1.
zor zamanlar yaşayacak olan medyadır.
ama bu, beklenmeyen bir şey değildi.
twitter.com/rtukkurumsal/st...
ama bu, beklenmeyen bir şey değildi.
twitter.com/rtukkurumsal/st...
devamını gör...
2.
"demokrasi sandıktan ibaret değildir" çok tehlikeli bir cümle, kabul edilemez, buna mukabil 14 mayıs seçimi için "milletin iradesine ve demokrasimize gölge düşürmeyiz, gerektiğinde 15 temmuz gecesi olduğu gibi hayatımız pahasına istiklâl ve istikbalimize sahip çıkarız" demek de yenilir yutulur cinsten değil.
devamını gör...
3.
diğerlerini bilmem ama şu halk tv'ye bir el atsınlar.
devamını gör...
4.
objektif, rasyonel ve sorgulayıcı (ama kendilerine yönelik de) olmadıkları sürece izlesem de "temel" zihniyetlerini kale almayacağım kişilerle dolu olan medya kesimi.
aldıkları/aldığımız yenilgiyi bir başarı veya en azınan "başarısızlık değil" olarak görüyorlar.
neymiş efendim, yandaş medya hep rte'yi desteklemiş. trt, rte'ye şu kadar saat, kk'ye bu kadar dakika ayırmış. buna rağmen %48 falan oy almış kk ve bu büyük bir başarıymış.
neymiş efendim derken, bu dedikleri doğru; yani "başarı" haricindeki tespitleri.
ama...
bu koşullar seçim günü gökten zembille mi indi? hani emindiniz galibiyetten? bu rekabet koşulları hep böyle değil miydi zaten? o halde sizin yaptığınız şey bahane üretmek değil mi? ben bu kafa yapısından 20'li yaşlarımın sonları gelmeden çıkmıştım. çoluk çocuk musunuz?
ayrıca, akp ve rte'nin en güçsüz dönemiydi bu. bu da sizin avantajınızdı (ve/ya bizim avantajımızdı). depremler, ekonomik kriz, mülteciler vs. yani, millet, makul bir alternatife meyletmeye dünden razıydı. bunlardan neden bahsetmiyorsunuz? tek taraflı düşünceyi sadece yandaş medya mı yansıtıyor acaba? bize "dayatılan" (veya kendini dayatan ve sizi de kekleyerek desteğinizi alan) aday, makul muydu sizce?..
bence değildi. birçoklarımızca değildi.
sık izlediğim tele1, rte'nin bir tane bile konuşmasını vermedi. yandaş medyanın, muhalefete ait bazı konuşmaları, işlerine gelmeyen konulara dokunulmaya başlandığında yarıda kesmelerinden bahsediyorlar. ama kendim şahit oldum, nisan gibi olan bir tele1 programında, bir konuk, benim kk hakkında düşündüklerimin aynılarını söylemeye başlayınca, sunucu adamın çat diye sözünü kesti ve reklama gitmeleri gerektiğini söyledi. bunu ustalıkla yaptı aslında ve çoğu "mal" anlamamıştır oradaki "işine gelmeme" şeysini; normal bir reklam arası sanmışlardır. ben bile fark edemeyebilirdim. reklamdan sonra da konu değişti ama gene öyle zor anlaşılacak bir ince manevrayla.
olmadı, başaramadık. sizde bu kafa olduğu sürece de yenilgilere doymayacağız. şimdiden afiyet olsun hepimize.
zülal kalkandelen gibi isimleri hariç tutuyorum. şu yazısı isabetli olmuş.
www.cumhuriyet.com.tr/yazar...
aldıkları/aldığımız yenilgiyi bir başarı veya en azınan "başarısızlık değil" olarak görüyorlar.
neymiş efendim, yandaş medya hep rte'yi desteklemiş. trt, rte'ye şu kadar saat, kk'ye bu kadar dakika ayırmış. buna rağmen %48 falan oy almış kk ve bu büyük bir başarıymış.
neymiş efendim derken, bu dedikleri doğru; yani "başarı" haricindeki tespitleri.
ama...
bu koşullar seçim günü gökten zembille mi indi? hani emindiniz galibiyetten? bu rekabet koşulları hep böyle değil miydi zaten? o halde sizin yaptığınız şey bahane üretmek değil mi? ben bu kafa yapısından 20'li yaşlarımın sonları gelmeden çıkmıştım. çoluk çocuk musunuz?
ayrıca, akp ve rte'nin en güçsüz dönemiydi bu. bu da sizin avantajınızdı (ve/ya bizim avantajımızdı). depremler, ekonomik kriz, mülteciler vs. yani, millet, makul bir alternatife meyletmeye dünden razıydı. bunlardan neden bahsetmiyorsunuz? tek taraflı düşünceyi sadece yandaş medya mı yansıtıyor acaba? bize "dayatılan" (veya kendini dayatan ve sizi de kekleyerek desteğinizi alan) aday, makul muydu sizce?..
bence değildi. birçoklarımızca değildi.
sık izlediğim tele1, rte'nin bir tane bile konuşmasını vermedi. yandaş medyanın, muhalefete ait bazı konuşmaları, işlerine gelmeyen konulara dokunulmaya başlandığında yarıda kesmelerinden bahsediyorlar. ama kendim şahit oldum, nisan gibi olan bir tele1 programında, bir konuk, benim kk hakkında düşündüklerimin aynılarını söylemeye başlayınca, sunucu adamın çat diye sözünü kesti ve reklama gitmeleri gerektiğini söyledi. bunu ustalıkla yaptı aslında ve çoğu "mal" anlamamıştır oradaki "işine gelmeme" şeysini; normal bir reklam arası sanmışlardır. ben bile fark edemeyebilirdim. reklamdan sonra da konu değişti ama gene öyle zor anlaşılacak bir ince manevrayla.
olmadı, başaramadık. sizde bu kafa olduğu sürece de yenilgilere doymayacağız. şimdiden afiyet olsun hepimize.
zülal kalkandelen gibi isimleri hariç tutuyorum. şu yazısı isabetli olmuş.
www.cumhuriyet.com.tr/yazar...
devamını gör...
5.
muhalefete muhalefet etmeyi istemezdim ama maalesef doğruları söylemekten geri duramıyorum. siz de öyle yaptığınız iddiasındasınız gerçi...
kk'nin reel oyu %60 imiş, rte'nin %40 imiş. hileler, cambridge analytica(vari) işler, yandaş medya dominasyonu, devlet kaynaklarının/olanaklarının rte/akp için kullanılması, hükümetin devletleşmesi hatta devletin de tek adamlaşması...
yukarıda bahsettiğim dediklerinizin çoğu ve bir ihtimal hepsi doğru olabilir.
öyle varsayalım.
kk'ye oy verenlerin en az bir %15'i (ki bence %20 veya üstü), kendisinin ideal aday olduğunu düşünmüyordu; bunların ben de dahil %10'u falan "yanlış" bir aday hatta belki de en yanlış aday olduğunu düşünüyordu.
%60 kk - %40 rte
buradan, kk'nin reel oyu dediğiniz %60'dan, benim de dahil olduğum %10'unu çıkartmalısınız en az zira bizim attığımız oylar "mecburiyetten", yani sadece rte'den kurtulmak için atılmış oylardı kk için. ayrıca rte'ye giden oyların da azımsanmayacak bir kısmı "kk düşmanları"ndan gelmiştir herhalde, değil mi? ve bunların bir kısmı aslında rte'den de memnun değildir, en azından artık ve dayatılan alternatife (kk) "ölse de oy vermeyecek"lerdendir. ben kendisi (kk) aday olmamalı demiştim öncesinde, defalarca. cb adaylığı açıklanır açıklanmaz, "bence yanlış bir karar alındı ama bundan sonra yapabileceğimiz tek şey kazanmaya/kazandırmaya çalışmak." deyip, seçimlerin sonucuna kadar hiçbir yıkıcı eleştiri yapmadım kk hakkında hatta elimden geldiğince "bizim tarafa" oy çekmek için çabaladım.
ama... düşündüğüm şeyler hep aynıydı. sadece akılcı davrandım ve yıkıcı eleştiri yapmak veya kazanmasını istediğim tarafa çelme takmak aptalca olurdu diye bunu elbette yapmadım.
şu tanımıma bir göz atabilir ilgilenenler: #2579751
en iyi ihtimalle, %50 olur yani. ki aslında burada kk lehine olabilecek "sempatinin" maksimumunu söylüyorum.
hadi bari, berabere kaldık, çok da ezilmedik falan deyin.
şu seçim sonuçları için kk adına "başarı" demeye devam eden hiç kimseyi zerre ciddiye almıyorum ve almayacağım.
ayrıca, biz kaybettik diyorum. bize sizin hatalarınızı söylediğimiz için "güruh" deniyor belki. ama biz kaybettik. siz kaybettiniz diyenlerden değiliz. en azından ben değilim. hatta ülke olarak kaybettiğimizi düşünüyorum.
ama bu süreçten/seçimlerden dersler çıkartması gerekenlerin "sizler" olduğu kanısındayım. burada net bir ayrım yapıyorum.
saygılarımı sunarım.
kk'nin reel oyu %60 imiş, rte'nin %40 imiş. hileler, cambridge analytica(vari) işler, yandaş medya dominasyonu, devlet kaynaklarının/olanaklarının rte/akp için kullanılması, hükümetin devletleşmesi hatta devletin de tek adamlaşması...
yukarıda bahsettiğim dediklerinizin çoğu ve bir ihtimal hepsi doğru olabilir.
öyle varsayalım.
kk'ye oy verenlerin en az bir %15'i (ki bence %20 veya üstü), kendisinin ideal aday olduğunu düşünmüyordu; bunların ben de dahil %10'u falan "yanlış" bir aday hatta belki de en yanlış aday olduğunu düşünüyordu.
%60 kk - %40 rte
buradan, kk'nin reel oyu dediğiniz %60'dan, benim de dahil olduğum %10'unu çıkartmalısınız en az zira bizim attığımız oylar "mecburiyetten", yani sadece rte'den kurtulmak için atılmış oylardı kk için. ayrıca rte'ye giden oyların da azımsanmayacak bir kısmı "kk düşmanları"ndan gelmiştir herhalde, değil mi? ve bunların bir kısmı aslında rte'den de memnun değildir, en azından artık ve dayatılan alternatife (kk) "ölse de oy vermeyecek"lerdendir. ben kendisi (kk) aday olmamalı demiştim öncesinde, defalarca. cb adaylığı açıklanır açıklanmaz, "bence yanlış bir karar alındı ama bundan sonra yapabileceğimiz tek şey kazanmaya/kazandırmaya çalışmak." deyip, seçimlerin sonucuna kadar hiçbir yıkıcı eleştiri yapmadım kk hakkında hatta elimden geldiğince "bizim tarafa" oy çekmek için çabaladım.
ama... düşündüğüm şeyler hep aynıydı. sadece akılcı davrandım ve yıkıcı eleştiri yapmak veya kazanmasını istediğim tarafa çelme takmak aptalca olurdu diye bunu elbette yapmadım.
şu tanımıma bir göz atabilir ilgilenenler: #2579751
en iyi ihtimalle, %50 olur yani. ki aslında burada kk lehine olabilecek "sempatinin" maksimumunu söylüyorum.
hadi bari, berabere kaldık, çok da ezilmedik falan deyin.
şu seçim sonuçları için kk adına "başarı" demeye devam eden hiç kimseyi zerre ciddiye almıyorum ve almayacağım.
ayrıca, biz kaybettik diyorum. bize sizin hatalarınızı söylediğimiz için "güruh" deniyor belki. ama biz kaybettik. siz kaybettiniz diyenlerden değiliz. en azından ben değilim. hatta ülke olarak kaybettiğimizi düşünüyorum.
ama bu süreçten/seçimlerden dersler çıkartması gerekenlerin "sizler" olduğu kanısındayım. burada net bir ayrım yapıyorum.
saygılarımı sunarım.
devamını gör...
6.
#3220624; ülke neden düzelmiyor... diye tarafından örnek gösterildiğim yazarın açtığım bu başlıktaki yazılarımı okuması için hortlattığım başlıktır.
ki bunlardan çok daha ağır yazılarım da oldu ama onları arayıp bulacak kadar işsiz değilim veya o denli hırs yapmadım.
ki bunlardan çok daha ağır yazılarım da oldu ama onları arayıp bulacak kadar işsiz değilim veya o denli hırs yapmadım.
devamını gör...
7.
(bkz: odatv)
devamını gör...
8.
medyanın "her" türlüsü aptallar için.
bunu bir tarafın net olarak içinden bildiriyorum.
o sağda solda videolarını paylaştığınız insanlar, fikir önderi gibi görüp gurur duyduğunuz canlılar...
aklınıza hayalinize gelmeyen pazarlıklar içerisinde...
siyaset başlı başına çok iğrenç bir ortam.
ekranda a diyor, a'yı ölümüne savunuyor ama arka planda tanıdık şirketler üzerinden b fikrinden ihale kovalıyor.
alıyor da...
neyin karşılığında?
2 şey:
1- bazen öyle ince bir minvalde sizi fikirlerinizle sürüklüyorlar ki, b fikrine hiç zararı dokunmayacak şekilde uyumaya devam edip günlük instagram postu atıyorsunuz.
2- salağa yatma. yani aslında rezalet bir durumda, o konuyla ilgili gaz alma.
bu yüzden muhalif ya da yandaş, medyanın her türlüsü bok.
1 tane bile* düzgün insan yok o cemiyette.
bunu bir tarafın net olarak içinden bildiriyorum.
o sağda solda videolarını paylaştığınız insanlar, fikir önderi gibi görüp gurur duyduğunuz canlılar...
aklınıza hayalinize gelmeyen pazarlıklar içerisinde...
siyaset başlı başına çok iğrenç bir ortam.
ekranda a diyor, a'yı ölümüne savunuyor ama arka planda tanıdık şirketler üzerinden b fikrinden ihale kovalıyor.
alıyor da...
neyin karşılığında?
2 şey:
1- bazen öyle ince bir minvalde sizi fikirlerinizle sürüklüyorlar ki, b fikrine hiç zararı dokunmayacak şekilde uyumaya devam edip günlük instagram postu atıyorsunuz.
2- salağa yatma. yani aslında rezalet bir durumda, o konuyla ilgili gaz alma.
bu yüzden muhalif ya da yandaş, medyanın her türlüsü bok.
1 tane bile* düzgün insan yok o cemiyette.
devamını gör...
"muhalif medya" ile benzer başlıklar
muhalif
8