hikaye-öykü / edebiyat
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

aleksandr isayevich solzhenitsyn tarafından 1959 yılında yazılan fakat mevcut konjonktürde pek mümkün olmamasından ötürü ancak 1963 yılında noviy mir'de yayımlanabilmiş hikâye. hiç kuşkusuz, direkt esere odaklanmak yerine öncelikle solzhenitsyn'in iç dünyasını ve yazar kimliğini irdelemek daha anlaşılır bir okuma sunacaktır zira solzhenitsyn, eserlerinde otobiyografik özelliklerin -kendi ideolojik süzgecinden geçirdiği gerçeğini kabul etmem gerekir- rahatlıkla seçilebildiği bir yazar. ilhamını kendi yaşamından olduğu kadar, dönemin rusya'sından ve sıradan insanın yaşamından alması yine yazarın edebi kimliğini ve rus edebiyatında durduğu çizgiyi açıkça ifade ediyor. matriyona'nın evi de diğer eserlerinden pek farklı bir perspektif sunmuyor okuyucuya.

anlatıcı ignatitch/ignat, solzhenitsyn'in kendi bakış açısını ve düşüncelerini eserin içine yedirmek için kullanılan bir araç olarak karşımıza çıkıyor. yine cancer ward ve in the first circle'da da bariz bir biçimde gözlemlenebilen kutupluluk prensibi * matriyona ve diğer karakterler arasında da açıkça mevcut. bu durumun karakterler üzerindeki etkisi ise bana kalırsa solzhenitsyn'in yansıtmak istediği kırsalda geçen toplumcu gerçekçi öykü çizgisinden oldukça uzak zira ne yazık ki diğer eserlerinde de gördüğümüz aynı ütopik ve hatta distopik karakterler ortaya çıkıyor. bu karşıtlık masalvari bir biçimde ortaya çıkmıyor elbette. münhasıran, gerçek bir zemine oturtulmuş ancak dikkatli bakıldığı zaman iyinin salt iyi ve kötünün olabildiğince habis ve tahripkâr olduğu bir portre var elimizde. bu durum mevcut gerçekliği alttan alta oyuyor.

pekala, şu söylenebilir; yazar'ın karakterleri gerçekçi olmanın ötesinde, gerçek insanların kalemle kağıda dökülmesinden ortaya çıkıyor ve bu durumda birebir olarak matryona vasilievna zakharova'nın hayatının bir yansıması olan bu hikaye ve karakterler nasıl gerçeklik çizgisinden uzak olabilir? bu, doğru bir soru fakat cevabı olmayan bir soru değil. solzhenistyn de her insan gibi; yaşamı ve algıladığı tüm dünyayı, ne kadar dar veya geniş olduğu fark etmeksizin kendi bakış açısıyla görmekten muzdarip. bu yüzden eserdeki mevcut her karakter, solzhenitsyn'in kafasındaki kalıba uyabilmeleri için kesilip biçiliyor ve onun ideolojisine uygun bir çerçevenin iç haznesine oturtuluyor. bunun yanlış olduğunu söyleyemem fakat karakterlerin ruhunu öldürüp onları benzersiz kuklalara çevirdiğini söyleyebilirim. yine de tüm bu söylemlerim eserin etkileyiciği karşısında güçsüz ve yıkılmaya mahkum düşünceler olarak kalacaktır. karakterlerin etkileyici olmadığını değil olduğu iddia edilen çizgiden taştığını düşünüyorum yalnızca. bundan ötürü eser benim nezdimde hâlâ benzersiz bir başyapıt olarak yerini koruyor.

1953 yılında -1956 olarak geçtiği de olur- stalin'in ölmesinin hemen ardından, 10 yılın sonunda gulag kampından çıkmış ve kazakistan'daki sürgününden dönmüş olan matematik öğretmeni ignat'ın, 'gerçek rusya' ruhunu arayışındaki güzergahlarından biri olan talnavo isimli köy; içinde yaşayan her karakterle birlikte bariz bir alegori. eski bir kolhoz işçisi olan yaşlı ve iyiliksever matriyona ve onu ölüme sürükleyen bu 'yardımsever' tavrı, ana karakterin mevcut iktidarı ve komünizm'in sistematik açıklarını eleştirmesinin bir yan ürünü. kimi yerlerde kapitalizm ve komünizm'in ortak bir değerde buluştuğunun ve ideolojilerin insan faktörünü aradan çıkararak, mevcut düzende yaşayan pek çoklarını nasıl yozlaştırdığının altını çiziyor solzhenitsyn ki bunu yine yazarın külliyatını hatmetmiş olanlar için şaşırtıcı olmayan ve alışageldik karakterler ile yaratıyor. sistemin çarkları arasında dahi vicdanını kaybetmeyen, sorgulayan ve direniş gösteren karakterler ile sistemin onları yozlaştırmasına izin veren karakterler arasındaki çatışma yine ana temanın bütününü kapsıyor. matriyona'nın talnavo'daki insanlar tarafından açıkça kullanılışı ve sistematik olarak istismar edilişi; ölümünden sonra bile bu istismarın devam etmesi yine ignat'ın yani solzhenitsyn'in gözünden rusya'nın müreffeh olmaktan oldukça uzak kırsal kesimlerindeki yoksulluğu, insanların git gide yozlaştırılmasını aktaran bariz meseleler. bir kaç alıntı bırakarak tanımı sonlandırayım.



“a hundred and eighty-four kilometers from moscow trains were still slowing down to a crawl a good six months after it happened. passengers stood glued to the windows or went out to stand by the doors. was the line under repair, or what? would the train be late? it was all right. past the crossing the train picked up speed again and the passengers went back to their seats. only the engine-drivers knew what it was all about. the engine-drivers and i.”

"she was misunderstood and abandoned even by her husband. she had lost six children, but not her sociable ways. she was a stranger to her sisters and sisters-in-law, a ridiculous creature who stupidly worked for others without pay. she didn’t accumulate property against the day she died. a dirty-white goat, a gammy-legged cat, some rubber plants"


devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"matriyona'nın evi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim