirine benzemez. seninki bile dünküne benzemez. yoğunsundur gerçi, dur kalkma.
hem sen bana bakma. bir kere düşmeyegör! çıkamazsın. düşme düşme. bırak dünya oyalasın seni. bir eş, çoluk çocuk, iş güç, çarşı pazar… düşme bu gittikçe derinleşen kuyuya, düşme. uzanmıyor buralara dünyadan bir ip. düşme sen… anlam kuyusu, sessizlik yankılandıkça ağırlaşır.
sesim gelmiyor mu sana sahi? çok yukarıdasın. ve bağıracak hiç hâlim yok. duyduysan önünden geçiyorsundur kuyumun. hoş git. yetiş akşam çayına, uğurlar olsun…
sonra biri uçar gelir de geçerse kısık gözlerinin önünden, işte böyle… bakışır ve hatırlarlar.
sonrası mı?
ne kavuşması!
göç…
aşina özlem. huzurun hasrete uzayan kanat sesleri. haklı yalnızlık… öyle böyle değil işte, bilmiyorsun. yalnızlığı siyah gibi bir renk sanıyorsun. değil! siyah nettir. herkes aynı görür. yalnızlık, griden maviye sonsuz bir yoldur. binbir tonu vardır. uzak değilsen başını göğe kaldır da bir bak. kimsenin göğü birbirine benzemez. seninki bile dünküne benzemez. yoğunsundur gerçi, dur kalkma.
hem sen bana bakma. bir kere düşmeyegör! çıkamazsın. düşme düşme. bırak dünya oyalasın seni. bir eş, çoluk çocuk, iş güç, çarşı pazar… düşme bu gittikçe derinleşen kuyuya, düşme. uzanmıyor buralara dünyadan bir ip. düşme sen… anlam kuyusu, sessizlik yankılandıkça ağırlaşır.
sesim gelmiyor mu sana sahi? çok yukarıdasın. ve bağıracak hiç hâlim yok. duyduysan önünden geçiyorsundur kuyumun. hoş git. yetiş akşam çayına, uğurlar olsun…
devamını gör...
4.
düzlükte çok yürüdüm, sonra bir kürek buldum, yalnızca düzlüğü biraz bozmak, monotonluktan kurtulmak istedim, bir kuyu kazmaya başladım. kazdıkça düştüm, düştükçe kazdım. sonra kafamı kaldırıp baktım, monotonluğum kuyu olmuştu. karanlık, uzayıp giden, derin bir kuyu. elimde kürekten başka bir şey olmadığından kurtuluş sandığım o büyük hatayı yaptım; kuyuyu genişlettim ve işte hayat: derin ve geniş bir krater.
devamını gör...
5.
görseydiniz
gelincikler bırakırdım rüyalarınıza
aldandım çokça ve aldatmıştım belki biraz
hem çocuk, hem ihtiyardı yaşım...
ama bilin ki;
ağlıyorum ben de
o kuyunun başında
sizin gibi
hâlâ...
b.
şiir için güçlü bir metafor
gelincikler bırakırdım rüyalarınıza
aldandım çokça ve aldatmıştım belki biraz
hem çocuk, hem ihtiyardı yaşım...
ama bilin ki;
ağlıyorum ben de
o kuyunun başında
sizin gibi
hâlâ...
b.
şiir için güçlü bir metafor
devamını gör...
6.
adı lazım değil başka bir sözlükte aşırı incelikli bir arkadaşın nickiydi.
devamını gör...
7.
bir kuyu hem karanlığı hem suyu saklar. ya su karanlığı ya karanlık suyu paklar.
devamını gör...
8.
9.
bir düzlükten, konuşarak gelenleri duyuyorum. göremiyorum çünkü her an biraz daha kuyuyorum. kuyumak diyorum, düşmenin eşanlamı bir kelime, uyduruyorum.
devamını gör...
10.
kuyuya attılar. orada bile rahat bırakmadılar.
devamını gör...
11.
toprakta su katmanına ulaşıncaya değin derinliğine kazılan, iç çevre yüzeyine duvar örülen, suyundan yararlanılan derince çukur.
devamını gör...
12.
bir rüzgarla tırmandım,
düşersem yandım.
düşersem yandım.
devamını gör...