1.
evimde bulduğum şiir kitabının adı. ne kitaptaki şiirleri derleyen aysun deniz güneş ne de önsöz ve giriş kısmında bahsedilen 19 aralık 2000 zindan katliamları ve sibel sürücü hakkında kayda değer bir bilgi edinemedim fakat kitaptaki şiirlerden ve önsöz ile girişten hareketle "dhkp-c militanı yahut komünist herhangi bir oluşumda bulunan 6 leninist'in 1997-1999 yıllarında cezaevinde yazmış olduğu, eylül 2003'te ilk baskısı 5 tane olmak üzere* cezaevinde basılan bir şiir kitabı" şeklinde bir tanım yapabilirim sanırım. şiirleri yazanların, şiirlerinden de hareketle, şimdiki hdpliler-cihangir solcuları-pkk/ypg sempatizanları çizgisinde düşünen insanlar olduğunu tahmin ediyorum. 6 şairden sadece sibel sürücü'nün adı geçmektedir.
buyrun kitaptan bir şiir:*
sessizlik ve ölüm
bir de suskunluğun girdabında söyleniş
ey kahramanlık türkülerinin ülkesi
acılı ağıtların yurdu
bu karabasan
bu kabus
bu sessiz ölüm, kimin?
ey acılarımın kanlı beşiği
ölüme ağıt yakacak ülkem
akarsuyun küf kokuyor uyan
bak, görmüyor musun;
kuzguna dönüyor kartalların
senin için dövüştük kürdistan
yaban ellerin yad yaban ellerinde
el topraklarının hoyrat şehirlerinde
yapayalnız karanlık sokaklarda
seni düşündüm çok kereler
o karanlık ve sessiz sokakları
senin için çınlattık mermilerle
o yaban şehirlerini
senin için sarstık kürdistan
seni sevmek yaban ellerinin
hoyrat kentlerini sarsmak
seni sevmek
o sessiz o karanlık sokaklara
zehir zemberek boşalmak.
sevmek seni kürdistan
ölümü gölge gibi yanında taşımak
seni sevmek kendi yaralarından gidermek susuzluğu
seni sevmek
yaban kentlerine savaş ilan etmek
düşman yuvalarına yıldırım gibi dalmak
seni sevmek düşman yuvalarını alev alev yakmak
seni sevmek kürdistan
13'ünde düş
15'inde duygu
18'inde sevda
yani sevmek
20'sinde pimi çekmeye hazır bir yürek
20'sinde meltemler içinde bir boran
seni sevmek yaralı ülkem
sevdana sevda
kavgana kavga
dostuna dost
düşmanına düşman
bu kan daha kurumadı
bu ölü bizim ölümüz daha gömülmedi
alev alev yanan bedenler daha soğumadı
unutma, aldığın o yara daha kapanmadı
kanlı yara, kapanmayan yara kürdistan...
*
17'lik militanın kanlı bedeni
mardin'de vurulan
amed'de pimi çeken
serhat'ta kendini yakan
insanlığın en yiğit adamlarıyla yürüyen
dik duran karşı koyan
bu... dünyaya kafa tutan
17'lik kahraman
şanlı kavgamızın yiğit kahramanı
17'lik militan
akbabanın sofrasına sunulan
kurşunlu gecelerimizin rehberi
17'lik militan
satışına suskun kalanlar utansın
bu suskunluğun nedeni nedir?
alev alev yanan o bedenler daha soğumadı
orta yerindeki bu ateş daha küllenmedi
odunu da çırası da duruyor
tutuşturacak yürekler mi kalmadı
bak hala gülmedi yetmişlik ninem
bak daha türkülerine hasret yaşlı dam
ocakta çay gibi demlenen türkülerimiz
yudum yudum içilen türkülerimiz
serhatta çocuklar daha beşte kalkıyor
buz gibi soğuğun altında
komando potinleri boyayacak
o potinler orada ne arıyor kürdistan
amed'li bakırcı çocuk niye ağlıyor
bu çocuklar neden gülmüyor kürdistan
bildiğin halde bunun nedenini
neden susarsın
bu suskunluğun nedendir
acılarımız kuşatılmış bir ağ
acılarımız bin yıllık çınar
acılarımız dimdik ayaktayken kürdistan
17'lik bedenden kan sızıyor
kürdistan kapanmayan yaraların kanıyor
onun kanı benim kanım
senin kanın
öz çocuğunun kanı, gerillanın kanı
kanın üzerinde ayaklar var
kanın üzerinde iğrenç ayaklar var
benim kanım üzerinde kürdistan.
*
şairin adı yazmıyor.
kitabın kapağı:
buyrun kitaptan bir şiir:*
sessizlik ve ölüm
bir de suskunluğun girdabında söyleniş
ey kahramanlık türkülerinin ülkesi
acılı ağıtların yurdu
bu karabasan
bu kabus
bu sessiz ölüm, kimin?
ey acılarımın kanlı beşiği
ölüme ağıt yakacak ülkem
akarsuyun küf kokuyor uyan
bak, görmüyor musun;
kuzguna dönüyor kartalların
senin için dövüştük kürdistan
yaban ellerin yad yaban ellerinde
el topraklarının hoyrat şehirlerinde
yapayalnız karanlık sokaklarda
seni düşündüm çok kereler
o karanlık ve sessiz sokakları
senin için çınlattık mermilerle
o yaban şehirlerini
senin için sarstık kürdistan
seni sevmek yaban ellerinin
hoyrat kentlerini sarsmak
seni sevmek
o sessiz o karanlık sokaklara
zehir zemberek boşalmak.
sevmek seni kürdistan
ölümü gölge gibi yanında taşımak
seni sevmek kendi yaralarından gidermek susuzluğu
seni sevmek
yaban kentlerine savaş ilan etmek
düşman yuvalarına yıldırım gibi dalmak
seni sevmek düşman yuvalarını alev alev yakmak
seni sevmek kürdistan
13'ünde düş
15'inde duygu
18'inde sevda
yani sevmek
20'sinde pimi çekmeye hazır bir yürek
20'sinde meltemler içinde bir boran
seni sevmek yaralı ülkem
sevdana sevda
kavgana kavga
dostuna dost
düşmanına düşman
bu kan daha kurumadı
bu ölü bizim ölümüz daha gömülmedi
alev alev yanan bedenler daha soğumadı
unutma, aldığın o yara daha kapanmadı
kanlı yara, kapanmayan yara kürdistan...
*
17'lik militanın kanlı bedeni
mardin'de vurulan
amed'de pimi çeken
serhat'ta kendini yakan
insanlığın en yiğit adamlarıyla yürüyen
dik duran karşı koyan
bu... dünyaya kafa tutan
17'lik kahraman
şanlı kavgamızın yiğit kahramanı
17'lik militan
akbabanın sofrasına sunulan
kurşunlu gecelerimizin rehberi
17'lik militan
satışına suskun kalanlar utansın
bu suskunluğun nedeni nedir?
alev alev yanan o bedenler daha soğumadı
orta yerindeki bu ateş daha küllenmedi
odunu da çırası da duruyor
tutuşturacak yürekler mi kalmadı
bak hala gülmedi yetmişlik ninem
bak daha türkülerine hasret yaşlı dam
ocakta çay gibi demlenen türkülerimiz
yudum yudum içilen türkülerimiz
serhatta çocuklar daha beşte kalkıyor
buz gibi soğuğun altında
komando potinleri boyayacak
o potinler orada ne arıyor kürdistan
amed'li bakırcı çocuk niye ağlıyor
bu çocuklar neden gülmüyor kürdistan
bildiğin halde bunun nedenini
neden susarsın
bu suskunluğun nedendir
acılarımız kuşatılmış bir ağ
acılarımız bin yıllık çınar
acılarımız dimdik ayaktayken kürdistan
17'lik bedenden kan sızıyor
kürdistan kapanmayan yaraların kanıyor
onun kanı benim kanım
senin kanın
öz çocuğunun kanı, gerillanın kanı
kanın üzerinde ayaklar var
kanın üzerinde iğrenç ayaklar var
benim kanım üzerinde kürdistan.
*
şairin adı yazmıyor.
kitabın kapağı:

devamını gör...