#ödüllü filmler
animasyon / komedi / drama
9.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

kimsesiz kalmış küçük bir çocuğun tepeden tırnağa değişen hayatını anlatan tatlı bir animasyon filmi. aşırıya kaçmamış sahneleri ve diyaloglarıyla beni iki gözüm iki çeşme ortada bırakmıştı.
devamını gör...
bir claude barras animasyon filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu celinna sciamma, gilles paris'in autobiographie d'une courgette isimli romanından uyarlayarak yazmıştır. film oscar ve bafta ödüllerinde en iyi animasyon dalında adaylık kazamıştır. cannes film festivalinde de altın kamera ödülüne aday olmuştur. bunlar dışında da birçok ödül ve adaylık kazanmıştır.

izlemek için biraz geç kaldığımı hissetmiş olsam da son zamanlarda izlediğim açık ara ne iyi animasyon filmdi. hem senaryosu hem de çekim tekniği ile tam bana hitap eden bir filmdi. ayrıca bir öğretmen olarak tüm meslektaşlarımın, en azından hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum diye düşünerek bu mesleğe başlamamış olan gerçek öğretmenlerin mutlaka izlemesi gereken bir film bence.

tamamen kaza eseri annesini öldüren ve bundan sonra kendini bir yetimhanede bulan courgette'in öyküsü. courgette, kabakçık demek ve bu isim kahramanımıza annesinden kalan bir anı, bir bira tenekesi ile birlikte.

courgette'in bu yetimhanede kendi gibi olan çocuklarla birlikte iyileşme ve iyileştirme macerasını izlemek büyüleyici bir deneyim oldu benim için.

dünya hala güzel, çocukların gözünden bakınca.
devamını gör...
2016 senesinde çıkan isviçre ve fransa ortak yapımı animasyon filmidir. çocuklar için uygun olduğu söylenir fakat buna çok katıldığım söylenemez. ciddi anlamda olumsuz hisler canlandırıyor izleyen kişide. film benim izledikten sonra beşte beş verdiğim kaliteli bir filmdir. filmin içerisinde çalan şarkı benim yıllar öncesinde keşfettiğim bir şaheserin yorumlanmış halidir.
(bkz: le vent nous portera)
sonu içime su serpmiş olsa da filmi izlerken içimde koskocaman burukluk oluştu. kabakçık dediğimiz kişi filmin ana karakteri aslında. annesi ve babası artık olmayan, bir polis memurunun kabakçığı sevgi evlerine götürmesi ile başlıyor olaylar.
ismi kabakçık değil bu arada, annesi ona öyle seslenirmiş. bunun da ayrı bir güzelliği var. bence herkesin izlemesi gereken bir filmdir.
edit: imla.
devamını gör...
kabakçığın hayatı olarak çevrilen, yönetmenliğini claude barras'ın yaptığı dram türündeki animasyon filmi.

filmi izlerken yüzümde tebessüm oluşturan sahneler de olmuş olsa da kalbimde bir yerlere saplanan sahneler çok daha fazlaydı. animasyondaki çocukların hepsi kalbimde bir yara bıraktılar resmen.
çocuk olup hepsinin yanında bulunmak istedim film boyunca.
çocuklara karşı olan önyargımı kırmasa bile azaltmayı başarabilmiş bir animasyon benim için.

animasyonun konusu ise kendisine kabak olarak seslenilmesini isteyen küçük çocuğun annesinin ölümü ile birlikte yetiştirme yurduna gönderilmesiyle başlıyor.
yeni ortama alışmaya çalışan kabak kendisiyle benzer hayatları yaşayan diğer çocuklarla arkadaş edinmeye, hatta aşık olmaya başlıyor.
kabağın ve diğer çocukların duygularının masumluğu ister istemez tekrardan çocuk olma isteği bile uyandırdı.

simon karakterine her ne kadar ilk başlarda sinir olsam da daha sonradan en sevdiğim karakterlerden birine dönüştü. simon sayesinde artık çevremdeki hafif zorba çocuklarla bile empati yapmaya çalışacağım sanırım :d


en sonda çalan le vent nous portera şarkısının da bu animasyonun sonu için fazlasıyla uyumlu olduğunu söylemeliyim.
normalde şarkıyı dinlediğimde aklımda çok daha farklı şeyler canlansa da sanırım bir süre bu animasyonun bende bıraktığı şeyler kafamda canlanacak.
devamını gör...
epeydir gözüme çarpan ve listemde olan, tatlı mı tatlı bir animasyon film. hazır üç aylık mubi indirimi denk gelmiş ve filmin de ayrılmasına az bir süre kalmışken şu saatte başlayıp bir solukta bitirdim. fazla uzun da değil zaten.

bir arada, sözde yaşadığımız dünya – üzerindeki insanlardan mütevellit – öyle yaşanmaz hâle geldi ki benim için; artık gündemi takip edemiyorum, sosyal medya kullanamıyorum, insanlarla iletişim kurmaktan dahi imtina ediyorum. mide bulandırıcı. anlıyorsunuz değil mi? bu yalnızca bana oluyor olamaz çünkü. zihnim çareyi hep bileti tek yön kesmekte buluyor o nedenle. işte öyle bir ruh hâlindeyken izlediğim için çok etkilendim belki de.

öylesine körü körüne umut aşılamıyor tema; kötülükler hâlâ var ve şu küçücük çocuklar bile bu pislikten etkileniyor diyor. sen o çocuk değilsin artık; umut arama, umut ol onlara diyor. toplasan elli kilo etmeyen et yığınını çürütmek yerine, bir şekilde işe yara diyor. demiyor mu? bana verdiği buydu hiç değilse.

zaten halihazırda fazlasıyla sulu gözlü olan şahsımı epey ağlattı ama ilginç bir şekilde de günler sonra ilk kez gülümsetti ve belki de en çok bu yüzden sevdim çünkü içi boş bir teselliyle avutmaya kalkmadı beni. dünyanın çirkinliğini saklamadı, aksine gözlerimin içine soktu fakat ona rağmen ayakta durabilmenin mümkün olduğunu anlattı. birileri için, birileriyle, sırf varlığımızla bile, güzel şeylere vesile olabileceğimizi anımsattı.

velhasıl, tavsiye ederim. ettim.


insanlar bazen mutluluktan da ağlar. *
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ma vie de courgette" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim