markette açılamayan poşetin oluşturduğu gerginlik

her markete gittiğimde yaşadığım durum.

poşet almayınız, torba götürünüz.

pandemi döneminde iyiden iyiye can sıkmaya başlamıştır. genelde bu poşetleri açmanın en kolay yolu üflemektir. ama maskeden dolayı onu da yapamıyoruz. bu bir zulümdür.

geçen hafta kafa radyo’da muhabbeti geçen hede.

ve kasiyerin dik dik bakması ve o poşet daha da açılamaz hale gelmesi.

bazılarını açabilmek için insanın elini nemlendirmesi gerekiyor ki istemsizce el ağıza doğru gidiyor. bu pandemide çok sakat valla.

ellerimi dezenfektan (thanks to corona!) ile temizleyip, -ya da nemlendirip diyeyim- oluşmasına pek fırsat tanımadığım durum. aslında sadece sebze, meyve ve benzeri ürünleri alacaksam geçerli zira diğerlerini kasaya kadar sepette/arabada taşıdıktan sonra hoop; doğrudan yanımda getirdiğim bez çantaya ya da duruma göre, sırt çantama dolduruyorum.

bu gerginliği yaşayan insan kesinlikle her şeyi en ince detayına kadar düşünen, birçok şeyi kafasına takan insandır.
hepimiz her gün bir şekilde marketlere gidiyor sıraya giriyoruz. kasada telefonla konuşanından tutun kasiyere iş çıkaranına, poşet kavgasından tutun da market arabasıyla derdi olan bir sürü insan var.
biz de kalkmış ağzını açamadığımız poşet için gerilir, herkesin bize baktığını düşünürüz.
dünya hassas kalpliler için cehennemdir
ps: gece gece market poşetinden de felsefe yaptım ya hadi hayırlısı.

alışveriş çantası götürdüğüm için yaşamadığım bir durum. beni daha çok ekmelere eldivensiz dokunanlar ve kullandıkları eldiveni geri yerine koyanlar sinir ediyor.

eskiden de iğrendiğim bir hareketti ama yine de mecbur kaldıkça yapıyordum. evet; parmağı gizlice ıslatıp poşet açmaktan bahsediyorum (beni kınamayın hepiniz yapıyordunuz...).

şimdi korona var, bu iğrenç hadise de gerçekleştirilemiyor. dardayız. (bkz: devlet bize yardım etsin)

arkanızda sıra varsa hiç şaşmaz yaşarsınız bunu o poşet açılmaz

daha eline poşeti alır almaz “320 teelaa beyfendi” diyorlar,poşet açamadan bırakıp cüzdanınıza sarılıyorsunuz.
kartı verip kasiyer kartı okutana kadar poşeti açayım da 2 ürün koyayım derken “şifre beyfendi” diyor ve yine poşeti bırakıyorsunuz.
bu sefer biraz zaman kazandım diye düşünürken birden fiş ve kredi kartını elinize tutuşturuyor yine poşetleme işleminize başlayamıyorsunuz.
kasiyer işini bitirince heh şimdi paketlerim dediğiniz anda bir sonraki müşterinin ürünleri yanınıza atılmaya başlıyor

poşet açmada siyah kuşak sahibi olduğum için bende oluşmayan gerginliktir.

poşetin nasıl açılacağını bildiğiniz sürece pek var olmayan duygu.

poşetlerin uzun kenarlarından biri, açılması kolay olsun diye, üst üste gelen katmanlardan bir tanesi diğerinden kısa olacak şekilde yapılır.

amme hizmeti yapıyorum. şu aşağıdaki resimde gördüğünüz gibi, poşetlerin bir tarafı 2 poşet üst üsteymiş gibi görünür. açma yeri orasıdır.

fi tarihte market görevlisinin verdiği bir tüyo ile yeryüzünden sildiğim, önemsiz gibi görünen ama oldukça önemli olan gerginliktir.

şöyle ki; sap ile poşet ağzındaki pulun alt bölgesini zıt yönlere doğru esnetince, aradan bir dil çıkıyor. o dili çekince de poşet direkt açılıyor.

sık sık yaşadığım gerginlik.sebebi de her an şener şen benzeri bir abinin (bkz: vir şunu marifet gibi tutir.) diyerek poşeti elimden almasından korkmamdır.*
0.58 sn *

o dert değil onu açabiliyorum da bozuk paraları alamıyorum bir türlü o çok sinir bozucu oluyor. koyma işte oraya ne var elime doğru uzatsan..

ilk randevuda partnerinin bir türlü açamadığın sütyen kopçasının yaşattığı panik ve beceriksizlik duygularının eline su dökemez.

yok abicim böyle bir gerginlik falan, hangi çağda yaşıyoruz?
kasaya gidiyorsun, kasiyer poşeti açıp veriyor sana işte, ne yani?
poşeti lönk diye önünüze mi atıyorlar?
hiç hoş değil.

ha, manav reyonundasındır, orda burda stoklanmış beyaz poşetlerden alırsın kullanırsın.
bu da eminim kimsede bir gerginlik oluşturmaz değil mi?
buzdolabı poşeti gibi pıt pıt alıyorsun, son derece rahat.
sebze meyve pazaryerlerinde bile tezgahtar, poşeti açıp atar önüne..
bu böyledir yani, hangi türkiye'de yaşıyorsunuz bilemiyorum ki...

evet, bir dönem vardı bu gerginlik... alışveriş kasalarının yanında bolca poşet olurdu ve kasaya gelen müşteri, kendi alır, açar, doldururdu...
"sıradaki insanları bekletiyor muyum acaba?" tribi de, bazı insanlarda gerginlik oluştururdu.

geçti ama o dönem..
kasalar da dolu değil zaten artık eskisi gibi.

velhasıl, "market poşetini açma teknikleri" ya da "market poşetini açmayı becerememek" gibi başlıklara evriltebiliriz bence rahatlıkla bu başlığı.
çünkü bu da tatlı bir klişe oldu, olmak üzere...