1.
her seferinde yaparız güzelim, alırız hayatım dediğim durum.
aslında çok belli etmesemde manita ne istese yapabilecek biriyim. hanımcı olduğumdan ya da ona yaranma gibi bir derdim yok. manitam "kahve hayatını bırak, artık 101 batak oynamanı istemiyorum" dese kıraathanedeki tüm saygınlığımı bırakıp dediğini yaparım. "zaten üstüm başım hep sigara kokuyordu, çayda 50 kuruş zamlanmıştı hayatım" der bir daha kapısının önünden bile geçmem.
delikanlılığımızdan değil tabi. ona olan sevgimizden hep bu. yoksa gecenin 11'nde "bu sefer yüklü girdim güzelim o istediğin çantayı sana alacağım" diyecek değiliz. manitayla kahve içmek için kullanabileceğim parayı, kumarda yiyecek kadar salak değilim. üstelik manitanın kursağından haram mal geçsinde istemem. haram mal insanın muhakkak bir tarafından çıkar. hasta olmasın miniğim.
bir gülüşe neler yapılır bir bilseniz. hayatı boyunca bir kere bile aşık olmuş herkes bilir aslında bunu. fazla şova kaçmayalım.
böyle atıp tutmak, onu yaparım bunu yaparım, şöyle mutlu ederim, böyle yüzünü güldürürüm demesi kolay. bunları yapamasan, sadece söylemde bulunsan bile bir kadını mutlu edersin orası ayrı ama bunları nasıl yapıcan ki? cepte beş kuruş para yok. maaş yattıktan 5 gün sonra buhar olup gidiyor. nasıl götüreceksin kızı bir kahve içmeye, nasıl alacaksın o çok istediği çantayı. gönül istiyor en güzelini, en iyisini alasın, sevdiğinin gözünde çimenler yeşersin ama gücün yetmiyor bazı şeylere.
şöyle diyenlere çok kızıyorum mesela "manitanla bankta simit yiyemiyorsan o kızla evlenme". ya ben neden manitamla bankta piknik yapayım? ben onu güzel bir yere götürüp kahvaltı yapmak, kahvenin en iyisinden içip, en iyi turistik mekanları gezmek istiyorum. tamam hepsini ben karşilicam demiyorum zaten öyle birşeyi karşı tarafta istemez. ama en azından cepte azda olsa bişey olması şart.
yarın öğlen bir kafeye, (kahveyi filan s.et) çay içmeye gitsen karşılıklı 2 çaydan minimum 20 tl yapıyor. hadi sigarayı bıraktık diyelim ee yol parası. hadi yakındaki kafeye gitmiş olalım. ordanda kar elde ettik. bu kız hiçmi türk kahvesi içip kendine fal bakmasın. hiç mi o kahve falında ismimizin baş harfi çıkmasın?
ben daha manitayla karşılıklı kahve içemezken, nasıl "senin elini sıcak sudan soğuk suya sokmam" diye söz vericem? aslında bir erkeğin bir kadına rahat yaşam sunma sözüde beni hep zortlatmıştır. bana baya bi saçma gelir. yav bir insanın bir insana rahat bir hayat vaad etmesi çok onu kırıcı değil mi? niye yani.. o kız kendi rahat bir hayat süremez mi?
neyse önce bir manita bulmak lazım zaten.
aslında çok belli etmesemde manita ne istese yapabilecek biriyim. hanımcı olduğumdan ya da ona yaranma gibi bir derdim yok. manitam "kahve hayatını bırak, artık 101 batak oynamanı istemiyorum" dese kıraathanedeki tüm saygınlığımı bırakıp dediğini yaparım. "zaten üstüm başım hep sigara kokuyordu, çayda 50 kuruş zamlanmıştı hayatım" der bir daha kapısının önünden bile geçmem.
delikanlılığımızdan değil tabi. ona olan sevgimizden hep bu. yoksa gecenin 11'nde "bu sefer yüklü girdim güzelim o istediğin çantayı sana alacağım" diyecek değiliz. manitayla kahve içmek için kullanabileceğim parayı, kumarda yiyecek kadar salak değilim. üstelik manitanın kursağından haram mal geçsinde istemem. haram mal insanın muhakkak bir tarafından çıkar. hasta olmasın miniğim.
bir gülüşe neler yapılır bir bilseniz. hayatı boyunca bir kere bile aşık olmuş herkes bilir aslında bunu. fazla şova kaçmayalım.
böyle atıp tutmak, onu yaparım bunu yaparım, şöyle mutlu ederim, böyle yüzünü güldürürüm demesi kolay. bunları yapamasan, sadece söylemde bulunsan bile bir kadını mutlu edersin orası ayrı ama bunları nasıl yapıcan ki? cepte beş kuruş para yok. maaş yattıktan 5 gün sonra buhar olup gidiyor. nasıl götüreceksin kızı bir kahve içmeye, nasıl alacaksın o çok istediği çantayı. gönül istiyor en güzelini, en iyisini alasın, sevdiğinin gözünde çimenler yeşersin ama gücün yetmiyor bazı şeylere.
şöyle diyenlere çok kızıyorum mesela "manitanla bankta simit yiyemiyorsan o kızla evlenme". ya ben neden manitamla bankta piknik yapayım? ben onu güzel bir yere götürüp kahvaltı yapmak, kahvenin en iyisinden içip, en iyi turistik mekanları gezmek istiyorum. tamam hepsini ben karşilicam demiyorum zaten öyle birşeyi karşı tarafta istemez. ama en azından cepte azda olsa bişey olması şart.
yarın öğlen bir kafeye, (kahveyi filan s.et) çay içmeye gitsen karşılıklı 2 çaydan minimum 20 tl yapıyor. hadi sigarayı bıraktık diyelim ee yol parası. hadi yakındaki kafeye gitmiş olalım. ordanda kar elde ettik. bu kız hiçmi türk kahvesi içip kendine fal bakmasın. hiç mi o kahve falında ismimizin baş harfi çıkmasın?
ben daha manitayla karşılıklı kahve içemezken, nasıl "senin elini sıcak sudan soğuk suya sokmam" diye söz vericem? aslında bir erkeğin bir kadına rahat yaşam sunma sözüde beni hep zortlatmıştır. bana baya bi saçma gelir. yav bir insanın bir insana rahat bir hayat vaad etmesi çok onu kırıcı değil mi? niye yani.. o kız kendi rahat bir hayat süremez mi?
neyse önce bir manita bulmak lazım zaten.
devamını gör...
2.
alalım alalım da hangi birine alalım be kardeşim.
devamını gör...
3.
alsın. istiyorsa gelsin canımı alsın.
devamını gör...
4.
manitanın çanta almasıyla sonuçlanır, sonuçta kimse kimsenin cüzdanı değil.
devamını gör...
5.
6.
kendi cantamizi kendimiz aldigimiz icin mi bu haldeyiz ben anlamadim
devamını gör...
"manitanın çanta almak istemesi" ile benzer başlıklar
çanta
7