kapitalizm adını gururla taşıyan sevimli ama tehlikeli canavarın üzerimize toksik bir salya gibi püskürttüğü ve tenimize değdiği andan itibaren aidiyet duygumuzu ve tüketme arzumuzu harekete geçiren bir kavramdır.

kendimizi ifade etmekte, kendimizi gerçekleştirmekte ve konumlandırmakta çok özgür olduğumuzu sandığımız ama uzuna vadede köleleşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz bu dönemde marka sadakati bizi tektipleştirme konusunda bir arpa boyundan çok daha uzun bir yol alarak kişisel masallarımızın içindeki kötü kurt karakterinin hakkını layıkıyla veriyor.

satın alarak kendi ihtiyaçlarımızı karşıladığımızı düşündüğümüz markalara yavaş yavaş ait olmaya başlamamız nedense kimseye tuhaf gelmiyor. sanki hep aynı yeni nesil kahve dükkanına giderek, ya da aynı yayınevinin kitaplarını alarak, aynı gazlı içeceği tüketerek, hep aynı televizyon kanalını izleyerek, aynı marka arabaya binerek, aynı markanın kozmetik ürünlerini kullanarak bir nevi sadakat gösterisi sunarak kapitalizm kraliçesinin kılıcını omzumuza dokundurup bizi şövalye ilan etmesini umuyoruz.

halbuki marka sadakati bizi sıradanlığa mahkum ederek, zorunlu bir tüketici haline getirerek sürekli bir kar sağlama amaçlı güden üreticilerin üzerimize yağdırdığı bir lanettir.

bu lanetten kurtulmanın yegane yolu lanetin farkına varmak ve kaynağına inerek yok etmekten başka bir şey olamaz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"marka sadakati" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim