kız evi naz evi

evlenme çağında kızı olanlar, kızı istemeye gelenlere kendilerini ağırdan satarlar. kızı verene kadar türlü türlü istekte bulunurlar.

gereksiz. iki insan ortak bir karar alıp evlenecek, kadının ailesi kırk takla atıyor. böyle süreçlerde aileler engel koymak yerine destek olmalıdır.

bir deyim.
bazı kız evinde abartıya kaçacak şekilde nazlanma hali. sanki kızını vermiyor da eşya karşılığında takas ediyor. kendi ağırlını ya da kendini yüksek göstermek için türlü kaprislerine katlanılmasını istemeleri de anlam verilemeyen durumdur.

madem kız veriyoruz neden erkek tarafının anasını ağlatmıyoruz ki.

sırf bu ve benzeri adetler yüzünden evlenmeyeceğim. kimsenin nazını kaprisini çekememek doğuştan gelen bir huy bende. zaten şu zamanda evlenmek ayrı bir zeka sorunu.

geçenlerde şöyle bir şey duydum, kız evi nişanda trabzon set istiyor tahmini fiyatı 50 binden başlıyor. erkek tarafı bunun 8 ayar olanını alıyor üçte bir fiyatına ama 8 ayar olduğunu söylemiyor.

nişan takılıyor, ertesi gün kız tarafı altınları kuyumcuya götürüp kontrol ettiriyor, setin 8 ayar olduğunu öğrenince nişan atılıyor. sorarlarsa başlık parası çok ilkel bir adet derler kesin.

kız evi naz evi bana çok itici gelen bir tabir, benim de kızlarım var ama naz yapmakla kızı belli şeyler karşılığında vermek nedir arkadaş?

kız alıp/vermek diye bir tabir olmasına da şiddetle karşıyım. ben kızlarımın hayatta onlara yoldaş olacağına inandıkları insanlarla yeni bir ortak hayat kurmalarına yardımcı olabilirim ancak, kimseye vermem.

fazla naz aşık usandırır.

bu tür adetler evlilikten beklenen tatmin duygusunu yükseltmekten başka bir boka yaramıyor maalesef. iki yetişkin insanın kendi kararlarını almaları hala bazı dinozorların zoruna gidiyor. kadın baba elinden koca eline teslim edilen bir mal gibi kaldığından maalesef birey olma yetileri erkekler kadar gelişmiş değil. erkeklerin ki ne kadar gelişmiş zaten o bile tartışılır. kısaca beklenti ne kadar yüksek olursa yaşanan hüsran duygusu da o kadar fazla oluyor. bu yüksek beklentiler yüzünden söz kına nişan düğün altın mevzularına insanlar zoraki olarak giriyor ve ulan bunun için mi bi tarafımızı yırttık diye yaşanan hayal kırıklığı ilişkiye yansıyor.

naz değildir o yarım kilo altındır.

30 sene evvel belki. şimdi damat buldularda kız verdiler; kimse evlenmek istemiyor be... ama ben evlilikten soğutmuyorum evlenin.

pazarlama hali. sanki bir insan değil de bir eşyanın bedelini ölçer gibi şunu da isteriz bunu da isteriz bizim kızımıza layık olsun bıdı bıdı. niye senin kızın altından mı? sen ben gibi et ve kemik işte.
bundan hoşlanan kadınları da anlamıyorum. kardeşim satışa sunulan mal olmak hoşuna mı gidiyor? hadi para hoşuna gitti eyvallah olabilir çağ para çağı sevebilirsin parayı da yarın bir gün evlendiğin adam seni şu kadara 'aldım' bu kadara bilmem ne yaptım o yüzden şunları şunları yapmaya mecbursun dese o günkü gibi hoşuna gidecek mi?

sırf maddiyat olarak bakmayıp bu hali eleştiren erkeklerin olduğunu görmek bana umut veriyor. sevdiğiniz kadını alın yanınıza konuşun ya bak aşkitom istemememin sebebi para değil yanlış anlama beni ama senin bu duruma düşmene gönlüm razı gelmiyor diyin sen iste ben sana gücüm yettiğinde de hediyeler altınlar kolyeler alırım diyin. bunu anlayan kadınla hayatınızı birleştirin yok istemem banane şimdi al benim değerim şu buu diye direten biriyle birlikte olmayın

insanlara kanıksatılan durum.herkes de kabullenmiş durumu normali bu diye. bir nevi test işkenceye katlanırsan ödülü alırsın demeye getiriyorlar sanki.

gereksiz bir davranış biçimi ama naz yapan yapıyor. cahillikten mi cehaletten mi yapıyorlar bilemiyorum...

bir deyim. "nazınızla uğraşamam" deyip ev terk edilir.

kadın satıcısı yapınca suç, aileler yapınca gelenek görenek olan durum.

b*ku çıkana kadar karşı cinse baskı uygulamaktır ve
kadınların değerini düşürecek hareketlerdir.

bu çağda olmamasıdır. neden naz yapılır arkadaş rahat mutlu keyifli geleceği yaşamak varken nazla başlamak ne bileyim.

buyurun gelin nazlanmasına.

türkü, senin gibi cahile,
ben efendim diyemem aman derken kaldım dumaniçi dağlarda
sevgili yarim nerelerde diye bitiveriyor. ee fazla naz aşık usandırıyor.

kadına ve erkeğe pek zalimce dayatılan bir takım davranış normlarını anlatır.

kadın, ilgisini ifade etmek şöyle dursun kendisine yönelen ilgiyi bile ağır başlılıkla ve kayıtsız kalarak karşılamak zorunda bu norma göre. çünkü kadının cinselliği öyle göstere göstere isteme hakkı yok. erkek bunu beyan edebilir hatta bunu yüzsüzce defalarca beyan edebilir. oysa kadın naz evinden ağlamadan çıkarsa, çok ayıp! kına yakılırken ağlamak zorunda hiç değilse. öyle güle oynaya çıkılır mı baba ocağından; herif mi çekmiş canı!

ısrarcı olmak, tüm olasılıkları zorlamak erkeğin şanındandır(!) düşünmek istiyorum demek yerine üff hyr dedim be slk demek de kadının payına düşen roldür. erkek elde eder; kadın elde edilir falan bu kafaya göre. av gibi avcı gibi olmasını öğütler tüm dünya genç kadın ve erkeğe.

sonra biz televizyonlarda izleriz: erkeği muğlak sözlerle reddeden kadına neler yapıldığını akşam haberlerinde. hayır denildiği halde naz yapıyor oğlum sakın pes etme düşüncesindeki erkek, cinayet zanlısı olarak çıkar karşımıza twitter'da. maalesef.

kız evi naz evi değil, kız tarafının egokasması salak salak adetlerin olduğu ev.