1.
yunanca misein (nefret) ve anthropos (insan) kelimelerinden oluşan misanthropos sözlüğünden türkçemize gelen; insanlardan kaçan, onlardan nefret eden kimse anlamına gelen sözcük. asosyallikten farklıdır, merdümgiriz olarak da bilinir.
devamını gör...
2.
insan sevmeyen.
devamını gör...
3.
filantropun tam tersidir.
devamını gör...
4.
insanlığın doğasına eylemlerine nefret besleyen . insandan kaçan, insanın merkeze alınmaya layık olmadığını düşünen kişilerdir. ama münzevi ile karıştırılmamalıdır.
münzevi biraz daha yumuşaktır. tek başınalık onun için bir tercihtir. insana olan saygısından kendisini uzak tutar. bir takım değerleri kaybetmek istemez. kendisi gibi birilerini bulamamış olabilir. başka bir münzevi ile bağ kurabilir. kendi başına kalmayı sever. ama mizantrop âdeta insana karşıdır. nefret eder. kin besler.
mizantroplardaki bu tür duygu oluşumlarının
temelinde gelişimde yaşanan psikolojik darbeler sebep olmuş olabilir. gelişim dönemlerinde tamamlanamayan veya problemli geçen durumlar neticesinde birey karmaşık duygulara girer ve kendisini asosyal kılana kadar bu durum devam eder.
sıfır tolerans
yaşadığı olumsuzluklar,mutsuzluklar neticesinde yaşama tutunamayan birey umutsuzluğunu nefrete dönüştürür. sıfır tolerans çizgisinde bir yargıya sahip olur. çünkü böylece henüz oluşmamış mutsuzluktan veya vicdani sorumluluktan kurtulmuş olacaktır.
bazı kitaplarda bu durum konu alınır.
moliere - (le misantrope)= insandan kaçan
her yandan hainliğe uğramış, haksızlıkla ezilmiş,
kötülük kaynayan bir kuyudan çıkıyorum,
dünya üzerinde sapa bir yer arıyorum,
şerefli insanın özgürlüğünün bulunduğu bir yer.

le misanthrope
ayrıca toni morrison - en mavi göz isimli kitapta şu alıntı geçer.
daha küçük bir çocukken çevresinde bulunanların katılmak istemedikleri bu iğrenme duygusundan çok rahatsız olmuştu, ama iyi bir eğitim gördüğü için, 'mizantrop' sözcüğü de öğrendiği şeyler arasındaydı. kendisine takılan bu adın ona rahatlık ve güç verdiğini bildiğinden, bir kötülüğü adlandırmanın, onu yok etmek olmasa da, etkisiz duruma getirmek anlamına geldiği inancındaydı.
münzevi biraz daha yumuşaktır. tek başınalık onun için bir tercihtir. insana olan saygısından kendisini uzak tutar. bir takım değerleri kaybetmek istemez. kendisi gibi birilerini bulamamış olabilir. başka bir münzevi ile bağ kurabilir. kendi başına kalmayı sever. ama mizantrop âdeta insana karşıdır. nefret eder. kin besler.
mizantroplardaki bu tür duygu oluşumlarının
temelinde gelişimde yaşanan psikolojik darbeler sebep olmuş olabilir. gelişim dönemlerinde tamamlanamayan veya problemli geçen durumlar neticesinde birey karmaşık duygulara girer ve kendisini asosyal kılana kadar bu durum devam eder.
sıfır tolerans
yaşadığı olumsuzluklar,mutsuzluklar neticesinde yaşama tutunamayan birey umutsuzluğunu nefrete dönüştürür. sıfır tolerans çizgisinde bir yargıya sahip olur. çünkü böylece henüz oluşmamış mutsuzluktan veya vicdani sorumluluktan kurtulmuş olacaktır.
bazı kitaplarda bu durum konu alınır.
moliere - (le misantrope)= insandan kaçan
her yandan hainliğe uğramış, haksızlıkla ezilmiş,
kötülük kaynayan bir kuyudan çıkıyorum,
dünya üzerinde sapa bir yer arıyorum,
şerefli insanın özgürlüğünün bulunduğu bir yer.

le misanthrope
ayrıca toni morrison - en mavi göz isimli kitapta şu alıntı geçer.
daha küçük bir çocukken çevresinde bulunanların katılmak istemedikleri bu iğrenme duygusundan çok rahatsız olmuştu, ama iyi bir eğitim gördüğü için, 'mizantrop' sözcüğü de öğrendiği şeyler arasındaydı. kendisine takılan bu adın ona rahatlık ve güç verdiğini bildiğinden, bir kötülüğü adlandırmanın, onu yok etmek olmasa da, etkisiz duruma getirmek anlamına geldiği inancındaydı.
devamını gör...
5.
devamını gör...
6.
devamını gör...