merry christmas please don't call
başlık "elminster the wise" tarafından 01.03.2025 23:37 tarihinde açılmıştır.
1.
2024 çıkışlı sevimli bir bleachers şarkısı. dinlerken aklıma iyi niyeti kendinden menkul eski bir dostum gelir hep. çevirisini de not düşeyim en alta.
bazen kendi tutarsız düşüncelerimiz bizi sevmediklerimize karşı bencil ve sevdiklerimize karşı kör hâle getirebiliyor ancak zamanla aldanmayacak kadar yaşlanıyor ve affedebilecek kadar bilge oluyoruz sanıyorum. güzel giden pek çok şey zamanla "terapistim adını biliyor," noktasına evrilebilir ve geçmişe dönüp bakınca o 'altın çocuğun' aslında paslanmaya yüz tutmuş bir demir parçasından fazlası olmadığının farkına varabiliriz. ama ben hiçbir zaman yeterince bilge değildim. buna denk gelirsen ki gelirsin, mutlu yıllar dilerim; lütfen beni tanıdığını bile söyleme, sonsuza kadar yanmayı tercih ederim.*
sokak lambasının, sıkıntılı bir ritmin temposunda titrediği anı hatırlıyorsun değil mi?
ve zaman tuhaf bir şekilde sakin şimdi
çünkü herkes gitti,
geriye sadece sen ve öfken kaldınız
altın çocuk, nazikmişsin gibi davranma
bana aittin ama her seferinde berbattın.
bu yüzden bana söylediklerini onlara söyleme
sanki beni gerçekten tanıyormuşsun gibi sarılma bana
sonsuza kadar yanmayı tercih ederim
ama bilmelisin ki,
öyle yavaş yavaş öldüm ki ben
lanetli evinin koridorlarında koşarken
en zor kısmı da, ikimiz de biliyoruz sana ne olduğunu,
neden yalnız başına kaldığını
mutlu noeller, lütfen beni arama
ben senin tüm yükünü sırtlarken beni ortada bıraktın, evlat.
biliyorsun; ben senin kaygılı hâlini kucaklayan,
sen bir sokak lambası gibi titreşirken yaralarını görmezden gelen baban değilim.
mükemmel çocuk, evimize ışık saçtın
en iyi hâlinle büyüleyip kandırdın bizi
ama söyleme onlara bana söylediğin şeyleri
hatta onlara beni tanıdığını bile söyleme
bunun yerine sonsuza dek yanmayı tercih ederim
yoğun bakışlarından kurtulmak için bir bilet istiyorum
sadece bir bilet istiyorum atlı karıncadan atlayabilmek için
mutlu yıllar, lütfen beni arama.
mutlu yıllar, artık sana ait değilim.
bazen kendi tutarsız düşüncelerimiz bizi sevmediklerimize karşı bencil ve sevdiklerimize karşı kör hâle getirebiliyor ancak zamanla aldanmayacak kadar yaşlanıyor ve affedebilecek kadar bilge oluyoruz sanıyorum. güzel giden pek çok şey zamanla "terapistim adını biliyor," noktasına evrilebilir ve geçmişe dönüp bakınca o 'altın çocuğun' aslında paslanmaya yüz tutmuş bir demir parçasından fazlası olmadığının farkına varabiliriz. ama ben hiçbir zaman yeterince bilge değildim. buna denk gelirsen ki gelirsin, mutlu yıllar dilerim; lütfen beni tanıdığını bile söyleme, sonsuza kadar yanmayı tercih ederim.*
sokak lambasının, sıkıntılı bir ritmin temposunda titrediği anı hatırlıyorsun değil mi?
ve zaman tuhaf bir şekilde sakin şimdi
çünkü herkes gitti,
geriye sadece sen ve öfken kaldınız
altın çocuk, nazikmişsin gibi davranma
bana aittin ama her seferinde berbattın.
bu yüzden bana söylediklerini onlara söyleme
sanki beni gerçekten tanıyormuşsun gibi sarılma bana
sonsuza kadar yanmayı tercih ederim
ama bilmelisin ki,
öyle yavaş yavaş öldüm ki ben
lanetli evinin koridorlarında koşarken
en zor kısmı da, ikimiz de biliyoruz sana ne olduğunu,
neden yalnız başına kaldığını
mutlu noeller, lütfen beni arama
ben senin tüm yükünü sırtlarken beni ortada bıraktın, evlat.
biliyorsun; ben senin kaygılı hâlini kucaklayan,
sen bir sokak lambası gibi titreşirken yaralarını görmezden gelen baban değilim.
mükemmel çocuk, evimize ışık saçtın
en iyi hâlinle büyüleyip kandırdın bizi
ama söyleme onlara bana söylediğin şeyleri
hatta onlara beni tanıdığını bile söyleme
bunun yerine sonsuza dek yanmayı tercih ederim
yoğun bakışlarından kurtulmak için bir bilet istiyorum
sadece bir bilet istiyorum atlı karıncadan atlayabilmek için
mutlu yıllar, lütfen beni arama.
mutlu yıllar, artık sana ait değilim.
devamını gör...