yazar: andre breton
tarih: 1928
andre breton'ın sürrealizminin en iyi örneği olarak gösterilen, yazdığı iki romanın en başarılısı ve dikkat çekicisi olan eseridir.
en ilgi çekici olan kısmı ise kitabın bazı kısımlarının deneme olarak yazılmasıdır, bu bölüm dışında başarılı bir roman onu takip etmektedir.
eserde anlatıcı andre ve başkarakter nadja arasındaki ilişki ve sonunda nadja'nın akıl hastanesine yatışı konu edinilir. her şeyin başlangıcı ve bitişinde en çok dikkat edilen öğelerden biri olan arayış, nadja'nın bütün zihnini kaplamış; paris sokaklarında zihnindekileri aramaya koyulmuştur.
bu arayış bir yerde kendisini anlatıcı olan andre ile buluşturacak, ardından da kaçınılmaz sonu olan akıl hastanesine götürecektir.
tarih: 1928
andre breton'ın sürrealizminin en iyi örneği olarak gösterilen, yazdığı iki romanın en başarılısı ve dikkat çekicisi olan eseridir.
en ilgi çekici olan kısmı ise kitabın bazı kısımlarının deneme olarak yazılmasıdır, bu bölüm dışında başarılı bir roman onu takip etmektedir.
eserde anlatıcı andre ve başkarakter nadja arasındaki ilişki ve sonunda nadja'nın akıl hastanesine yatışı konu edinilir. her şeyin başlangıcı ve bitişinde en çok dikkat edilen öğelerden biri olan arayış, nadja'nın bütün zihnini kaplamış; paris sokaklarında zihnindekileri aramaya koyulmuştur.
bu arayış bir yerde kendisini anlatıcı olan andre ile buluşturacak, ardından da kaçınılmaz sonu olan akıl hastanesine götürecektir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "sir came a lot" tarafından 16.12.2021 15:18 tarihinde açılmıştır.
1.
bir andré breton kitabı.
sürrealizm her zaman ilgimi çekmiştir. yazındaki sürrealizm görsel sanatlardaki kadar ilgi görmüyor maalesef. çünkü yazın ancak beyin tomografisine bakmayı bilen bir beyin cerrahı düzeyinde bir birikim sezgi kuvveti gerektiriyor.
söz konusu kitap dün elime geçti. sanki beynim uzun zamandır bu kitaba susamış gibi, birden büyük bir iştahla sayfaları çevirmeye, ardı ardına gelen kelimeleri içmeye başladım. biliyorum ki andré breton bu kitabı benim ve benim rüyalarım için yazmıştı. (burada kesinlikle bir büyüklenme veya kibir yoktur zira ben sizim, siz bensiniz) sır bu yüzden bu kitabı türkiye'de ancak bir avuç insan anlayabilir. anladığını sanan okuyucu ise yanlış anlamıştır.
bu noktadan sonra spoiler vardır. dikkat...
kitap bir kaos gibi başlar. yazar kendinden bahsettiği ilk onlarca sayfada kendini kendi bile anlayamaz. ancak nadja'yı gördüğü andan itibaren anlamlar kesif bir biçimle önce anlamlaşır sonra ruhumuza dokunur
bu noktadan sonra spoiler yoktur ama sonlara doğru bir alıntı olabilir.
daha önce kendi nadja'mın bana önerdiği bir kitapta nadja'mın beni bugüne hazırladığını anlıyorum aslında. fakat ve elbette nadja'm bundan habersizdi.
bu kitabı okuyacak olan sayın kadın yazarlar; siz bu kitabın nesnesi olabilirsiniz. (ancak çok nadir olanlarınız.) eğer çok sıradan bir hayat yaşıyorsanız kesinlikle nadja'yı okumayız zira bu bir zaman kaybı olacak.
nadja'ma kendini ve beni anlatan kitabı hediye ettiğimde (bakın artık o kadar eminim ki bu kitabı kesinlikle ben yazdım) tekamülümü tamamlamama çok az kaldığını anladım.
hâlâ okuyor musun sayın okuyucu? eğer hâlâ okuyorsan öncelikle parfümün dansı'nı da oku. onu bitirdiğinde lütfen nadja'yı da al.
entry'mi bitirirken, elinde ismail yerguz çevirisi olan varsa lütfen benimle iletişime geçebilir mi?
hazırdır kalbimin evceğizi
ve ancak geleceğe açılabilir.
mademki hiçbir pişmanlığım yok,
artık gelebilirsin güzel eşim.
sürrealizm her zaman ilgimi çekmiştir. yazındaki sürrealizm görsel sanatlardaki kadar ilgi görmüyor maalesef. çünkü yazın ancak beyin tomografisine bakmayı bilen bir beyin cerrahı düzeyinde bir birikim sezgi kuvveti gerektiriyor.
söz konusu kitap dün elime geçti. sanki beynim uzun zamandır bu kitaba susamış gibi, birden büyük bir iştahla sayfaları çevirmeye, ardı ardına gelen kelimeleri içmeye başladım. biliyorum ki andré breton bu kitabı benim ve benim rüyalarım için yazmıştı. (burada kesinlikle bir büyüklenme veya kibir yoktur zira ben sizim, siz bensiniz) sır bu yüzden bu kitabı türkiye'de ancak bir avuç insan anlayabilir. anladığını sanan okuyucu ise yanlış anlamıştır.
bu noktadan sonra spoiler vardır. dikkat...
kitap bir kaos gibi başlar. yazar kendinden bahsettiği ilk onlarca sayfada kendini kendi bile anlayamaz. ancak nadja'yı gördüğü andan itibaren anlamlar kesif bir biçimle önce anlamlaşır sonra ruhumuza dokunur
bu noktadan sonra spoiler yoktur ama sonlara doğru bir alıntı olabilir.
daha önce kendi nadja'mın bana önerdiği bir kitapta nadja'mın beni bugüne hazırladığını anlıyorum aslında. fakat ve elbette nadja'm bundan habersizdi.
bu kitabı okuyacak olan sayın kadın yazarlar; siz bu kitabın nesnesi olabilirsiniz. (ancak çok nadir olanlarınız.) eğer çok sıradan bir hayat yaşıyorsanız kesinlikle nadja'yı okumayız zira bu bir zaman kaybı olacak.
nadja'ma kendini ve beni anlatan kitabı hediye ettiğimde (bakın artık o kadar eminim ki bu kitabı kesinlikle ben yazdım) tekamülümü tamamlamama çok az kaldığını anladım.
hâlâ okuyor musun sayın okuyucu? eğer hâlâ okuyorsan öncelikle parfümün dansı'nı da oku. onu bitirdiğinde lütfen nadja'yı da al.
entry'mi bitirirken, elinde ismail yerguz çevirisi olan varsa lütfen benimle iletişime geçebilir mi?
hazırdır kalbimin evceğizi
ve ancak geleceğe açılabilir.
mademki hiçbir pişmanlığım yok,
artık gelebilirsin güzel eşim.
devamını gör...