martin eden ve eugene de rastignac'ın ulaşmaya çalıştıkları
başlık "rastignac" tarafından 11.12.2020 21:37 tarihinde açılmıştır.
1.
istediğin şeyin her zaman ihtiyacın olan şey olmadığını gösteren çabadır. aerosmith yıllar önce ne kadar da doğru söylemiştir.
devamını gör...
2.
rastignac daha çok emma'yı ayartan genç*, nikolay rostov *, anna*'dır benim için.
martin'in, ulaşmaya çalıştıklarını üstün zekası sayesinde yıllar önceden görmüş ve oblonovschina'nın, martin eden sendromu'nun tam karşısına konumlanmasına sebebiyet vermiştir ilia ilyiç. önceden görmüştür ve hayatını gerek görmediği bir şey uğruna (bilmek, zirveye ulaşmak, üstün olmak) heba etmemiştir. yaşamıştır ve ölmüştür o kadar. martin ise koca bir hayatı aslında yaşamaması gereken bir şey olarak yaşamış ve en sonunda çözümü kaderi olan mavi'de bulmuştur. hayatımızdaki seçimlerimiz gelecekte başarılı olmamızı sağlarken, başarıya ulaştıktan sonra belki de daha kötü bir insan olmamızı sağlarken bana öyle geliyor ki o dönemeçte başarısız kalmış olsak daha da hayırlı olabilir. "sahip olduklarım bana sahip olanlar" diyen insanların, sahip oldukları şeyler için verdikleri ödünleri düşünürken birçok sefer ilia ilyiç olmak istiyorum.
sonia* ile prens mışkin'i* benzetirim hep. saf iyi, hayatının başından sonuna kadar değişim geçirmeyeceklerine emin olduğun iki insana, fyodor'un yazdığı iki ayrı kitapta, bu kitapların arasında çok az yıl varken denk gelmek, yazarların düşünce dünyasının ne kadar değerli olduğunu gösteriyor bana. bu yüzden hep dostoyevski okumak isteyenlere "suç ve ceza ve budala birbirinin devamı, sıralamasız şekilde birini oku ve sonra diğerini ardından oku" deme sebebim de budur. para kazanmak için kurgu yapan insanlar değil bunlar. yazar takımının içinde bir felsefeye dokunup varoluşçuluk babalarından sayılması, hayatının neredeyse otobiyografisi gibi eserler bırakması ve empati yaptırabilmesi, çünkü yaşanmışlıklar olması sebebiyledir.
martin'in, ulaşmaya çalıştıklarını üstün zekası sayesinde yıllar önceden görmüş ve oblonovschina'nın, martin eden sendromu'nun tam karşısına konumlanmasına sebebiyet vermiştir ilia ilyiç. önceden görmüştür ve hayatını gerek görmediği bir şey uğruna (bilmek, zirveye ulaşmak, üstün olmak) heba etmemiştir. yaşamıştır ve ölmüştür o kadar. martin ise koca bir hayatı aslında yaşamaması gereken bir şey olarak yaşamış ve en sonunda çözümü kaderi olan mavi'de bulmuştur. hayatımızdaki seçimlerimiz gelecekte başarılı olmamızı sağlarken, başarıya ulaştıktan sonra belki de daha kötü bir insan olmamızı sağlarken bana öyle geliyor ki o dönemeçte başarısız kalmış olsak daha da hayırlı olabilir. "sahip olduklarım bana sahip olanlar" diyen insanların, sahip oldukları şeyler için verdikleri ödünleri düşünürken birçok sefer ilia ilyiç olmak istiyorum.
sonia* ile prens mışkin'i* benzetirim hep. saf iyi, hayatının başından sonuna kadar değişim geçirmeyeceklerine emin olduğun iki insana, fyodor'un yazdığı iki ayrı kitapta, bu kitapların arasında çok az yıl varken denk gelmek, yazarların düşünce dünyasının ne kadar değerli olduğunu gösteriyor bana. bu yüzden hep dostoyevski okumak isteyenlere "suç ve ceza ve budala birbirinin devamı, sıralamasız şekilde birini oku ve sonra diğerini ardından oku" deme sebebim de budur. para kazanmak için kurgu yapan insanlar değil bunlar. yazar takımının içinde bir felsefeye dokunup varoluşçuluk babalarından sayılması, hayatının neredeyse otobiyografisi gibi eserler bırakması ve empati yaptırabilmesi, çünkü yaşanmışlıklar olması sebebiyledir.
devamını gör...
3.
ıkisi de idealizmin yolunda kaybolup giden müritlerdir.denedikleri yollar farklidir.vardiklari sonuclar da farklidir.
biri bilgi ile lanetlenip intiharı seçer.kitaplar amaclarini ,ideallerini, vd...herseyini yikar gecer.hicbir teselli onu hayatina devam etmesine ikna edemez.elindekilerle dostlarina son bir kiyak yapar.ve kendi deyisiyle 'mechule' gider.
digeri kumarı amac değil arac yapip idealizm yolunda garip bir yolculuga cikar.finali de buruk olur.o da yapay bir idealizmle lanetlenir.aradigi elbette bu degildir.ömrünün kalaninda bulduguyla yetinir.
biri bilgi ile lanetlenip intiharı seçer.kitaplar amaclarini ,ideallerini, vd...herseyini yikar gecer.hicbir teselli onu hayatina devam etmesine ikna edemez.elindekilerle dostlarina son bir kiyak yapar.ve kendi deyisiyle 'mechule' gider.
digeri kumarı amac değil arac yapip idealizm yolunda garip bir yolculuga cikar.finali de buruk olur.o da yapay bir idealizmle lanetlenir.aradigi elbette bu degildir.ömrünün kalaninda bulduguyla yetinir.
devamını gör...
"martin eden ve eugene de rastignac'ın ulaşmaya çalıştıkları" ile benzer başlıklar
martin eden
112