thomas berger'in aynı adlı romanından uyarlanan senaryosuyla yönetmen arthur penn tarafından 1970 yılında çekilen western komedi filmidir. 121 yaşındaki jack crabb'in bir tarihçiyle yaptığı mülakatları merkeze alarak ona anlattığı yaşam öyküsünü satirik bir dille ele alan filmin kendi kategorisinde sıkı takipçileri olduğu ve kült kategorisinde anıldığını söyleyebiliriz.
yönetmen: arthur penn
oyuncular:
dustin hoffman
faye dunaway
chief dan george
martin balsam
richard mulligan
jeff corey
oyuncular:
dustin hoffman
faye dunaway
chief dan george
martin balsam
richard mulligan
jeff corey
uluslararası moskova film festivali 1971 - fipresci ödülü
new york film eleştirmenleri çevresi ödülleri 1970 - en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü
new york film eleştirmenleri çevresi ödülleri 1970 - en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ateist kaplumbağa" tarafından 23.03.2021 22:27 tarihinde açılmıştır.
1.
thomas berger'in aynı isimli romanından uyarlanan 1970 yapımı arthur penn filmi.
yine aynı tarihte ralph nelson tarafından beyaz perdeye aktarılan revizyonist western filmlerinin en önemli örneklerinden birisi olan soldier blue ile birlikte holywood'un kızılderili meselesine bakışını değiştiren iki yapımdan biri olarak nitelenebilir. aralarındaki fark ; soldier blue'nun katı gerçeklik ve olanca vahşeti ile meseleleri aktarmasına karşın little big man'in meseleyi daha mizahi bir şekilde ele alarak, göndermeler yapmak suretiyle meseleye yaklaşmasıdır. farklı yaklaşım tarzlarını seçmiş olsalar dahi her iki filmde bu noktada çok değerlidir.
filmde daha çocukken cheyenne kabilesi tarafından kaçırılan ve onlarla birlikte yaşamaya başlayan jack crabb’in -dustin hoffman- hayat hikayesi anlatılmaktadır. ama bu hikâye çok farklı bir şekilde huzurevinde başlar. jack crabb 121 yaşındadır ve onun teybe kayıt edilen röportajı filmin çıkış noktasıdır. filmde çok hoş mizahi göndermeler görüyorsunuz. tabiri caizse beyaz şeytanın kızılderililere uyguladığı mezalime karşı, gelişine muhteşem vuruşlar yapılıyor ve her seferinde top doksanlardaki örümcek ağlarını temizleyerek insanın içinin yağlarını eritiyor.
aslında jack crabb'in almış olduğu isim dahi göndermeler açısından önemli, gerçek ''little big man'' cheyenne kabilesi mensubu değildir. o lakota kabilesine mensuptur. bununla ilgili çılgın at başlığına bakabilirsiniz zira onun hikâyesine orada değinmiştik. peki neden jack'e bu isim uygun görülmüş? kanımca arada kalmışlık hissini yaşaması ve sürekli gel gitler içerisinde yaşamını sürdürmesi bunda en önemli etken, bu tarz arada kalmışlık hissini yaşayan pek çok kızılderili yer aldı tarih sayfalarında.
jack filmde ping pong topu gibi bir oraya bir buraya savrulur. savaşlara katılır, ablasını bulur o sırada hristiyanlığa meyleder. arkasından vahşi batı şovuna katılır falan derken en nihayetinde custer'ın emrinde little bighorn savaşı'nda yer alır. custer onun kızılderili geçmişini bildiği için ona güvenmez, onun tüm söylediklerinin aksini gerçekleştirir. işte zurnanın zırt dediği yerde burası olur ve jack savaşın seyrini değiştiren adam olarak karşımıza çıkar.
izlenilesi bir filmdir. zira başta da söylediğim gibi ''soldier blue''ile birlikte kızılderili meselesine bakışı ters düz etmiştir. dustin hoffman'ın oyunculuğu ise tek kelime ile harikadır.
tabi şöyle bir şerh koymam lazım; çekim yılı eski olan filmleri tercih etmeyenler ve meseleye ilgisi olmayanlar bu filmi pek sevmeyebilir. ancak kızılderili tarihine ve eski filmlere meraklıysanız, ve filmi izlemediyseniz muhakkak izlemeniz gereken bir baş yapıt olduğunu söyleyebilirim.
filmdeki boşlukları doldurmak açısından da sözlükten bir kaç başlığı şuraya not düşeyim zira bu başlıklarda filmdeki kurgusal akışın gerçek tarihi boyutlarına değinilmiş durumda ;
(bkz: soldier blue) (bkz: çılgın at) (bkz: oturan boğa)
(bkz: kızıl bulut) (bkz: hayalet dansı) (bkz: cheyenne) (bkz: little big horn savaşı)
yine aynı tarihte ralph nelson tarafından beyaz perdeye aktarılan revizyonist western filmlerinin en önemli örneklerinden birisi olan soldier blue ile birlikte holywood'un kızılderili meselesine bakışını değiştiren iki yapımdan biri olarak nitelenebilir. aralarındaki fark ; soldier blue'nun katı gerçeklik ve olanca vahşeti ile meseleleri aktarmasına karşın little big man'in meseleyi daha mizahi bir şekilde ele alarak, göndermeler yapmak suretiyle meseleye yaklaşmasıdır. farklı yaklaşım tarzlarını seçmiş olsalar dahi her iki filmde bu noktada çok değerlidir.
filmde daha çocukken cheyenne kabilesi tarafından kaçırılan ve onlarla birlikte yaşamaya başlayan jack crabb’in -dustin hoffman- hayat hikayesi anlatılmaktadır. ama bu hikâye çok farklı bir şekilde huzurevinde başlar. jack crabb 121 yaşındadır ve onun teybe kayıt edilen röportajı filmin çıkış noktasıdır. filmde çok hoş mizahi göndermeler görüyorsunuz. tabiri caizse beyaz şeytanın kızılderililere uyguladığı mezalime karşı, gelişine muhteşem vuruşlar yapılıyor ve her seferinde top doksanlardaki örümcek ağlarını temizleyerek insanın içinin yağlarını eritiyor.
aslında jack crabb'in almış olduğu isim dahi göndermeler açısından önemli, gerçek ''little big man'' cheyenne kabilesi mensubu değildir. o lakota kabilesine mensuptur. bununla ilgili çılgın at başlığına bakabilirsiniz zira onun hikâyesine orada değinmiştik. peki neden jack'e bu isim uygun görülmüş? kanımca arada kalmışlık hissini yaşaması ve sürekli gel gitler içerisinde yaşamını sürdürmesi bunda en önemli etken, bu tarz arada kalmışlık hissini yaşayan pek çok kızılderili yer aldı tarih sayfalarında.
jack filmde ping pong topu gibi bir oraya bir buraya savrulur. savaşlara katılır, ablasını bulur o sırada hristiyanlığa meyleder. arkasından vahşi batı şovuna katılır falan derken en nihayetinde custer'ın emrinde little bighorn savaşı'nda yer alır. custer onun kızılderili geçmişini bildiği için ona güvenmez, onun tüm söylediklerinin aksini gerçekleştirir. işte zurnanın zırt dediği yerde burası olur ve jack savaşın seyrini değiştiren adam olarak karşımıza çıkar.
izlenilesi bir filmdir. zira başta da söylediğim gibi ''soldier blue''ile birlikte kızılderili meselesine bakışı ters düz etmiştir. dustin hoffman'ın oyunculuğu ise tek kelime ile harikadır.
tabi şöyle bir şerh koymam lazım; çekim yılı eski olan filmleri tercih etmeyenler ve meseleye ilgisi olmayanlar bu filmi pek sevmeyebilir. ancak kızılderili tarihine ve eski filmlere meraklıysanız, ve filmi izlemediyseniz muhakkak izlemeniz gereken bir baş yapıt olduğunu söyleyebilirim.
filmdeki boşlukları doldurmak açısından da sözlükten bir kaç başlığı şuraya not düşeyim zira bu başlıklarda filmdeki kurgusal akışın gerçek tarihi boyutlarına değinilmiş durumda ;
(bkz: soldier blue) (bkz: çılgın at) (bkz: oturan boğa)
(bkz: kızıl bulut) (bkz: hayalet dansı) (bkz: cheyenne) (bkz: little big horn savaşı)
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://i.hizliresim.com/Y5qx7X.jpg)
devamını gör...
2.
aslında filmin adına bakarak, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuştum* ve ateist kaplumbağa gibi biri niye bu işbirlikçi hainin filmini öneriyor demiştim. sonunda filmi izledim ve bugüne kadar izlemediğime pişman oldum. kızılderililerle ilgilenenler kesin izlemeliler.
devamını gör...
3.
"her şey boş, her şey yalan ve yokluktan ibaret" diyen düzenbaz beyaz adamla, "her şey canlı, her şey var" diyen kızılderilinin dünyaları arasındaki fark üzerine çook düşünmek lazım.. bu iki dünya görüşü arasındaki ahlak farkı uçurum..
devamını gör...