1.
george sand'den kaçan kovalanır temalı bir aşk hikayesi.
evleneceği için eski aşığındaki mektuplarını ve fotoğraflarını değiş tokuş ederek tamamen ilişkiyi bitirmek isteyen bir genç, lionel, bu takas sırasında kadının, lavinia'nın, zamanla ne kadar güzelleştiğini görünce tekrar aşık olduğunu sanmasıyla ilerleyen bir hikaye.
sanması diyorum çünkü adamın tekrar aşık olması tamamen kadının onu istememesinden ve başka yakışıklı zengin bir adamın lavinia ile evlenmek istemesinden geliyor bence. her şeyi kafada kurup düşünüyor ama kadının onu unuttuğu ihtimalini aklına getirmiyor bile. erkek özgüveni...
insan psikolojisini, özellikle de narsist erkeği çok güzel anlatan bir kitap bence. bu açıdan hikaye boyunca okuduğumuz kafada kurmalar çok değerliydi.
lionel'in narsist kişilik bozukluğunu temsil ettiği gibi yanından ayrılmayan henry de hiperaktiviteyi temsil ediyor sanki. kitabı psikolojik bağlamda okumaktan alamadım kendimi. psikoloji ile ilgiliyseniz ve bu hikayeyi okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.
hikayenin sonu ise başka hiçbir türlüsü beni tatmin etmezdi diyeceğim bir son. daha fazla spoiler olmasın diye söylemeyeceğim.
muhteşem güzel bir aşk, ah kalbim acıdı diyeceğiniz bir şey beklemezseniz bu kitabı seversiniz diye düşünüyorum.
evleneceği için eski aşığındaki mektuplarını ve fotoğraflarını değiş tokuş ederek tamamen ilişkiyi bitirmek isteyen bir genç, lionel, bu takas sırasında kadının, lavinia'nın, zamanla ne kadar güzelleştiğini görünce tekrar aşık olduğunu sanmasıyla ilerleyen bir hikaye.
sanması diyorum çünkü adamın tekrar aşık olması tamamen kadının onu istememesinden ve başka yakışıklı zengin bir adamın lavinia ile evlenmek istemesinden geliyor bence. her şeyi kafada kurup düşünüyor ama kadının onu unuttuğu ihtimalini aklına getirmiyor bile. erkek özgüveni...
insan psikolojisini, özellikle de narsist erkeği çok güzel anlatan bir kitap bence. bu açıdan hikaye boyunca okuduğumuz kafada kurmalar çok değerliydi.
lionel'in narsist kişilik bozukluğunu temsil ettiği gibi yanından ayrılmayan henry de hiperaktiviteyi temsil ediyor sanki. kitabı psikolojik bağlamda okumaktan alamadım kendimi. psikoloji ile ilgiliyseniz ve bu hikayeyi okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.
hikayenin sonu ise başka hiçbir türlüsü beni tatmin etmezdi diyeceğim bir son. daha fazla spoiler olmasın diye söylemeyeceğim.
muhteşem güzel bir aşk, ah kalbim acıdı diyeceğiniz bir şey beklemezseniz bu kitabı seversiniz diye düşünüyorum.
devamını gör...
2.
george sand ın okudugum ikinci kitabı.
ilki ma vie-hayatım-.
velhasılı bir adam var kadının sevdigi, baskasına gidiyor zengin diye. kadın kahroluyor. sonra kadın baska zengin ve yakısıklı bir adamla evlenmek uzere. karsılasıyorlar. bizim adam kadının guzelliginden gene cok etkileniyor ve gel beraber olalım diyor. kadın pas vermiyor. sonra yakısıklı ve zengin adamla da evlenmiyor ve not bırakıyor:
-pek cok kadın onunla evlenirdi. ama ben ozgurlugumu seciyorum. kendime saygıyı seciyorum
mesajı cakıyor yani george sand;)
ilki ma vie-hayatım-.
velhasılı bir adam var kadının sevdigi, baskasına gidiyor zengin diye. kadın kahroluyor. sonra kadın baska zengin ve yakısıklı bir adamla evlenmek uzere. karsılasıyorlar. bizim adam kadının guzelliginden gene cok etkileniyor ve gel beraber olalım diyor. kadın pas vermiyor. sonra yakısıklı ve zengin adamla da evlenmiyor ve not bırakıyor:
-pek cok kadın onunla evlenirdi. ama ben ozgurlugumu seciyorum. kendime saygıyı seciyorum
mesajı cakıyor yani george sand;)
devamını gör...