z kuşağındaki arkadaşlar ülkenin gündemi doğrultusunda sık sık adı geçen mehmet ağarın kim olduğunu detaylı öğrensin çabasıyla açılan başlıktır. kendisine ne zaman sorulsa , kariyeri boyunca yaptıklarını “devlet adına” ve “devletin bekası için “ yaptığını söylemektedir. buyrun aydınlanın arkadaşlar;

1972'de ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'nden mezun olan ağar, üniversite sonrası önce emniyet genel müdürlüğü'ne giriyor ama bir süre sonra kaymakamlığa yöneliyor. ancak üniversite yıllığında arkadaşlarının yazdığı gibi "en büyük ideali, babasının izinden yürüyerek emniyet saflarına geçmek." ankara'nın delice ilçesinde kaymakamlık yaparken 1980 yılının ocak ayında, istanbul emniyet şube müdür muavinliği'ne geçiyor. siyasi şube müdür muavini oluyor. o dönem istanbul emniyet müdürü koltuğunda şükrü balcı var. ağa, onun yanında deneyim kazanıyor. 12 eylül 1980 darbesi, ağar istanbul emniyeti'ndeyken oldu.
bu kritik eşikte ağar kariyerinde yükseliyordu.
önce personel şube müdürü, sonra asayiş şube müdürü ve sonra da istanbul emniyet müdür muavini oldu. ağar'ın görevde olduğu bu dönem, sol görüşlü birçok kişinin istanbul emniyeti'nde işkence gördüğü ya da öldürüldüğünün iddia edildiği bir dönem.
bazı olaylar yargıya da taşındı ve bundan dolayı ceza alan polisler de oldu.
ancak bunların ucu ağar'a dokunmadı.
ağar'ın sesini televizyonda duyduklarında basına konuşup ağar'ın işkencecileri olduğunu öne sürenler oldu.
ağar 2016'da ise bu dönemle ilgili, "sol örgütlerin arkasında rusya'nın olduğunu düşündüğünü, öyle şartlandığını ancak sonra sovyetlerin bir tek tkp'yi desteklediğini gördüğünü, tkp üyelerinin de ellerine bıçak bile almamış, düzgün fikir insanları olduğunu" söyleyecekti.

1988'de birinci mit raporu olarak tanımlanan rapor, çeşitli basın kuruluşlarını gezdikten sonra kamuoyuna sızdı.
raporu kamuoyuna duyuran, başında o dönemin yasaklı siyasetçisi doğu perinçek'in bulunduğu 2000'e doğru dergisiydi.
raporda, polis içindeki çekişme ve mafya-polis-kamu görevlileri ilişkileri ele alınıyordu.
rapora göre, istanbul emniyet müdürlüğü üst düzey kadrosu yer altı dünyasıyla yakın ilişki içindeydi ve bu ilişkinin koordinatörlerinden biri de mehmet ağar'dı.
yer altı dünyasının, o dönem anap'ın tedbirleri karşısında muhalefet partileri shp ve dyp'ye yöneldikleri, bunu özellikle dyp konusunda başardıkları yazıyordu rapor.
birçok yorumcuya göre belge, devletin mit ve emniyet merkezli iki kanadının çatışmasının sonucuydu.
iddialara göre mit kanadında hiram abas, mehmet eymür ve sonradan ağar'a yakınlaşacak korkut eken gibi isimler, emniyet kanadında ise şükrü balcı, ünal erkan ve mehmet ağar vardı.
rapordaki bilgilerin kaynağı olduğu öne sürülen tarık ümit, 1995'te kaçırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

mit raporu, ağar'ın yükselişini durduramadı.
ağa, rapor ardından ankara'ya geçti ve 1988'de yani henüz 37 yaşında ankara emniyet müdürü oldu.
bu dönemde anap'la yakın ilişki kurdu.
başbakan turgut özal'ın eşi semra özal'ın programlarının iyi bir takipçisiydi.
semra özal liderliğindeki kadın vakfının "papatyalar" olarak anılması nedeniyle ağar'a da kulislerde "papatya bürokrat" lakabı takıldı.

ağar, 1990'lara da hızlı bir giriş yaptı.
1990'da istanbul emniyet müdürü oldu.
bu dönemde yine birçok yargısız infaz ve işkence iddiaları gündeme geldi.
insan hakları kuruluşlarından, birçok operasyonda zanlıların yakalanma imkanı varken "ölü ele geçirilmelerine" büyük tepki geliyordu.
o ise hayatı boyunca hiçbir gayri resmi emir vermediğini söyleyecekti.

güneydoğu'daki yaygın nevruz eylemlerinin yeni bir dönemi işaret ettiği 1992 yılında erzurum valisi oldu ağar.
göreve geldiği yıl ülkücü haluk kırcı'nın nikah şahitliğini yaptı.
1978'de ankara'da türkiye işçi partili yedi gencin öldürüldüğü bahçelievler katliamı nedeniyle yargılandığı davada idama mahkûm edilmişti.
1991'de tahliye edilen haluk kırcı'nın "yanlışlıkla tahliye edildiği" ortaya çıkmış ve kırcı aranmaya başlanmıştı.
ağar, ilerleyen yıllarda kırcı'yı tanımadığını söyledi.

1993, faili meçhul cinayetler, suikastlar, yargısız infazlar vs. açısından çok uzun süren bir yıl oldu.
ağar da 1993 yılında, henüz 42 yaşındayken emniyet genel müdürü oldu.
uğur mumcu o yıl öldürüldü.
eşi güldal mumcu, bir görüşmelerinde mehmet ağar'ın cinayetle ilgili olarak "öyle bir iş ki, bir duvar gibi. bir tuğla çekersek duvar yıkılır" dediğini söyledi.
ağar ise bu sözleri söylediğini inkar etti.

ağar, pkk'ya karşı savaşta özel birliklerin kullanılmasını savunuyordu.
ona göre özel polis birlikleri de bu savaşta rol oynamalıydı.
bu önerileri milli güvenlik kurulu'nun önüne geldi.
bu kapsamda, emniyet genel müdürlüğü bünyesinde özel harekât daire başkanlığı'nın kurulmasını sağladı.
bu dönemde ağar'ın davetiyle korkut eken, özel timlerin eğitiminde görev aldı.
özel timciler bu dönem medyaya, sarkık bıyıkları ve üç hilalli yüzükleriyle çekilen fotoğraflarıyla yansıyordu.
ağar ilerleyen yıllarda bu dönemde "bin gizli operasyon yaptıklarını" belirtecek, 2016'da bunun kendisine sorulması üzerine "hayır, gizli değil, bin istihbarat operasyonu" diyecekti.

1990'lar, hizbullah örgütünün özellikle güneydoğu anadolu'da etkin şiddet eylemleri düzenlediği yıllardı.
pkk ile sık sık karşı karşıya gelen bu örgütün devlet için bazı ağlar tarafından desteklendiği iddiaları o dönem basına yansımıştı.
öyle ki grup için "hizbul kontra" kavramı kullanılıyordu.
ilerleyen yıllarda ortaya çıkacak belgelere göre ağar, 1993'te dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel'e grupla ilgili iletilen bir uyarı mektubunun değerlendirmeye alınması ardından, ilgili birimlere örgüt üyelerine operasyonu önermeyen bir açıklama yolladı.
açıklamada, "hizbullah örgütü stratejisi gereği güvenlik kuvvetleri ve devlet aleyhine herhangi eylemden kaçınmaktadır" diyen ağar, "yakalama amaçlı bir operasyonun bu aşamada beklenen faydayı sağlamayacağını" belirtiyordu.

1993 aynı zamanda tansu çiller'in başbakanlığa geldiği yıldı.
ağar, çiller'den büyük destek alıyordu.
çiller o yıl yaptığı bir açıklamada, ellerinde pkk'ya haraç veren iş adamları ve sanatçıların bulunduğu bir liste olduğunu belirtip onlardan hesap soracaklarını söyledi.
bir süre sonra bazı kürt iş insanlarının ölüm haberleri gelmeye başladı.
bu kişilerden bazıları, adapazarı-izmit-sapanca üçgeninde failleri meçhul şekilde öldürüldü.
behçet cantürk'le başlayan süreçte öldürülenler arasında hdp eş başkanı pervin buldan'ın eşi savaş buldan da vardı.
ağar, 1995'te siyasete girdi. hızlı bir giriş oldu bu.
1995'te dyp elazığ milletvekili seçildikten sonra refah-yol hükümetinde önce adalet sonra da içişleri bakanı oldu.

1996'da ise türkiye kamuoyu, ikinci mit raporu olayıyla tanıştı.
kamuoyuna bunu açıklayan da dönemin işçi partisi lideri doğu perinçek oldu.
iddialara göre bu rapor da yine iki kanadın geriliminin sonucuydu.
özellikle çiller ve ağar hakkında önemli ifadeler içeren rapor, "emniyet genel müdürlüğü'nce pkk ve dev-sol'a karşı faaliyetler için kullanılıyor görüntüsü ile özel bir suç ekibi teşkil edilmiştir" cümlesiyle başlıyordu.
ikinci cümlede, "tehdit, gasp, haraç, uyuşturucu kaçakçılığı, cinayet gibi suçların içinde olan bu grup genellikle eski ülkücülerden teşekkül etmiştir" deniyor ve ardından ekleniyordu:
"grup doğrudan emniyet genel müdürü mehmet ağar'a bağlı olup em. gn. md. müşaviri korkut eken tarafından sevk ve idare edilmektedir."
grup üyelerinin "teröre karşı faaliyet" görünümünde yurt dışına gidip gelerek uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddiası da yer aldı raporda.
bu arada raporda, sedat peker'in de ismi "ülkücü faaliyetler" notuyla yer alıyordu.
öte yandan 1990'ların ikinci yarısında uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giyen hüseyin baybaşin de o dönemde mehmet ağar'ın uyuşturucu kaçakçılığı içinde yer aldığını, bir marinayı kullanılarak, yat limanı yakınlarında demir atan büyük gemilere mal yüklendiğini öne sürüyor ve ısrarla "ağar, servetinin kaynağını açıklasın" çağrısı yapıyordu.
ağar ise yıllarca bu iddiaları reddedecek, baybaşin'in arkasında pkk olduğunu söyleyecek, en büyük uyuşturucu operasyonlarının kendi döneminde yapıldığını belirtecek, lucky-s gemisi olayını buna örnek verecekti.

3 kasım 1996'da balıkesir'in susurluk ilçesindeki kaza, devlet-siyaset-mafya ilişkilerini ortaya döktü.
birçok suçtan aranan, eski ülkü ocakları derneği yöneticilerinden, sahte kimlikli abdullah çatlı; emniyet amiri hüseyin kocadağ ve çatlı ile ilişkisi olan gonca us kazada ölmüştü. dyp şanlıurfa milletvekili sedat bucak ise yaralanmıştı.
bagajdan, bazıları devlete ait olup kaybolan birçok silah ve mermi çıktı.
ortaya çıkan görüntü, mit raporuyla örtüşüyordu.
kaza sonrası "derin devlet", "gladyo", "kontrgerilla" gibi kavramlar kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandı.
ağar, kazadan kısa süre sonra istifa etti. ancak istifa gerekçesi, dönemin başbakanı necmettin erbakan'ın libya gezisine tepki ve kızının sağlık durumu olarak aktarıldı.
meral akşener kendisinden görevi devralırken, "ağar'ın yükselttiği çıta aşağı düşürülmeyecektir" dedi.

2007'de dyp ve erkan mumcu liderliğindeki anap birleşme kararı aldı.
yeni parti, dyp'nin adını değiştireceği demokrat parti (dp) olacak, genel başkan ağar olurken, erkan mumcu ise eş başkan olacaktı.
ancak aradaki krizler büyüdü ve 2 haziran'daki anap kongresinde beklenen fesih kararı çıkmadı.
o gün salonda ağar da beklenmiş ama gelmemişti.
ağar kongre yerine türkçe olimpiyatları'na katılmış, konuşmasında etkinliği övmüş ve fethullah gülen'den de "hocaefendi" diye bahsetmişti.
yaşananlar nedeniyle ağar ve mumcu, birbirlerini suçladı.
2007 seçimlerinde dp barajı geçemeyince istifa etti ağar.
halefi süleyman soylu oldu.

susurluk davasında sona gelinirken 2011'de "kusurumuz olduysa bilerek değil, hizmetin kendisinden kaynaklanan hizmet kusurlarıdır" açıklamasını yaptı.
davada ağar'a, "cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu ve yönettiği" gerekçesiyle beş yıl hapis cezası verildi.
2012'de ağar'a hapis yolu göründü ama bu süreç de başından itibaren olağanüstüydü.
adalet bakanlığı bodrum'da yaşayan ailesine yakın olması için ağar için aydın, yenipazar'daki hapishaneyi belirledi.
girişte basına konuşup, cezaevinin bir vatan görevi olduğunu belirtti ve "allah devlete ve millete zeval vermesin" dedi.
bu arada ağar gitmeden cezaevinde tadilat yapılmış, kendisi için özel bir bölüm oluşturulmuştu.
cezaevi yakınlarına bir helikopter pisti dahi inşa edildi.
siyaset ve spor dünyasından birçok ziyaretçisi oldu bu dönemde ağar'ın.
o dönemki yeni yargı paketine dayanarak 1 yıl 4 gün hapis yattıktan sonra tahliye edildi.
cezaevi çıkışında bekleyen gazetecilere konuşurken yine "devlet" kavramına başvurdu:
"devlet 'gel' dedi geldik, 'gir' dedi gittik."

31 mart 2019'daki yerel seçimler öncesi, istanbul yenikapı'da düzenlenen cumhur ittifakı'nın mitingine mehmet ağar da katıldı.
miting öncesi ağar ve erdoğan'ın yakın sohbette olduğu görüldü.
kendisi yıllar içinde akp'ye daha da yaklaşırken oğlu zülfü tolga ağar da siyasete girmişti.
sitesindeki bilgilere göre 2014 yılında partiye üye olan tolga ağar, 2018 haziran seçimlerinde ise akp elazığ milletvekili seçildi ve 2019'daki "cumhurbaşkanı denince bize, acayip, çok korkunç bir şey, allah gibi geliyor" sözleri kamuoyunda çok konuşuldu.

16 ekim 2020 tarihinde sosyal medyada bodrum'daki yalıkavak marina'dan paylaşılan bir fotoğraf gündem oldu.
karede; ağar, korkut eken, organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş ve hapisten kısa süre önce çıkmış olan alaattin çakıcı ile eski özel kuvvetler komutanı ve eski mhp milletvekili engin alan vardı.
çakıcı'ya yakın üzeyir çakmaktaş, twitter paylaşımında karedekileri "türk devleti ilelebet var olsun diye her zorluk ve meşakkati göğüsleyen, zindan dahil bu uğurda en ağır bedelleri ödeyen kahramanlarımız" diye tanıtıyordu.

mehmet ağar bugünlerde, kendisi gibi sürekli devletin kutsallığını vurgulayan, organize suç örgütü kurmak suçlamasıyla aranan sedat peker'in iddiaları sonrası yeniden gündemde. ayrıca yargılandığı ankara jitem davasındaki beraat kararları bozulmuş durumda.
ve ağar bir kez daha o ünlü soğukkanlılığıyla "insan yaptığından korkar, yapmadığından değil. benim çok şükür korkacak hiçbir şeyim yok" diyor.

güzel günler göreceğiz çocuklar isimli eser eşliğinde okuyabilirsiniz.
belki bir gün sahiden bu ülkenin namuslu şerefli haysiyetli gençleri takaları maviliklere sürecekler. umudumuz bu.
biz büyüdük ve çok kirlendi dünya…
devamını gör...
evet sevgili gençler , gerçekten bystander çok güzel , açık ve aydınlatıcı yazmış ellerine sağlık .
tabiki biz yine susurluk olayı patladığı zaman , halk olarak bir kaç gece ışık yakıp kapattık aydınlık bir türkiye için ve biraz zaman geçtikten sonra bizi tekrar uyuttular; aynen şuan yattığımız gibi .
şimdi bakmayın, s peker'in bas bas bağırıyor olmasına, çıkarı, istediklerini alabilseydi hiç birimizin bunlardan haberi olmayacaktı.
kısacası sevgili gençler bundan, 25- 30 yıl önce ülke neyse , şuan için de aynı , kacirdiginiz hiç bir şey yok.
bunların hepsi" yiyici hareket önlenemez "diyenler.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mehmet ağar ve 50 yıldır devlet adına yaptıklarının hikayesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim