1.
çocukluğumda en sevdiğim dizilerden biriydi. 60'larda başlayan orijinal serisine yaşım yetmiyor tabii; o kadar da moruk değilim ama mevzubahis "devam" dizisini büyük zevkle izlerdim zamanında. nostajlik bir değeri olmasa ve bugün ilk defa izlesem belki de o kadar etkilenmezdim elbette; bilemem.
"bu disk 5 saniye sonra kendini imha edecektir."... işte dizide sık karşılaştığımız ve akıllara kazınan o sahne(ler)... bu çok havalı bir şeydi ya. vay be, gizli görevi/mesajını verip sonra kendini imha eden disk... cool'luktan yıkılıyordu. haha.
sonra da film serisi gelmiştir, malum. ama burada daha ziyade "görevim tehlike" durumu vardır; dizilerde takım tümden ön plandaydı, filmlerde ise adeta tek kişilik bir şov mevcut.
diziye dönersek... öncelikle 60'larda başlayan seriyle kıyaslayamasam da bunun da gayet iyi bir seri olduğunu söyleyebilirim. ımpossible missions force (ımf) - yani imkansız görevler gücü denen bir oluşum var ve bunların etrafında dönüyor görevimiz tehlike dizisi. yani sayısız klişesi var tabii dizinin ama diğer yandan da cidden sıkı bir yapım bu ve sürekli aynı yemeği yiyormuşuzcasına baymıyor. orijinal diziden birkaç karakter de varmış bu sonraki yapımda ve şu yukarıda bahsettiğim 5 saniye sonra kendi kendini imha edeceğini söyleyen diskin sesi/seslendireni de aynı kişiymiş mesela.
tüm bu söylediklerime rağmen, bu diziyi öyle çok şevkle öneremem zira dönemini yansıtan sağlam bir işten ötesi olduğunu düşünmüyorum mission impossible'ın. yani bazı eserler vardır ve zamansızdırlar; iyi yaşlanırlar hatta kimisi ölümsüz olur. bu, öyle bir yapım değildi bence. türün meraklılarına ve 80'lere, 90'lara özel ilgili olan genç kuşak mensuplarına önermekte de bir beis görmüyorum zira asla kötü bir dizi değildi bu. bir de tom cruise'lu mission impossible filmlerinin hayranı olsaydım, bu diziyi ve hatta dizileri de izlerdim ben. nereden nereye... demek güzel olmaz mıydı? *
"bu disk 5 saniye sonra kendini imha edecektir."... işte dizide sık karşılaştığımız ve akıllara kazınan o sahne(ler)... bu çok havalı bir şeydi ya. vay be, gizli görevi/mesajını verip sonra kendini imha eden disk... cool'luktan yıkılıyordu. haha.
sonra da film serisi gelmiştir, malum. ama burada daha ziyade "görevim tehlike" durumu vardır; dizilerde takım tümden ön plandaydı, filmlerde ise adeta tek kişilik bir şov mevcut.
diziye dönersek... öncelikle 60'larda başlayan seriyle kıyaslayamasam da bunun da gayet iyi bir seri olduğunu söyleyebilirim. ımpossible missions force (ımf) - yani imkansız görevler gücü denen bir oluşum var ve bunların etrafında dönüyor görevimiz tehlike dizisi. yani sayısız klişesi var tabii dizinin ama diğer yandan da cidden sıkı bir yapım bu ve sürekli aynı yemeği yiyormuşuzcasına baymıyor. orijinal diziden birkaç karakter de varmış bu sonraki yapımda ve şu yukarıda bahsettiğim 5 saniye sonra kendi kendini imha edeceğini söyleyen diskin sesi/seslendireni de aynı kişiymiş mesela.
tüm bu söylediklerime rağmen, bu diziyi öyle çok şevkle öneremem zira dönemini yansıtan sağlam bir işten ötesi olduğunu düşünmüyorum mission impossible'ın. yani bazı eserler vardır ve zamansızdırlar; iyi yaşlanırlar hatta kimisi ölümsüz olur. bu, öyle bir yapım değildi bence. türün meraklılarına ve 80'lere, 90'lara özel ilgili olan genç kuşak mensuplarına önermekte de bir beis görmüyorum zira asla kötü bir dizi değildi bu. bir de tom cruise'lu mission impossible filmlerinin hayranı olsaydım, bu diziyi ve hatta dizileri de izlerdim ben. nereden nereye... demek güzel olmaz mıydı? *
devamını gör...