2010-2019 yılları arasında bbc'de yayınlanan polisiye dizidir. londra ağır suçlar birimi'nde çalışan john luther isimli dedektifin başından geçenleri konu alır. dedektif luther kıvrak zekası ile suçluların peşine düşerken bir yandan da zorluklarla ve ikilemlerle mücadele eder.
dizinin bir uyarlaması olarak luther: the fallen sun isimli filmi de vardır.
dizinin bir uyarlaması olarak luther: the fallen sun isimli filmi de vardır.
*bet ödülleri (2011) - en iyi aktör
*golden globe (2012) - en iyi erkek oyuncu
*namic (2011) - en iyi drama
*royal television society (2014) - en iyi aktör
*suç gerilim ödülleri (2011) - en iyi başrol
dizinin toplam 15 ödülü bulunmaktadır.
*golden globe (2012) - en iyi erkek oyuncu
*namic (2011) - en iyi drama
*royal television society (2014) - en iyi aktör
*suç gerilim ödülleri (2011) - en iyi başrol
dizinin toplam 15 ödülü bulunmaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "dışınızdaki irlandalı" tarafından 16.04.2021 18:49 tarihinde açılmıştır.
1.
neil cross'un yaratıcı yazarlığını, idris elba ve ruth wilson'ın başrollerini üstlendiği ingiliz polisiye ve psikoloji-suç dizisi. kendi içinde yaşadığı çeşitli politik ve psikolojik çatışmalar nedeniyle adalet dağıtmakta ve işini yapmakta zorlanan antikahraman bir polis dedektifinin hem özel hayatı hem de kariyerinde karşılaştığı zorlukları türlü akıl oyunlarıyla süsleyip sürükleyici bir kurguyla izleyene sunuyor. bir massive attack şarkısı paradise circus'un jenerik olduğu dizinin müzikleriyse hikayeye hizmet ettiği kadar kulak zevkine de epey hitap ediyor.
ben daha ne kadar öveyim okur?
ben daha ne kadar öveyim okur?
devamını gör...
2.
ingiliz yapımı, londra'nın çürümüş ruhunu karanlık ve kasvetli gri sokaklarında kaybolmanız için yapılmış bir psikolojik gerilim dizisi. başrolde idris elba'nın john luther karakterine cuk diye oturduğu bir yapım. dedektif luther, tam anlamıyla bir dahi; suçluların zihinlerine sızmakta, onların karanlık taraflarını çözmekte adeta uzman. ama tabii bu süper güç, onu kendi karanlık yönlerine çekiyor, o da ayrı bir mesele.
dizi, "sadece suçluları yakalayalım da biz ne olursa olsun" diyip geçmiyor. luther'in kendi içindeki şeytanlarla verdiği savaşı da başarıyla izleyicilere sunuyor. hani bir yanda gizemli bir suç, diğer yanda ise her bölüm biraz daha derinleşen bir psikolojik çözümleme var. o suçlu davasını çözmek için girdiği her derinlik, luther'in kafasında da bambaşka dünyalar açıyor.
zekice yazılmış suçlar, luther'in karanlık psikolojisiyle birleşince ortaya hem beyninizi hem de kalbinizi zorlayacak bir şey çıkıyor. dizinin her bölümünde izleyici hem yeni bir suçun karmaşasına hem de luther'in karmaşık ruh halinin içine sürükleniyor. bazı anlarda luther'in içsel boşlukları ve travmalarıyla öyle bir hesaplaşıyorsunuz ki, "bu adamın peşinden gitmek, suçluları yakalamaktan daha heyecan verici" diyebilirsiniz.
dizi, "sadece suçluları yakalayalım da biz ne olursa olsun" diyip geçmiyor. luther'in kendi içindeki şeytanlarla verdiği savaşı da başarıyla izleyicilere sunuyor. hani bir yanda gizemli bir suç, diğer yanda ise her bölüm biraz daha derinleşen bir psikolojik çözümleme var. o suçlu davasını çözmek için girdiği her derinlik, luther'in kafasında da bambaşka dünyalar açıyor.
zekice yazılmış suçlar, luther'in karanlık psikolojisiyle birleşince ortaya hem beyninizi hem de kalbinizi zorlayacak bir şey çıkıyor. dizinin her bölümünde izleyici hem yeni bir suçun karmaşasına hem de luther'in karmaşık ruh halinin içine sürükleniyor. bazı anlarda luther'in içsel boşlukları ve travmalarıyla öyle bir hesaplaşıyorsunuz ki, "bu adamın peşinden gitmek, suçluları yakalamaktan daha heyecan verici" diyebilirsiniz.
devamını gör...