muhabbet tam bitecekken yeni konu açıp can sıkan insan

bakın bu insan türü sanki sizin sabrınızın üst noktasını ölçmek ve sizi 7 aylık/sabırsız/orta sabırlı/sabırlı/ermiş şıklarından biriyle kategorize ve karakterize etmek için gönderilmiş. abi biriyle karşılaşıyorsun tanıdık, güzel güzel hâl hatır soruyorsunuz birbirinize, sonra vakit varsa bir çay içip iki lafın belini kırıyorsunuz falan. buraya kadar her şey yolunda. sonra ikinizden biri diyor ki "hadi kalkalım, allah'a ısmarladık."

şimdi bu cümlenin akabinde karşı taraftan da benzer bir veda ve dilek cümlesi gelir, sonra evlere dağılırsınız değil mi? dağılamıyorsunuz işte. dağıttırmıyorlar. meselâ sen " hadi kalkayım ben kanka görüşürüz " diyorsun, işin gücün var çünkü. karşı taraf şey diyor:

"eee birol abi doblosunu satacaktı ne oldu alıcı bulabildi mi?"

e olm birol abinin köküne kıran mı girdi? soruyu gidip kendisine sorsan randevuyla mı alıyor seni yanına? gidip sorsana ona. bak rastlaşmışız, konuşmuşuz, yeterince zaman geçmiş ve benden muhabbeti bitirme cümlesi gelmiş. ne diye benim bitiş umutlarımı yerle bir edip parçalıyorsun be oğlum? hayır işin ilginci, siz muhabbeti bitirmek isteyince karşınızdaki kişiden bir itiraz cümlesi gelmiyor. o da hazır yani vedaya. tam sarılıp veda edecekken bir güç adamın içine giriyor ve bu soruyu sorduruyor. yoksa kendi kendine "adama gıcıklık olsun diye bir soru daha sorayım" şeklinde bir psikopatlık amaçladığını sanmıyorum adamın. ama yani çok garip, ikimiz de muhabbeti bitirme uğraşındayken kahramanmaraş dondurmacısı gibi bitirip bitirip tekrar devam ettirmek can sıkıcı geliyor.

bence artık muhabbetler önceden hazırlanıp çalışılmış röportajlar şeklinde olmalı. sorular belli, cevaplar kısa, muhabbeti bitirme cümlesi net ve karşı taraf bu cümle karşısında anlayışlı olmalı. yoksa zor dostum, zor.

muhabbeti sardı zannediyordur ne yapsın o insan ona da yazık.

arkadaşlar.*

ben burada verilen örneği anlıyorum. can sıkıcı olabilir ama genelleme yapmayalım.
bu tanımı da bazıları için bazı insanlar böyle olabilir, ve o insanlar için de bunu düşünenler çıkabilir diye yazıyorum. yani teknik olarak benim hakkında yazacağım insan da "muhabbet tam bitecekken yeni konu açıp can sıkan insan" olacak. ama kime göre, neye göre?

şimdi flörtsel buluşma yapıyorsunuz diyelim. biliyorsunuz erkeğin üzerinde yük oluyor zaman zaman. bazen konuşuyorsun, "hazırlanmışsındır" da, ama bir yerde tıkanabiliyor işte hayat napıcan...

işte o anda karşınızdaki kız, özellikle de okumuş etmiş biriyse, adeta bir ronaldinho'nun bir messi'nin ayağında topla 65 metre dribbling yapması gibi, muhabbeti alır, bir sürdürür, bir yönlendirir ki... dersin işte premier lig bu! lig olmadı ama siz anladınız.

ve bunu öyle bir yapar ki; nasıl da sanki top ve messi tek vücutmuş gibi, top messi'nin doğal bir uzvuymuş gibi; muhabbeti de kızımız öylesine hem estetik, hem doğal, hem de takımı ayakta tutucu ve rakibimiz olan awkward moment'ları alaşağı edici şekilde on numaralık iş yapmış olur.

işte bu kıza da "awkward moment'ı kendisi toparlamaya çalışıyor ben dururken, bu bana karşı bir aşağılamadır!" diye dününen erkekler adeta kylian mbappe gol attığında sevinmeyen arda güler'e benzerler.

efendiler; değer bilmeyen bazılarına göre, bu muazzam yetenektir bu insanlar*

takım olun, bir olun, büyük yetenekler gol attığında onlarla sevinin, onları kucaklayın!

ben bu konuda yapabileceklerimin hepsini tükettim.

siz nasılsınız diye sormuyorum artık.
siz de iyisiniz allah iyilik versin her birimize hoşça kalın diyorum. bugün dedim mesela yaptım bunu. ama gitmedi. diyeceğini dedi ve kendi ne zaman istiyorsa o zaman gitti.

ben bırakıyorum, teslim olacağım artık.
gel konuş tamam.