cüneyt arkın`ın sinemada canlandırdığı fiktif yiğit.
koca gavur imparatorluklarını birkaç yancı asistanı ile padişah`ın emri doğrultusunda dağıtmışlığı vardır.

osmanlı`nın 003,5 nolu ajanıdır. bir nevi polat alemdar v1.
devamını gör...
bir adet yay ve kullandığı üç adet ok ile 4 kişiyi birden vurabilme yeteneğine sahip olan kurgusal karakter. cüneyt arkın tarafından canlandırılmıştır.
devamını gör...
tam düşmanla kılıç kalkan savaşıyorsun, bir gaz sıkıştırdı ki sorma...
malkoçoğlu olmak istemezsin o durumda
devamını gör...
türk sinemasının en uzun film serilerinden biri olan malkoçoğlu film serisinde toplamda 7 film çekilmiştir. yine başrolünü cüneyt arkın'ın oynadığı kara murat serisinde de toplamda 7 film çekilmiştir. bir diğer tarihi kahramanlık hikayesi olan battal gazi ismiyle ise toplamda 4 film yapılmıştır. üç seride toplamda 18 filme ulaşan türk tarihi sineması yalnızca bu filmlerle sınırlı kalmaz. tarihi ve aksiyon filmlerinin sinemamızdaki tartışılmaz jönü cüneyt arkın'ın farklı senelerde daha birçok tarihi filmi mevcuttur. böylece sayısı neredeyse 30'u bulan bir tarihi film külliyatı ile karşılaşırız. tabii ki bu külliyat yalnızca cüneyt arkın'ın oynadığı tarihi film külliyatıdır. bu külliyatın dışında da birçok tarihi film çekilmiştir.

bu tarihi filmleri iki şekilde okumak mümkündür. birincisi teknik yönüdür. filmlerin hemen tamamı düşük prodüksiyon ile çekilmişlerdir. aksiyon sahnelerinde kötü montajlar mevcuttur. yine yaralama ve uzuv kesme sahnelerinde ucuz malzeme kullanıldığından hatta bazen salça kullanıldığından günümüzde bu filmler seyirciye tebessüm ettirmektedir. kan sahnelerinde figüranlara sürülenin yağlı boya olduğu bellidir ve dövüş sahnelerinde de amatörlük ayyuka çıkmış vaziyettedir. cüneyt arkın'ın trombolinden atladığı ve uçtuğu sahneler hemen hemen bütün filmlerde görülür ve atların üstünde zıpladığı da vâkidir.

bu tarihi filmlerin en önemli özelliği kendi döneminde avrupa'da çekilen tarihi filmlere göre konu bakımından sığ olmasıdır. filmler gişe filmleri ve seri halde olduklarından hikayelerinin derinliği yoktur. belli bir şablonun üstüne birbirinin benzeri filmler yapılmıştır. kahramanın bizanslılar tarafından yetiştirilip sonradan islama geçmesi ve imparatorluğu yıkması, kahramanın anne ve babasının öldürülmesi ve bizanstan intikam alması, sultanın casusu olup hain tekfuru öldürmesi, bazen tekfurun bebekken onun kardeşini kaçırıp büyüyünce üstüne salması gibi klişeler bu filmlerin ana temasını oluşturur.

bu düşük prodüksiyonlu ve şablon filmlerin dili ve alt metni ise oldukça sağ ve hatta muhafazakardır. filmler ağır ekonomik ve sosyal çalkantıların yaşandığı 1960'ların ikinci yarısı ve 70'li yıllarda çekilmişlerdir. hedef kitlesi de sağ-sol çekişmesinin yoğun yaşandığı bu dönemde milliyetçi ve dindar kimseler, yani daha çok kırsaldan gelme seyircilerdir. bu yüzden filmler de sağ ögeler yoğun olarak kullanılmıştır. hemen her filmde bayrak kullanımı görülür. yine hemen her filmde islami semboller (kur'an, cevşen, şehadet getirme, dini nidalar, baba/derviş figürü) kullanılmıştır. öteki olan bizans'ın sembolleri de (haç, taçlar, madalyonlar, takılar, çeşitli imparatorluk simgeleri ve hıristiyan din adamları) kullanılmış ancak bunlar islami sembollere göre daha dayanıksız, daha sönük ve temelsiz olarak tasarlanmışlardır.

bu filmlerde tasarlanan ve tüm imparatorluğu tek başına yıkan kahraman figürü aslında cumhuriyet türkiye'sinin o yıllarda beklediği ve tüm sorunları çözecek kahramanı simgeler. ancak laik ve modern türkiye cumhuriyetinin bilinçaltında beklediği ve yarattığı kahraman bu filmlere göre modern ve batılı bir figür olarak seçilmemiştir. tam aksine malkoçoğlu/kara murat/battal gazi, birer ortaçağ kahramanıdırlar ve milliyetçi muhafazakar profillerin özelliklerini taşırlar. bu filmlerin anlatısındaki sonradan islama geçme, hıristiyan olanların bir anda islama geçmesi, islama girmeyenlerin islama sempatiyle bakmaları, geleneksel türk-islam sentezi ideolojisinin bir uzamından başka bir şey değildir. bu sinema evreninde islami ve türk olmayan şeyler değersiz ve kolay vazgeçilen şeylerdir. bizans'ın nezdinde sürekli yenilen, yeterince akıllı olmayan ve bitmiş görünen medeniyet ise 1960'lı ve 70'li yılların batı dünyası ve düşüncesidir. bizans'ın devlet olarak düşük zekalı ve dinden uzak görüntüsüne rağmen, türk tarafının son derece akıllı ve oldukça dindar gösterilmesi de, bu ufak çaplı medeniyetler çarpışmasının tuzu biberidir adeta. ancak bizans tarafından bu tarafa yalnızca cüneyt arkın ve savaşçılar geçmez.

filmlerde kadınlar da bu medeniyet transferi sürecinde unutulmazlar. efemine tasarlanan hıristiyan bizanslıların aksine tam bir alfa ve yapılı görünen cüneyt arkın, dindar bir savaşçı olarak hıristiyan prenseslerin gözdesidir. onun gücü ve yakışıklığından dolayı ona aşık olurlar ve evlendikten sonra islami aile yapısına derhal adapte olurlar. bazen de tekfur babaları onların dinden dönmesine kızar ve kelime-i şehadet getirmiş bizans prenseslerinin öldüğüne yani şehit edildiğine şahit oluruz. bazen de prensesler arasında da bir çekişme uydurulmuştur. iyi olan ve islama geçen genelde ölürken, kötü ve hıristiyan olan ise daha çok başarılı olmuş ancak o da sonunda kılıcın tadını tatmak zorunda kalmıştır. kadın imgesinin din ve kültürel değişimle bu kadar şekillendirilmesi de türk-islam ideolojisinde yoğun anlatılan bâciyân-ı rum kavramı ile alakalıdır ve topyekün bir savaşı ifade eder.


bu filmlerde arka planda gösterilen sultan ve devlet imgesi de, bir kalede entrika çeviren zevzek ve soytarı bizans figürlerine göre çok daha yüce ve sapasağlam tasvir edilmiştir. öyle ki cüneyt arkın bu filmlerde sultanın ajanı olduğunda, sultanı ancak birkaç kere görürüz ve gavur koca imparatorluğunu yıkan kahramanımız, sultanın önünde sıradan bir yeniçeri olarak görünmüştür. türk-islam ideolojisinin bu sinematik evreninde devletçilik de çok önemli bir düşüncedir ve itaatin önemi bu sahnelerde özellikle gösterilmiştir. hem de sultan kadraja girdiğinde fonda çalan kahramanlık türküleri ve mehter marşları ile.
devamını gör...
aylarca at üstünde o tepe senin bu tepe benim gezen, maceradan maceraya koşan malkoçoğlu'na dikkatle bakacak olursanız, atının heybesinde bu yolculukta kullanacağı ikinci bir elbisesi, elbiseyi geçtim, bir iç çamaşırı dahi olmadığını görürsünüz. kalıp haline gelmiştir o don.
devamını gör...
bununla yatan prenses nasıl prenses ise ,o bokludur.
devamını gör...
en birinci malkoçoğlu, cüneyt arkın'lı malkoçoğlu'dur. serdar gökhan ve tamer yiğit'li malkoçoğlu filmleri de vardır lakin cüneyt arkın'daki "heyt be, aslanım be, yürü be!" hissiyatını vermez.

cüneyt arkın'lı malkoçoğlu, moda olarak döneminin ilerisindedir, siyah esnek pantulunun üstüne, kırmızı, yeşil, siyah ve mor gibi köynekler giyerek, ve de önünü de tâ göbek deliğine kadar açarak, muhteşem yakışıklilıği ve edasiyle, düşmanlarını ok atmadan da, kılıç savurmadan da alt edebiliyordu.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"malkoçoğlu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim