mesajlaşılan en ünlü yazar

emine şenlikoğlu ile kısa bir mesajlaşmamız olmuştu. selam olsun.

kafka'nın bahsettiği milena benim.

(bkz: sedef kabaş)
(bkz: merdan yanardağ)

nihat doğan ile fi tarihinde bir sabah namazı sonrasında twitter üzerinden sabah namazı ve genel olarak namaz kılınması hususu konusunda derin bir sohbet etmiştik.

(bkz: feridun emecen) kendisi adına başlık da açtığım, yaşayan, en beğendiğim akademisyenlerden.

yoldaş benjamin franklin

yok bana öyle bi mesj gelmedi.gelse söylerdim.

(bkz: emrah serbes)
(bkz: hakan bıçakçı)

gerçi bir zamanlar emrah serbes ile az buçuk muhabbetim vardı , birlikte birkaç akşam içmiştik.

geçen dostoyevski@gmail.xom a mesaj attım, anlamadığım bi cevap geldi. kızdı galiba.

gecen 1 fenomenle mesajlastik. videolari milyonlarca izleniyor. ama aciga vermem, soylemem. ınstagram fenomeniydi. 2 kitabi var.

ne kadar ünlü olarak değerlendirilir bilemiyorum ama bir zamanlar uykusuz dergisinde, şimdi ise patreon.com'da "otisabi" serisi çizeri ile senede bir iki muhabbetim oluyor. datça'ya yolum düştükçe ziyaret de ederim.

(bkz: mehmet berk yaltırık)

bizim rediyoya konuk bile geldi sağolsun.

ahmet ümit.

kitap fuarında imza veriyordu, ben de başında durup kendisine yardım eden çalışanlardan biriydim. kendisi tuvalete gittiği vakit menajerinin numarasını vermişti, "imza sırası artarsa mesaj gönder." demişti.

imza sırası artınca "abi sıra korkunç biçimde artıyor lütfen ahmet bey gelsin." demiştim.

direkt kendisiyle olmasa bile menajeriyle iletişim kurmuş olmam sayılır bence ya.

ayrıca kendisi geri dönüp imzaya devam ederken bana, "senin yüzünden doğru düzgün sıçamadık..." bakışı atmayı hiç ihmal etmedi.

cemre demirel, nam-ı diğer michael sikkofield. o zamanlar aklı başındaydı twitterdan bir iki şey sormuştum cevap vermişti. şu ara ne yapıyor sağlıklı mı aklı yerinde mi bilmiyorum.

kedi yiyen fare

(bkz: kedi yiyen fare)
benim şansıma çok ünlü yazarlar düşmedi. ancak buradaki yazarlarla idare ediyorum. bunlar arasında en ünlüsü de kedi yiyen fare, evet.

zeki demirkubuz. yazardi demi o senaryo yaziyodu. onunla yazistik film cekicekmis akil istedi zaar, akil verdik.

bu arada 1 azeri olarak ellam, zaar gibi sozcukleri kullanmam cok garip. nerenin sivesi lan bu? ben neden sive yapiyorum lan. evet.

(bkz: prieneus)
o günü hiç unutmam, geçtiğimiz 29 ekimin son, 30 ekimin ilk dakikalarıydı. sözlükte gösterdiğim üstün bir başarıdan dolayı beni tebrik etmişti. bazı efsanelere göre o mesajlaşmanın yaşandığı sekme browser'da hala bir yerlerde açık duruyor.

(bkz: gotcha)
nerden buluyorsunuz beni dedi sonra engelledi tabi

(bkz: bellerophontes)
adamın dibidir hiç öyle havası tafrası yoktur.

(bkz: senior)
sarı kola sevenler derneği başkanıdır severus.

(bkz: retro spektif)
içip içip yazarım idare eder saolsun.

kaan kural'ı ilk bir dergi yazısıyla tanımıştım. hakikaten gençlere dokunduğu, umut aşıladığı bir yazıydı ve ben o zamanlar çok gençtim. lisede bile olabilirim yani.

sonra 2010'dan önce bir zamanlar, yani henüz 30 yaşımda değilken kendisine facebook'tan bir mesaj atmıştım. olağanüstü alçak gönüllü ve samimi bir yanıt yazmıştı. biraz da lafladık ve benim televizyon konusundaki bir yargımı da bana çok güzel bir dille "şöyle de bakabilirsin bence" diye açıklayarak değiştirmişti.

o gün bu gündür kaan abinin yeri bende ayrıdır.

doğu yücel ile bir mesajlaşmamız olmuştu bir de. o da bir vesileyle denk gelmişti. kendisiyle de rahat iletişim kurabilmiştim.

yabancılardan da ünlü sayılmayacak ama ödüllü bir yazarla mesajlaşmıştım bir de.

öyle biri ünlü diye onunla iletişime geçmem normalde. kaan abi bir istisnaydı. gerçi o da "yazar" sayılmaz ama dediğim gibi ben kendisini ilk olarak bir dergi yazarı olarak tanımıştım. sonra tv'de çizdi esas kariyerini, yorumcu olarak.