1. (tematik)
damarlarda dolaşan kanla, dokular arasında görev yapan sıvı.
devamını gör...
2. (tematik)
vücudumuzdaki bir sistemin ismidir.
devamını gör...
interstitial fluid (dokular ve hücreler arası sıvı) kökenli, kan plazmasına benzeyen (kanın sıvı kısmı), kendine özel tek yönlü sirkülasyonu olan hede.

şimdi sevgili dostlar, bütün dokularımızda hücreler arasında bir miktar sıvı bulunur. bu sıvıya (su aslında. bildiğimiz su) kandan besinler, oksijen, hücreler için gerekli olan bütün iyi ve güzel şeyler geçer. hücreler de bu besinleri kullanır, oksijeni alır yakar, çöpünü püsürünü evinin önündeki bu sıvıya boşaltır. şeklen gösterirsem daha anlaşılır olabilir
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

intracellular fluid (icf) olarak gösterilen şeye takılmayın. o hücrenin sitoplazması. o da sıvı, ama işimiz şu an onunla değil. hazır bu kadar sıvıdan bahsetmişken hemen bir soru sorayım. sıvıların ortak özelliği nedir? akmaları değil mi. kan nasıl ki akıyorsa bu interstitial fluid de akar. aktığı yer de lenfatik sistem. lenfatik sistem de böyle bir şey
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

aynı dolaşım sistemi gibi lenf sistemi de damarlardan oluşur. gerçi dolaşım sisteminde (dolaşım sistemi dediğim şey kan dolaşımı) temelde iki tip damar olmasına rağmen (arter ve ven) lenfatik sistemde sadece venöz yapılar var. tek yönlü dolaşım olduğu için de damarların uçları küt, yani kapalı. o da şöyle bir yapı
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

gelelim şimdi benzerliklere farklara. bakınız arteryel dolaşımda kan, kalbin pompa gücünü kullanaraktan hayvan gibi basınçla ve hızla çıkış yapar ve gideceği yere hızlıca gider. ayrıca arter çapı kocamandır, geniştir, otoyol gibidir, kan uçtukça uçar. sonra o arterler yavaş yavaş daralır, duble yola dönüşür, daraldıkça daralır, ana caddeye dönüşür, daha da daralır, mahalle aralarındaki sokaklara dönüşür, daha da daralır, bir arabanın zar zor geçeceği fatih sokaklarına döner en son.

işte bu daracık haline kapiller damarlar adı veriliyor, yani kılcal damarlar. kılcal damarların bir ucu arteryel (kanın temiz, oksijenli, bol besinli vs olduğu ve daha hızlı/basınçlı olduğu uç) iken diğer ucunda co2 konsantrasyonunun arttığını, kan akış hızının minimuma indikten sonra biraz daha hızlandığını ama diğer uçtaki kadar hızlı olmadığını, toksik/metabolik ürünlerin arttığını ve koyulaştığını görüyoruz; ki biz bu uca venöz uç diyoruz. sonra bu daracık venöz uç fatih sokaklarından ana caddeye, ana caddeden duble yola, yer yer otoyola kadar genişliyor fakat arter ile ven arasında yapısal olarak da şöyle bir şey var: arter kalbin pompa basıncını kullanırken vende böyle bir güç yok. kan kapiller damarların ortasında durma noktasına geldiğinde bunu tekrar harekete geçirecek bir güç yok ne yazık ki.

duran arabayı hiçbir güç kullanmadan tekrar hızlandıracak yöntemi keşfetmek gibi bişey bu. ki bunu yaparsanız nobel ödülünüz benden. samimi söylüyorum. çığır açarsınız, fosil yakıta bağımlılığı bitirirsiniz. ne fosil yakıtı, komple yakıta bağımlılığı bitirirsiniz. açlık biter, hiv'e çare bulunur, savaşlar durur, insanlık uzaya çıkar vs vs *.

efendim bu venöz damarlarda (hala kan dolaşımındayım bakın) küçük kapakçıklar bulunur. valf diyoruz biz bunlara (ing. valve) şöyle görünürler
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kalbin pompa gücü olmadığı için kol bacak gibi organlardaki kas gücü kullanılır buradaki kanın dolaşımı tamamlayıp kalbe tekrar dönmesi için. şöyle ki, yürüdükçe falan kolumuzu bacağımızı hareket ettirdikçe kaslar kasılır ve valfler açılır. böylece kan bir sonraki bölmeye ittirilir, kaslar gevşediğinde valfler kapanır ve kanın geri akması engellenir.

lenf damarları da aynı bu mantıkla çalışır. valfleri vardır, kasların hareketine göre ittirilerek taşınım sağlanır (taşınım diyorum çünkü dolaşımdan bahsedemeyiz şu durumda. tek yönlü bir gidiş var).

pekiiiii, lenfatik sistemde ne dolaşıyor anlattım, içinde neler bulunur ondan daha detaylı bahsedeyim biraz. bir kere yediğiniz içtiğiniz her şeyin yağı bu lenf yoluyla emilir ve dolaşıma taşınır. o cepte olsun. onun dışında daha moleküler düzeyde bakarsak hücrenin ürettiği her şey lenfe geçer, bu da lenfatik taşınımla ilgili draining lenf düğümüne taşınır.

şöyle anlatayım: dokuyu bir mahalle düşünün, doku içindeki her hücreyi de birbirinden farklı evler düşünün. her evin yediği içtiği şeyler, yaşayan kişi sayısı gibi parametreler benzer olsun. bu evler ürettiği çöpleri de evlerinin önüne koyuyor diye düşünün. çöp kamyonu gelip alıp götürüyor, belirli noktalarda bu çöpler ayrıştırılıyor, kim ne yemiş ne almış bakılıyor olsun. işte çöp kamyonu buradaki lenfatik sistem. götürüp ayrıştırma yaptığı yer de lenf düğümü. her mahalle, her doku, her hücre topluluğu böylece sürekli monitörize ediliyor, düzgün çalışıyorlar mı kontrol edilmiş oluyorlar.

lenfin bize sağladığı bir başka özellik de şu: bu mahallemize bir göçmen geldi diyelim. millet verip ırkçılık yapmak istemiyorum, o yüzden marslı diyelim. marslı göçmen ailemiz kendi kültürü gereği mahallede yenen yemeklerden farklı şeyler yiyor, çok değişik şeyler yapıyor, evinden sürekli ah uh sesl- ehm o başka hikaye. mekanik bir trrrrrr sesi geliyor olsun mesela. bir para sayma makinesine benzesin bu ses. meğersem marslı ailemiz kalpazanmış, allah allah şu işe bakın ki mahalle kuralları gereği kalpazanlık da yasakmış. bu bilgiyi de ilgili çöp ayrıştırma birimlerine taşır lenf (yani şimdi bunun nasıl taşınacağını açıklamak zor ama örnek sonuçta bu. patojene ait yabancı antijenin taşınmasını anlatmaya çalışıyorum). ilgili çöp ayrıştırma istasyonlarında bu marslının farklı olduğu, yasal olmayan işlere bulaştığı ve olası mahalleyi ele geçirme planları deşifre edilir ve polis birimleri (bağışıklık hücreleri) mahalleye sevk edilir. biz immunologlar bu olaya inflamasyon diyoruz. bir gece şafak operasyonuyla alıverirler içeri valla.

sadece dışarıdan gelen marslıları değil, kendi mahalle sakinlerimizden marslıya dönüşenleri de tespit eder lenf. daha doğrusu işaretleri taşır, polislere haber verir. bazen de öyle bir durum olur ki marslılık işine giren mahalle sakinlerimiz kendileri bu lenf yoluna atlar, ayrıştırma birimine gider. intihar gibi geliyor kulağa değil mi, ama değil. bu ayrıştırma merkezindeki görevlileri rüşvetle, şantajla, türlü yöntemlerle susturup yoluna devam eder, böylece ana dolaşıma (kan dolaşımı) katılır. dolanır dolanır dolanır, bambaşka bir mahalleye yerleşir, orada da çoğalır, milleti kendine benzetir. buna da metastaz diyoruz.

buyucu ile sağlık101 köşemizin bugünlük sonu. bir sonraki konumuz lenf düğümü olacak.

p.s. bu entryde yardımlarını esirgemeyen cassiopeia bebişime teşekkürler şelale *
devamını gör...
lenf damarları içerisinde dolaşan, kan plazması ve lenf proteinlerinden oluşan dolaşım sıvısı olarak tanımlanır.


lenf, lenf damarları içinde akıcı bir maddedir.
lenf damarları kandan hücreler arasına sızan maddeleri toplayarak yeniden kana kazandırır. lenf düğümleri ise vücudumuzu hastalıklara karşı korur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görsel kaynak
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"lenf" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim