matematik vs fizik

bir matematikçi olarak bir dönem benim de sorguladığım, yüksek lisansa başladıktan sonra bu karşılaştırmayı yapmanın bile saçma olduğunu gözlemlediğim durum. öncelikle matematik hemen hemen bütün bilimler için bir dildir aynı zamanda. hatta felsefeyle bile çok fazla iç içedir. matematiksel düşünme biçimi çoğu bilimde mevcuttur. fizik bunların en başında gelir. biz matematikçiler olarak diğer bilimler için lazım olan matematik formüllerini, teorilerini ispatlarız ve diğer bilimler bunu kullanır. aynı zamanda bir fizikçi için çok fazla matematik bilgisi gerekmektedir. bundan ötürü bütün fizikçilerin matematiği çok iyidir. bazı matematik alanlarında fizikçiler ile birlikte de çalışılır. örneğin cebirsel geometrinin bir konusu olan kuantum gruplarda matematikçiler matematiksel olarak çalışıp, bunu fizikçiler yorumlar. kısacası matematik ve fizik birbirine en yakın bilim dallarıdır ve daima birlikte hareket etmeye devam edeceklerdir. o yüzden bir matematikçi olarak matematik > fizik veya fizik > matematik gibi bir şey söyleyemem bile.

aralarında mutlak karşıtlık bulundurmadığı gibi, mantıksal terimlerle ifade etmek gerekirse arasında içlem/kaplam ilişkisi vardır. bugünün matematiğin bir alt dalı olarak fizik, kendi özünde doğa araştırmaları için öngördüğü şart olan nesnelliği korumak adına, meşruiyetini kaybetmiştir. aslında felsefi olarak dil-gerçeklik ilişkisi her zaman spekülatif bir alan olmasına rağmen bilimler-üstü bir forma sahiptir. bunu bugün dilendirebilmenin çeşitli güçlükleri, sanıyorum en çok ülkemizde mevcut. batı'da bu tarz tartışmalardan insanlara gına gelmiş olmasına karşın, biz daha başlayamadık bile

fizik.

hiçbiri *

bilim en başta ikiye ayrılır, matematik bilimi ve diğer bilimler diye.
diğer bilimler de ikiye ayrılır doğa bilimleri ve sosyal bilimler şeklinde.
fizik doğa bilimlerin arasında yer alır, kimya, biyoloji gibi.
bütün diğer bilimler, konularının tutarlı ve doğruluğunu kişiye göre şaşmaz bilgiler olduğunu ispatlamak için matematik kullanmak zorundadır. çünkü matematik şaşmaz, kişiye göre değişmezdir. bir şeyin çokluğu 2 ise 2'dir. bir başkası gelip yanlış ölmüşsün bu 3 diyemez.

ama metafiziğe göre bütün bilimler en temele indirgendiğinde fizikdir. fiziksel olarak var olmayan hiçbir şeyi ölçemezsiniz, kimyasını, biyolojisini inceleyemezsiniz ve sosyal yönden irdelemezsiniz.

galileo' nun dediği gibi "evrenin dili matematik'dir" ama fiziksel olarak olmasaydı matematiksel olarak da hiçbir ölçüm yapamazdık.

fizik. ben hayatta her zaman somut olan şeyleri daha fazla seviyorum. şu hayatta en fazla zevki servay mekanik kitabını çözerken aldım.

matematik/ fizik
ışleminin sonucu sonsuzdur şeklinde ifade edersem bu karşılaştırmada matematiğin ne kadar fazla önde olduğunu yeterince açıklamış olurum

fizik küçük olduğu için değil matematik çok büyük

olamayacak versus. sırf entry, puan vs kasmak için salak saçma başlıklar açmayın.

biri öpüşmek diğeri sevişmek.

matematik vurur dikiş atarlar, fizik vurursa toprak.

okul münazarasında tartışığımız konuydu. çok zordu, fiziği savundum, hem de iyi savundum, kaybettik.

benim şahsi fikrim şu yönde;
fizik evren ise matematik de o evrende konuşacağımız dil. matematik olmadan fizik bilmek, yapmak, anlamak imkansızdır.
fizik bilmek evreni anlamak demektir. fizik bilmeden evrende var olan hiçbir şeyi layıkıyla açıklayamazsın.
fizik bilimlerin piridir.
matematiğe gelecek olursak, nasıl ki insanlar birbiriyle aynı dili konuşarak anlaşıyorsa evrenin dili de ancak matematik konuşarak anlaşılır.
matematik bilimlerin öncüsüdür. matematik bilmeden, öğrenmeden yaşamak imkansızdır. buradan kasıt türev, integral bilmek değil. asıl kasıt matematiksel düşünme, sayısal muhakeme yapabilme anlamındadır.
evrende her şeyin bir ölçüsü vardır. hiçbir şey tesadüf değildir. tesadüf eseri yaratılmamıştır, oluşmamıştır.
evrenin sırrı matematik yardımıyla çözülüp, fizik eliyle anlatılır, aktarılır, anlaşılır.
bu konuda sayfalarca yazı yazılabilir. herkesin fikri birbirinden farklı olabilir, olmalıdır. bendenizin fikri de bu yönde.

fizik bir dil ise matematik o dilin alfabesi.

anlamsız bir versus...

çünkü fizik tanrı ise matematik onun emrettiği dindir...

fizik ve matematik aslında birbirini tamamlayan bilimler olsa da bana göre fizik kendini tamamlayabilmek için matematiğe ihtiyaç duymaktadır. halk arasında dolaşan bir laf vardır; her fizikçi matematikçidir ancak her matematikçi fizikçi değildir. hatta bazı konuşmalarda muhtemelen hepimiz denk gelmişizdir; hiç bir matematikçinin fizikçi olmadığı dahi söylenmektedir. demek istediğim şu ki; fiziğin kendini ifade edebilmesi için matematiğe ihtiyacı vardır. ama matematiksel ifadeler olmadan da fiziksel kavramlar varlığını sürdürür.

matematik olmasa, örneğin yer çekimi yok olacak diye bir durum söz konusu değildir, sadece onu ifade etmek zorlaşır. yani matematik yardımıyla bu fizik realitesini ifade etmek kolaylaşır, hesaplar yapılabilir.

mesela uzayda göremediğimiz, ancak var olduğunu matematiksel işlemlerle kanıtlayabildiğimiz gök cisimlerinin varlığını, özelliklerini, yerlerini tespit edebiliyoruz.

fiziğin matematiğe ihtiyacı var. ama matematiğin fiziğe ihtiyacı var mıdır, bilemiyorum. o bakımdan matematik; fiziğin kendini ifade etmek için yarattığı dildir demek geliyor içimden. dilimizin zenginliği kadar ifade gücüne sahip oluruz ve matematiğimiz kadar fizik yapabiliriz.

zannımca; fizik sadece baharatlı matematiktir.

matematik olmazsa fizik teoriden ibaret olurdu.

matematik tabii ki.
parametresine kurban, trigonometresine hayran.

matematik mantıdır fizikse yoğurtlu tereyağlı mantı.bu yüzden fizik.

matematik dildir. fizik ise şiir.

bir benzetme yapacak olursak, fizik baharatlı matematiktir.

hem matematik hem de fizik direkt doğayla ilgilenirler ve yegane amaçları doğayı ve evreni insanın anlayabileceği bir düzene oturtmaktır. gel gelelim fizik, kendini daha anlaşılır kılmak için matematiğe ihtiyaç duyar. ayrıca matematikle ifade edilemeyen fizik, akademik dünya için kabul edilebilir bir şey değildir.

bu konuda ingiliz fizikçi michael faraday'dan bir örnek verebiliriz: lise kimya ve fizik kitaplarına yerleşecek kadar sağlam çalışmaları olan, ismi si birim sisteminde bulunan faraday abimiz, bilim dünyasını sarsacak çalışmalar sunmasına rağmen çalışmalarını matematikle ifade edememiştir. belki newton, belki de thomson kadar büyük bir insan olmasına rağmen, matematikteki telafi edilemez eksiği her daim ona ayak bağı olmuştur. zira kendisi sefalet içinde bir hayat sürmüştür, üst tabaka gibi her şeyin kalitelisine ulaşamamıştır. kendinden sonra gelen james clark maxwell bu çalışmaları doğrulayacak maxwell denklemlerini ortaya koyarak faraday'ın haklı olduğunu ispatlamıştır. gel gelelim bir dahi olan faraday matematik bilseydi, belki maxwell'den yıllar önce bu denklemleri bulacaktı; belki de ölümünden yıllar sonra keşfedilen şeyleri genç yaşlarında keşfedecekti.

matematikçi fizik bilmek zorunda mıdır bilemem. ancak matematik bilmeyen bir fizikçi, dahi olsa bile hep bir adım geriden gelecektir. bu yüzden benim gözümde fizik, baharatlı matematiktir.