mhrs'den randevu alıp gitmeyenlerin sorumsuzluğu

hemen hemen randevu alan her dört kişiden birinin yaptığı sorumsuzluk.
onlar gibiler yüzünden mhrs'den randevu alınamıyor. hastalar aylar sonrasına boşluk bulabiliyor.
sağlık sistemi sözkonusu olunca daha hassas davranılmalı. kimse kimsenin sağlık hizmeti alma hakkını kendi keyfi yüzünden engelleyemez. bence bunun cezai yaptırımı olmalı.

böylelerini mhrs sayfasından duyurup, 1 iptal edilmeyen randevuya 1 sene randevu vermeyecekler. bir de para cezası.
insanların ciddi sorunları var. laylaylom yeri değil hastaneler. tabi bizim hasta çeşitlerinde kirpiği ağrıyan da var.
cildiye polikliniğine 2 aydır randevu yok. çocuk endokrin, çocuk nefroloji, kardiyoloji hiç söylemiyorum. eğer randevu alınıp gitmiyorlarsa kul hakkına giriyorlar. bu konuda yaptırım gerçekten şart

cezai müeyyide* uygulanarak ortadan kaldırılabilecek sorumsuzluktur.

can sıkıcı hareket.

fakat sadece gitmemek değil gidememek durumları da bence buna dahil. bazı durumlarda randevular çok ileri tarihe veriliyor. o sırada hasta ölse mesela, kimsenin aklına o aşamada randevu iptal etmek falan gelmez.

bazen de çok yaşlı insanlar bir şekilde eşi dostu aracılığıyla alıyorlar randevuyu. sonrasında gidemeyecek durumda iseler iptal edilmesi gerektiğini bile bilmiyorlar. dolayısıyla herkesi topluca suçlamak yerine özellikle ve bile isteye yapanları kınıyorum yeri gelmişken.

1 yıl boyunca devlet hastanelerinden hizmet almaktan men edilmelidirler. ben kimsenin sorumsuzluğu yüzünden hastaneye gidip muayene olmaktan mahrum kalamam.

bir kısır döngü bu. güç bela 2-3 hafta sonrasına randevu alıyoruz ve o arada geçen sürede iyileşip randevuya gitmeyi ihmal ediyoruz ve iptal etmeyi de unutuyoruz.

bilerek yoğunluk olsun diye kimse randevu almaz. yoğunluğa sebep oluyor bu kitle evet ama bu yaptıklarının sebebi de yoğunluğun kendisi aslında. o yüzden bir kısır döngü bu. kırmanın tek yolu da mhrs randevularını değil, hastanelerdeki yoğunluğu azaltmak. şehrin içindeki hastaneleri kapatıp şehrin dışına hastane yapmayın mesela.

şu an evdeyim ve yaşadığım şehrin şehir hastanesi 25 km uzakta. toplu taşıma ile gitmek istesem yoğun trafikte 1.5 saat sürecek en az. e hastayım kardeşim ben. niye hasta halimle 25 km/1.5 saat yol gidiyorum?

hastanelerden randevu almak için sağlık bakanlığı'nın 182 numaralı hattını arayıp randevu alan vatandaşların gitmese bile muayeneye ücreti ödüyor. '182 hastane randevu merkezi'ni hattını arayan vatandaşlar, her arama için 4 lira telefon ücreti ödüyor.hastane randevunuzu online ve telefondan iptal edebilirsiniz. randevuyu aldığınız gün içinde 15-20 dakikaya kadar hastane randevusu iptal edilebilir. hastane randevu iptal etmediğiniz zaman para kesintisi olmuyor.

bunlar gibi geri kafalılar yüzünden beyninde bir problemi olduğunu düşündüğümüz kardeşim aylar boyunca randevu bekledi. allah'a şükürler olsun hiçbir şeyi çıkmadı ama eğer çıksaydı ve geç kalınmış olsaydı işte o zaman bütün haber sitelerinde boy boy fotoğraflarımı görürdünüz.

kimse sizin sorumsuzluğunuzun sonuçlarına katlanmak zorunda değil. poposu ufaktan ağrısa memleketi ayağa kaldıran gereksiz kişilerin varlığı da çok fazla. acil bunlar gibi hastalık hastalarıyla kaynıyor. bu ülkenin ciddi bir psikolojik tedaviye ihtiyacı var. ben artık katlanamıyorum buranın insanlarına.

edit: bir buçuk sene boyunca her allah'ın günü göz randevusu almak için uğraştım ve alamadım ama en sonunda hak yedim, aradan girdim. pişman değilim. haram edebilirsiniz.

bakın gitmeyecekseniz haber verin gibi cümlelerle anlatarak çözülemeyeceğine inandığım, randevusuna gelmeyen kişinin bir süre randevu alamaması gibi cezaların elzem olduğunu düşündüğüm sorumsuzluktur.
anlayabilen bir birey olsa düşünür zaten benim iptal etmeyişimden başkası etkilenebilir diye.
ha randevu alınamıyor diye hali hazırda artan acilin iş yükü birde bu ceza sistemi gelirse daha da artacaktır, buna da çözüm bulunduktan sonra ceza sistemine geçilmelidir, orası kesindir.

bu halkın "bedava"ya olan düşkünlüğünü engellemenin tek yolu onlara ceza vermektir.
çevrenizdeki insanlar bunu yapanlar. bir bakın göz ucuyla, hepsi aslında başlı başına ruh hastası.
öyle güzel dilden, organize çalışan kurumlardan anlamazlar.
onlar için ufacık bir baş ağrısı, sizin patlamış apandisitinizden önemlidir çünkü. (bunun birebir örneğini acil uzmanı arkadaşa nöbet ziyaretinde gördüm)

1 yıl devlet hastaneleri sistemine girişini engellemek ve para cezası mantıklı bir çözüm.
(her seçimde iptal ediliyor o cezalar ya, neyse)
gitsin özele.
kapıdan giriş için 750 tl'yi versin, içeride de kontroldü bt'ydi falan 5000 liralık olsun 20 dakikada aklı başına gelsin.
bak 1 sene sonra randevusundan 2 saat önce nasıl hastane kapısında hazır ol durumda bekliyor, izle sadece.

bu arada, doktor arkadaşlarımıza verilen günlük 100 hastayı da azaltsın sevgili sağlık bakanlığımız.
polk çalışma saatleri 09:00 - 12:30 ve 13:30-16:00 arasıdır.
toplam 5 saattir.
doktor arkadaş insan olmadığı için hiç tuvalete falan gitmedi, ne bileyim sigara kullanıyorsa bıraktı.
tam 5 saat aktif olarak çalıştı diyelim.
anestezi uzmanı olsun bu arkadaş.
randevu sisteminde 100 kişi göründü sabah.
ulan 5 saat zaten 300 dakika yapar. (60*5)
kişi başı sadece 3 dakika.
merhaba hocam, kolay gelsin ve iyi çalışmalar kapıdan çıkış 1 dakika.
kaldı 2 dakikanız.
şimdi size bir form göstereceğim (örnek form)

anestezi formu örneği

bu formu eksiksiz doldurmak zorundasınız.
her soruyu hastaya sorup, cevabınızı alıp buraya işaretleyeceksiniz ki türkiye'de sorulan soruya net cevap verebilen kişi sayısı 10 kişide 2 falandır.
2 dakika içerisinde bu 54 soruyu hastaya sorup, cevabını alabilecek olan varsa buyursun yarın sabah anestezi polk'de başlasın.


bunu neden anlattım?
benim randevum 11:00'deydi, öğleden sonraya kaldımcılar var.
e kalırsın abi.
sorumlusu inan doktor değil.

yıllardır "sağlık çalışanlarına şiddet" konusunda da dile getiriyorum.
bunu yapanın sağlık hizmeti alma hakkını elinden alacaksın.
vicdansızca mı? evet.
umrumda mı? hayır.

toplum olarak plansız programsız yaptığımız ve berbat ettiğimiz her şeyi toparlayacak birilerinin olduğunu bilerek yapariz. ticarete atılmaya karar verirsin, ne olacak ya batarsam babam götümü toplar deriz. okula çocuğunu gönderen velinin ogretmen halleder demesi gibi birileri düzeltir, halleder mantigi. işte bu mantık bizim burnumuzun boktan çıkmamasına sebep. avrupa'da bırak bir devlet dairesine randevusuz çat kapı gitmeyi babana ziyarete bile gidemezsin. o yüzden tüm işler randevu ile halledilir. randevuya sadık kalmak toplumsal bir bilinç ile oluşur. bizde de yerleşmesi gereken bilinç bu. bu bilinçle hareket etmeyen adam, kim ölmüş kim kalmış bakmadan keyfine göre davranır. bu davranışın cezası olmalı mıdır? toplumu adam edene kadar olmalıdır. evet.