mozart dinlerken pırasa yemek

her baba yiğidin yapamayacağı şeydir. size ne kadar saçma olarak gelse de 2'si ayrılmaz bir ikilidir. pırasa gibi güzel bir nimeti güzel bir sanat ile taclandirmak mükemmel değil mi ak gardaşlarım ? bir de yanina yoğurt, mükemmel mükemmel.

mozart dinliyoruz diye pırasa yemeyelim mi denilesi başlık. müzik ruhun gıdasıdır, pırasa ise vücudun.

mevsiminde yapılan pırasa ve yanında limon varsa neden olmasın derim. afiyetle de yerim oh mis.

gayet normal olan bir durum. hadi adana,çiğ kofte desek abes durabilir de pırasa ve mozart çok da tezat değil bence.

kara lahana yesen ne fark eder mozart dinleyerek bir şey yemenin farkı mı var. gerçi doğru ya zenginsen çok farkı var kendini modern gösteriyorsun öyle.

pırasaya mı hakaret ettik, mozart'a mı anlayamadığım başlık. ben pırasayı tercih ederim bu versusta.

mozart ın hiç helaya gitmediğini, geğirmediğini, osurmadığını, burnunu karıştırmadığını, sabah akşam vals besteleyip ay ışığında dans ettiğini sanmak....

bu nasıl başlık, neyse yemek yerken değil ama yemek yaparken dinlerim bazen.

beethoven dinlerken lahmacun yemek diyorum ve arttırıyorum...

pırasaya kıyma konmaz. bundan şaşmadıkça sorun yok.

kuru fasulye yemek daha manidardır. (bkz: mo-zart)

pırasa yerken değil belki ama kahvaltı yaparken kesinlikle dinlemişimdir. hatta bir nesil hepimiz dinlemişizdir.

şef hikmet şimşek 'in sunduğu pazar konserleri tek kanal zamanında kahvaltı saatine denk gelirdi ve o televizyon ne olursa olsun kapatılmazdı gün boyu. öyle olunca mozart da dinlenirdi, çaykovski de veya beethoven da.

mozart’ın o besteleri yaparken ne yediğini sanıyorsunuz ki. avrupa’nın 18. yüzyılda sofrasına koyabildiği şeyler şimdikinden çok farklı. taze sebze meyve toprakta ne yetişiyorsa o yeniyor. öyle uçaklarla, soğutmalı gemilerle oradan muz, buradan ananas, falanca yerden avakado gelmiyor.
pırasa antik roma mutfağında sevilerek tüketilen, roma imparatorluğunun yayıldığı bütün coğrafyada ekilip dikilen bir sebze. yani mozart büyük ihtimalle o besteleri yaparken pırasa yedi. şimdi sizin dinlerken pırasaya burun kıvırmanız çok da fifi.