lan bırak konuyu gayet güzel özetlemiş. tabi böyle güzel konuları işleyen yazarlar olunca, insan yazma konusunda şevke geliyor. ha mevzu yine beklenen ilgiyi görmemiş orası ayrı. ama bu tarz başlıkların bu sözlükte yer alması en azından benim adıma sevindirici. böyle böyle sözlüğün, sözlük olma vasfını sağlarsınız. aslına bakarsanız malya ovası katliamı bugünlerimizi de süzebilmek açısından çok önemli bir kilometre taşıdır. hani bazı arkadaşlar burada çok fazla siyaset konuşulmuyor diye gönül koyuyorlar ya işin esası siz tarihi adam gibi konuşamazsanız, tarih üzerine gerekli okumaları ve değerlendirmeleri yapmazsanız, konuştuğunuz her şeyin altı boş kalır. evvela insanların siyaset konulabilmesi için tarihi anlamda bir doygunluğa ulaşmaları gerekir ki, mevzular üzerine adam gibi analizler yapılabilsin. neyse tanımları eyyorlama enstitüsü girizgâhını da yaptığıma göre mevzuya geleyim.

bakın bu olay, türkmenlerin anadolu coğrafyasında yaşadığı elim olayların başlangıç noktası olarak nitelenebilir. farklı ve küçük bazı olaylar olmuştur ancak bu yaşanan katliam ve sonrasında gelişecek olaylar bırakın selçuklunun geleceğini, osmanlı'yı dahi ciddi anlamda etkilemiş ve hatta bugünlerimize dahi sirayet etmiştir. saray entrikaları sadece osmanlı'da yoktu. devşirme sultanlar da öyle. selçuklu sarayın da da varlardı. misal giyaseddin'in annesi bizans tekfurunun kızıdır ve özellikle oğlunun başa geçebilmesi açısından alâeddin'i zehirlediğinden bahsedilir. sonrasında giyaseddin malum olduğu üzere gürcü bir prensesle evlenir. ipler annesinin ve veziri saadettin köpek'in elindedir. türkmenlerin yayıldığı otlaklar ellerinden alınır ve soylu diyebileceğimiz bir takım zevata peşkeş çekilir. sonrasında vergi yükü iyice arttırılır. bu durumlar türkmenler açısından kabul edilebilecek şeyler değildir.

tabi bu arada bir takımın zevatın hayranlıkla yad ettiği mevlana efendide bu düzen içerisinde keyfine bakıp saraya yaltaklanmakla meşguldü. bunu nereden biliyoruz? hacı bektaş'ın bu saray soytarısına karşı yazdığı dizelerden. anadolu halkı inim inim inlerken, bu beyzade hacı bektaş'ın tabiriyle topaç gibi dönmektedir! bundan sonra gelişen olayları lan bırak zaten çok güzel anlatmış, o konuda tekrara düşmek istemiyorum. ama şunun altını çizmekte fayda var. baba ishak'ın cansız bedenini bir bayrak gibi hunharca amasya kalesinin direğine çekenler, moğol kılıçları ile kellelerini kaybettiler. sap döndü keser döndü gün geldi hesap döndü! bu konuyla ilgili geniş bilgi almak isterseniz durali yılmaz hocanın bu mevzu ile ilgili yazdıklarını okuyup, mevzuyu kafanızda netleştirebilirsiniz.

osmanlıyı nasıl etkiledi peki? aslında bu sorunun da cevabı çok basit. hani akif diyor ya; ''tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi''. osmanlı selçuklu'nun yaşadıklarından ibret almamıştır. kendi kuruluşunda temel harç olan türkmenleri ve yörükleri bir zaman sonra elinin tersi ile kenara itmiştir. yahu osmanlının kuruluşunda birilerinin hoşuna gitmese de tengrici türklerin büyük emeği vardır. misal ertuğrul gazi'nin silah arkadaşı isa sofi tengrici bir türktür ve şaman geleneklerine göre yaşayıp, can vermiştir. osmanlı selçuklu'nun düştüğü hatanın birebir aynısına düşmüştür. zaten işin aslına bakarsanız türk devleti olarak nitelenip, türk unsurlara eza çektiren bir yönetim anlayışından bahsediyoruz burada. bakın şimdilerde bazılarının farklı anlamlar yüklediği gevheri'nin ''dağlara gel!'' adlı eseri türkmen katliamları vesilesiyle kaleme alınmıştır. ha keza dadaloğlu ferman padişahınsa dağlar bizimdir diyerek yine türkmenlerin gördüğü zulme tepkisini vermiştir.

türkmenlerin osmanlı için söylediği ;

şalvarı şaltak osmanlı
eğeri kaltak osmanlı
ekende yok biçende yok
yiyende ortak osmanlı!

sözleri de türkmenlerin osmanlıya bakış açısının göstergesidir. ha buradaki kaltak kelimesi bildiğiniz anlamı taşımıyor. onun da altını çizmek lazım. şimdi çıkıp ona da laf etmeye kalkacaklar olur, onun da şerhini önden koyalım. çıplak, püskülsüz, eyer manasında kullanılmış orada. neyse tıpkı selçuklu'da olduğu osmanlı'da da devletin harcı olması gereken türk ve türkmen unsurlar dışlanıp, eziyet gördükçe devlet dinamikliğini ve vermesi gereken aidiyet hissini kaybetmiştir. tabi bugün güneydoğu sorunu için de türkmen tarihine bakmanız yeterli olacaktır. yavuz'un çıkarttığı fetvalar, idrisi bitlisinin anlatıları, katliama uğrayan ve kendi topraklarından zorunlu olarak göç ettirilen türkmenlerin dramını konuşmak kimsenin işine gelmez. tabi anadolu coğrafyası yığınla türkmen isyanı gördü ve geçirdi hepsini ayrı ayrı incelemek ve ele almak gerekir.

ez cümle; anadolu coğrafyasında varlığını sürdüren bir türk devletinin nasıl yönetilmesi veyahut yönetilmemesi gerektiğinin yanıtları türkmen tarihinde ve türkmenlerin yaşadıkları dramlarda saklıdır. yine tarih ders alınmadığı için tekerrür etmektedir. umarız insanımız kendi tarihini okuyup, anlayıp, buna göre reaksiyon verecek bir noktaya gelir. yoksa yandı gülüm keten helva.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"malya ovası katliamı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim