meslek seçiminde dikkat edilmesi gerekenler
başlık "wings" tarafından 10.03.2021 18:59 tarihinde açılmıştır.
21.
yıllarca diyetisyenlik için çırpındım. hatta zamanın da bir yıl tekrar hazırlandım sınava ama olmadı. tercih günü aklımın ucundan bile geçmeyen bir meslek seçimi yapıp yazdım ve kazandım. ve şuan ki mesleğimden deli gibi memnunum iyi ki de diyetisyenliği kazanamamışım ve şuanki mesleğe sahibim. deli gibi eğleniyorum*, tam bana göre bir meslekmiş onu anladım. yani biraz akışına da bırakmalısınız bazı şeyleri. olucaksa oluyor.
devamını gör...
22.
yeteneklerinizin tam tersi işler yapın. bu toplum yetenekli insanları yok etmekten çok hoşlanır. devlet memuru olun hatta. salla başını al maaşını. temiz para.
devamını gör...
23.
ne bankalar ne muhasebe büroları hatta kurumsal emlak ofisleri falan istedi beni ama hiçbirine varmadım...
hahah.. yok o kadar değil tabii ki..
yanlarından geçerken yüzüme peçe taktım ben hep! fark ettirmedim kendimi.. korundum bir şekilde..
şaka bir yana, eş seçimi gibi bir şey bu.
hatta ondan da öte.
tabii şahsım adına konuşuyorum...
yoksa süreç nasıl işliyor, hepimiz biliyoruz...
sürükleniyoruz dalgalı bir denizde ve kendimiz için en uygun kayalığı bulmaya çalışıyoruz.. amaç, hayatta kalabilmek.
amaç, akışta var olmak!
ilk bulduğu kayalığa tutunanlar çoğunlukta malumunuz...
ne yapsınlar?
şartlar itiyor seni, zorluyor ve bir anda kendini atıyorsun ''güvenli'' hissettiğin alana.
yaşam şartları daha iyi olan, geleceğe umutla bakmanı sağlayabilecek başka kayalar yok mu o denizde?
var tabii ki..
bunu sen de gayet iyi biliyorsun ama olmuyor işte...
büyük bir risk de var çünkü ortada...
ben şöyle yaptım...
deniz sakinken, bir sal yaptım kendime ilk önce... tek kişilik.
ve sonrasında denizin karışmasını bekledim...
karıştı deniz.. fena karıştı hem de..
öyle karıştı ki, ne liman ne kıyı ne de bir ada...
hatta 2 metrekarelik adacıklar.. kayacıklar!
hiçbiri yoktu görünürde.. uzunca bir süre de olmadı..
sonra deniz durulmaya başladı ve ilk önce kayacıklar görünmeye başladı..
ayrı ayrı hepsine yanaştım ama hiçbirine adımımı atmadım...
sonunda buldum bir kara parçası işte.. tam hayallerimdeki gibi olmasa da, en azından bir süre barınabilirim bu ortamda..
bunu biliyorum...
peki ben, ne mi yapıyorum şu anda?
kütüphanecilik..
evet..
şirin mi şirin bir kütüphaneyi yönetiyorum...
ta osmanlı zamanında, tamamen taş duvarlar örülerek yapılmış, 3 katlı, 12 odalı, tarihi bir bina...
15 bin kitabım var şimdilik.. her gün onlarla oynuyorum..
ortaokul, lise talebeleri geliyor her gün, ders çalışıyorlar... hayatlarına dokunuyor, mutlu oluyorum...
evet, bir bankada çalışsam mesela, belki 2 hatta 3 katını kazanıyor olabilirdim şu anda ama şimdiki kadar mutlu olur muydum?
sanmıyorum.
seçişler, vazgeçişler...
hayat ne kadar enteresan değil mi?
en doğru kayacığı bulabilme çabası...
an geliyor umutsuzluğa kapılıyorsunuz... o hissi emin olun çok iyi bilirim..
fakat tavsiye eder miyim?
yüz kişiden 70'ine etmem mesela..
sadece bazı insanların hayatına cuk oturabilir bu frekans...
hahah.. yok o kadar değil tabii ki..
yanlarından geçerken yüzüme peçe taktım ben hep! fark ettirmedim kendimi.. korundum bir şekilde..
şaka bir yana, eş seçimi gibi bir şey bu.
hatta ondan da öte.
tabii şahsım adına konuşuyorum...
yoksa süreç nasıl işliyor, hepimiz biliyoruz...
sürükleniyoruz dalgalı bir denizde ve kendimiz için en uygun kayalığı bulmaya çalışıyoruz.. amaç, hayatta kalabilmek.
amaç, akışta var olmak!
ilk bulduğu kayalığa tutunanlar çoğunlukta malumunuz...
ne yapsınlar?
şartlar itiyor seni, zorluyor ve bir anda kendini atıyorsun ''güvenli'' hissettiğin alana.
yaşam şartları daha iyi olan, geleceğe umutla bakmanı sağlayabilecek başka kayalar yok mu o denizde?
var tabii ki..
bunu sen de gayet iyi biliyorsun ama olmuyor işte...
büyük bir risk de var çünkü ortada...
ben şöyle yaptım...
deniz sakinken, bir sal yaptım kendime ilk önce... tek kişilik.
ve sonrasında denizin karışmasını bekledim...
karıştı deniz.. fena karıştı hem de..
öyle karıştı ki, ne liman ne kıyı ne de bir ada...
hatta 2 metrekarelik adacıklar.. kayacıklar!
hiçbiri yoktu görünürde.. uzunca bir süre de olmadı..
sonra deniz durulmaya başladı ve ilk önce kayacıklar görünmeye başladı..
ayrı ayrı hepsine yanaştım ama hiçbirine adımımı atmadım...
sonunda buldum bir kara parçası işte.. tam hayallerimdeki gibi olmasa da, en azından bir süre barınabilirim bu ortamda..
bunu biliyorum...
peki ben, ne mi yapıyorum şu anda?
kütüphanecilik..
evet..
şirin mi şirin bir kütüphaneyi yönetiyorum...
ta osmanlı zamanında, tamamen taş duvarlar örülerek yapılmış, 3 katlı, 12 odalı, tarihi bir bina...
15 bin kitabım var şimdilik.. her gün onlarla oynuyorum..
ortaokul, lise talebeleri geliyor her gün, ders çalışıyorlar... hayatlarına dokunuyor, mutlu oluyorum...
evet, bir bankada çalışsam mesela, belki 2 hatta 3 katını kazanıyor olabilirdim şu anda ama şimdiki kadar mutlu olur muydum?
sanmıyorum.
seçişler, vazgeçişler...
hayat ne kadar enteresan değil mi?
en doğru kayacığı bulabilme çabası...
an geliyor umutsuzluğa kapılıyorsunuz... o hissi emin olun çok iyi bilirim..
fakat tavsiye eder miyim?
yüz kişiden 70'ine etmem mesela..
sadece bazı insanların hayatına cuk oturabilir bu frekans...
devamını gör...
24.
ilk olarak kendinize üniversite okumak zorunda mıyım deyin
devamını gör...
25.
yeteneğinin olduğu bir alan olması daha doğru bir karar olur. ilgi duyduğun bir alan mesleğinde yaşacağın zorlukları daha iyi göğüslenemeni sağlar. bir de karakterinle örtüştürmen lazım. ben bu işi yapıyorum ama içinde nasıl duruyorum? özdeştirmek gerekli. meslek sizi kendisine benzetmesin, siz mesleği kendinize benzetin. fark yaratmak zor ama şart.
devamını gör...
26.
ileride sırf para kazanmak için yapmak zorunda olduğunuzu düşündüğünüz, hiç zevk almadığınızı hissedecek bir mesleği seçmeyin. ben yaptım siz yapmayın.
devamını gör...
27.
sevmediğiniz ve sevmeyeceğiniz bir mesleği ne pahasına olursa olsun seçmeyin.
ben doktorluğu sevmem mesela. babam çok ısrar etti. hacettepe tıp'a bir numaradan girebildiğim halde girmedim. bu yüzden babam bana darıldı ve dargın gitti mezara. ben sevdiğim ve istediğim mesleği yaptım. artık bireysel, ya da küçük bir ekiple yapılamayacak noktaya gelince de bıraktım. hala minik minik uğraşıyorum. doktor olsam komşu çocuğun eline batan dikeni mi çıkartacaktım?
ben doktorluğu sevmem mesela. babam çok ısrar etti. hacettepe tıp'a bir numaradan girebildiğim halde girmedim. bu yüzden babam bana darıldı ve dargın gitti mezara. ben sevdiğim ve istediğim mesleği yaptım. artık bireysel, ya da küçük bir ekiple yapılamayacak noktaya gelince de bıraktım. hala minik minik uğraşıyorum. doktor olsam komşu çocuğun eline batan dikeni mi çıkartacaktım?
devamını gör...
28.
sevdiğin mesleği yap tek kriter...
çiftçi ol etrafını güzelleştir senden mutlusu olamaz...
çiftçi ol etrafını güzelleştir senden mutlusu olamaz...
devamını gör...
29.
sevmediğiniz işlerde yılları heba etmeyin
devamını gör...