narsist erkeklerin kullandığı manipülatif teknikler

yıllarca narsistlik istismara uğramış biri olarak çoğu zaman sorun bende mi diye düşündüm, bunu yaşayan çok kadın var ve umarım bu birilerinin işine yarar, ilişkideki narsist ben miyim diye soruyorsanız %90 siz değilsiniz, unutmayın bir narsist asla ben narsist miyim diye kendini sorgulamaz.*

1. duygusal gelgitler yaratmaları.*
2. özgüveni zedeleyerek kontrol sağlama.*
3. görmezden gelme.*
4. kurban gibi davranma, sanki siz onu manipüle etmişsiniz gibi davranırlar.*
5. öfke krizleri, ortada bir şey olmamasına rağmen size sürekli öfkeli davranması, bu öfke genellikle kurbanda korku ve itaat duygusu yaratır.
6. duyguları geçersiz saymaları ve sizi değiştirmeye çalışmaları.*
7. sahte imaj yaratma, ailenize arkadaşlarınıza o kadar iyi davranırlar ki kimse size inanmaz.

narsist erkeklere narsist oldukları söylenince hayır değilim demeleri.
muhtemelen böyledir.

narsist olmak tabii cinsiyetten bağımsız bir şey.

yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır.

en ufak bir belirti görüyor veya hissediyorsanız kaçın. arkanıza dahi bakmayın. sakın ola sakın duygularınızı sömürüp yolunuzdan döndürmesine izin vermeyin. zamanı geldiğinde onun için değil, kendiniz için üzüleceksiniz çünkü.

en benim diyen, güçlüyüm diyen insan dahi başına ne geldiğini anlayamayabilir.
hasar almadan kurtulmak mental sağlınınz için en hayırlı olanıdır.

kadında da erkekte de süreç benzer işler.
kötünün net bir tanımıdır bu.
psikolog değilsiniz. unutmayın.
ayrıca hiçbir psikolog/psikiyatrist bir kötüyü iyileştiremez.
vicdanınızı bu kez kendiniz için kullanın.

burada aşktan, sevgiden söz edilmez.
geleceğiniz son noktada konuşuyor olacağınız tek şey,
"nasıl iyileşebilirim?" olacaktır.

elbette ne söylersek söyleyelim, insan dersi en iyi yaşayarak öğrenir.

ama kulak verin, biri size soba sıcak diyorsa o soba sıcaktır.

sizi elde edene kadar yoğun bir aşk bombardımanına tutarlar. ağa düştüğünüz zaman bombardıman biter. sonra siz bir eroinman gibi o ilgiyi tekrar alabilmek için çabalarsınız, sürekli kendinizi o'na beğendirme, aşağılamalarına maruz kalma, hatayı kendinizde sanma yanılgılarına düşersiniz ve bu konuda böyle hissetmeniz için elinden geleni yapar.
işe uyanıp kendinizi kurtarmaya başlarsanız, ilk baştaki bombardıman tekrar ortaya çıkar. bu ilkinden çok daha kısa sürer. sonra tekrar aynı döngü. siz ne zaman o'nun elinden kurtulmaya çabalarsanız, seni çok seviyorumlar, sensiz yaşayamamlar, özür dilerim seni bir daha asla üzmeyecegimler, çiçekler, çikolatalar. 3 gün sonra yine aynı terane. ta ki kendisine yeni ve daha çekici bir kurban bulana kadar. ondan sonra zaten gökyüzünden allah inse dönüp yüzünüze bakmaz.

kadınların şu uyduruk tespitlerine hasta oluyorum hahahahhaha.

hem türkçe hem de ingilizce eğitimler aldığım bir konu. evet, şimdi hemen aklıma gelenleri yazayım:
1. love bombing, yani aşkından ölüp bitiyormuş gibi abartılı sevgi gösterilerinde bulunmak. öyle atraksiyonlarda bulunur ki ayaklarınızı yerden keser. beni bir daha bu dünyada hiç kimse böyle sevemez diye düşünürsünüz.
2. devaluation yani değersizleştirme. kurbanını ağına düşürdükten sonra yani ona güvenmesini sağlandıktan sonra, onu minik minik aşağılayıcı davranışlarla değersizleştirmeye başlar. buna acımasızca eleştirme, ihmal, duygusal açıdan yok sayma da dahildir. hani böyle durduk yere sinirlenir. en ufak bir aksilik durumunda öfke patlamaları yaşamaya başlar. o çok iyi biri, ben daha dikkatli olsam, böyle sinirlenmeyecek aslında diye düşünürsünüz. böylece siz yavaş yavaş parmak ucunda yürümeye başlarsınız, size kendinizi o kadar yetersiz hissettirir ki "ben, hiçbir şeyi beceremeyen biriyim." diye düşünmeye başlarsınız. sizi onsuz hiçbir şey yapamayacağınıza inandırır.
3. gaslighting yani kendinizden şüphe etmenizi sağlayacak hareketlerde bulunur. algılarınızla öyle bir oynar ki şaşırır kalırsınız. mesela, salonda bulunan bir eşyanızı saklar, sen onu hiç salona getirmedin ki der. söylemediğiniz şeyleri söylediğinizi iddia eder. sürekli kafa karışıklığı yaratır. yoksa ben deliriyor muyum diye düşünürsünüz.
4. hoovering yani kurbanı ilişkiye geri getirme. bunun için yapacaklarında sınır yok açıkçası. tehdit, şantaj gibi şeyler de yapabilir ya da love bombing evresindeki gibi sevgi pıtırcığı hallere de girebilir, süslü sözlerle sizi kandırmaya da çalışabilir. kanarsanız, döngü başlar ve devaluation evresine otomatikman geçiş yapmış olursunuz.
aslında love bombing ile hoovering arasında çok fazla teknik var ama şuan aklıma gelenleri yazdım. merak edenler, bu işin piri uzm. psikolog sezer ergör'ün kanalını ziyaret edebilir.
edit: #3259226 evet haklısınız. bu yazdıklarım, cinsiyetinden bağımsız olarak tüm narsistler için geçerlidir.

yukarıda yazan kadın arkadaşlar gerçekten süper tespitler yapmışlar.
bunların kadın versiyonları da benzer şekilde çok tehlikeli.
kadını erkeği yok bu işin.
narsist narsisttir.

sosyal medyanın geldiği çöplük vaziyet ve yine onun tetiklediği 'popüler psikoloji' saçmalığı nedeniyle cinsiyet fark etmeksizin insanlar çok garip rollere bürünüyorlar ve resmen kişilikleri, karakterleri negatif anlamda mutasyona uğruyor. eskiden önce aile sonra çevrede pişerdi insanlar fakat şimdilerde çevre dediğimiz şey bir ekrana sığıyor ve inanılmaz büyük hacimde yerlere ulaşabiliyor.

velhasılkelam, elbette kötü insanlar yok demiyorum hatta belki ben de onlardan biriyim.* çıkarları için her şeyi yapabilecek ve bunun için binbir türlü taktiği deneyecek olanlar var. bazen de sadece yanlış bir karakter gelişimi sonucu gerçekten iyi bir şey yaptığını sanarken zarar veren insanlar da çok. bunların kim olduklarını yıllar geçse de belirleyemeyiz bazen, bazen de gözünden belli olur. ya da taktiklerini bir liste yapıp kitap haline getiremeyiz.

fakat madalyonun bir diğer yüzü daha var. sizi kötü etkilemeye çalışmayan, aranızdaki samimiyete ya da ilişkinin süresine / boyutuna güvenerek sizi tehlikeli gördüğü şeylerden uzaklaştırmaya çalışan ve bunu yaparken size verdiği değerden kaynaklı endişeden dolayı sınırı aşabilen insanları manipülatif olarak yargılamamalısınız. aynı şekilde bir gün kendi hislerinizin değiştiğini fark edip bir günah keçisi aradığınızda 'nasıl olsa malum sosyal medya platformunda böyle şeyler hep var hem de binlerce fav alıyor, ben de mağdurum' deyip insanları manipülatif ilan edemezsiniz.

her zaman dediğim gibi mutluluk bir illüzyondur fakat mutluluğu aramaktan vazgeçmeyin, en azından mutsuzluğu birlikte kaldırabileceğiniz insanları hastalıklı zihniyetlere kapılıp belli başlı etiketlerle yargılamayın. böyle şeyler her kim ne derse desin mucizevi bir şekilde ağaçtan düşmez, her güzel şey çaba gerektirir. kendinizi sevin, sevdiğinize de sevgiyi öğretin.

para ve konfor hatrına narsist erkeğin nefesini koklamaya kendilerini mecbur hisseden aşağılık kaşar tespitleri.

siz bunları hakkediyorsunuz ve siz bunlara mustehaksınız.

valla... insanın sevgiye aç olması açığından yararlanan hareketler gibi görünmekte.

yazık günah olum koca adamlarsınız ne oynuyorsunuz elin garibiyle ya. bu insan denen şeyin böyle duygulara zaafı var işte. morfini verip verip sonra gram koklatmamak baya ağır puştluk bence.

erkek adamın böyle köleleştirmelere ihtiyacı olmamalı. işini gücüne bak kardeşim ya.

narsist kadınların da kullandıkları aynı tekniklerdir. bu işin cinsiyeti yok. hatta narsizmin etkenlerinden biri olan jezebel adlı varlık/enerji dişi karakterdir. ağlak ve öfkelidir. narsist erkekler de bu dişi enerjiye sahiptirler.

şu yazımda açıklamıştım: emre1974tr.blogspot.com/202...

şimdi narsist insan önce cok iyi kurban seçiyor. illa ki aptal olmak lazım değil kurbanlik için. manipülasyona açık olmak veya onun dişinin kovuğuna uygun olmak yeterli. daha sonra onu ince ince işliyor. boşluklarını görüyor, özgüvensiz hissettirecek şekilde dolduruyor onları.
e bu kurban olan insan salak mi da bu narsiste inanıyor?
hayir efendim değil. narsist kişi kurbanda boşluk olmayan konularda da ona hakkını teslim ediyor. övüyor, iyi hissettiriyor.
sonra işte ardindan gördüğü o boşluklarla da kişiyi yönetmeye başlıyor.
kimse mi farketmiyor bu durumu?
hayir efendim bazen farkedip söylüyor-uyarıyor. e narsist kişinin de eli armut toplamiyor ve kurbanın çevresinden bu kisileri uzaklaştırıyor. bazen sadece kendisi kalacak şekilde kurbanın etrafını çitle çeviriyor.
birebir şahit olmuştum üniversitede bir arkadaşımda. kızı uyarmayi bir süre sonra bırakmıştım çünkü uyarınca daha da uzaklaşıyordu benden, bunu hissediyordum. dedim en azından etrafında olayım ki yardıma ihtiyacı olursa bana söylemekten çekinmesin.
gerçekten çok çok çok kötü bir durum ve evet kadını erkeği yok; narsist narsisttir, kurban da kurban.
sizi bulandıran, bir öyle bir böyle davranan, dengenizi şaşırtan, başkalarını aklında-fikrinde-kalbinde taşıyıp hayatını sizinle sürdürüyor gibi yapan, yeni ilişki terimleri bulan, kişiliğinizi değiştirmeye çalışan nicelerinden uzak durun derim, elbette siz bilirsiniz. nice toksik sevdalıları var, bir şey deme hakkım da yok tabii ki.
zaten karışık kuruşuk işler bir de koca koca travmalar yaşamak çok kötü diye düşünüyorum.
kendinize de cok iyi davranın.

bu teknikleri not defterine yazmak suretiyle narsist insanlardan korunabileceğini düşünen varsa baya saf bi' insandır kanaatimce.

manipülasyon iyi ise
onedio'dan okuduğunuz 20 maddelik psikolojik tespitlerin üstüne geçer kanaatimce.

t; bir takım teknikler.

olmayan teknikler. erkekleri fino kopegi gibi kategoriszelselstirmeyiniz lutfen. harbiden diyorum, normal erkegiz, insaniz. hepimizin hatalari olabilir de, bunu narsisizmle ifade etmenin etik olmadigini dusunuyorum.

"
sabırsız olduğumu biliyorsun.
peki neden beni istasyonun dışında beklettin
hava eksi dört dereceyken? ve ben
ne demek istediğini anlıyorum,
ama şu anda bunu gerçekten duymak istemiyorum.

hayatında bir kez olsun çeneni kapatabilir misin?
beni dinle, güzel tavsiyelerini dinledim.
otuz üç yaşıma şanslı girersem öleceğimi düşündüğünle ilgili,
tamam, evet, baca gibi tütüyorum.

zayıf değilim ve iki haftada bir britney gibi davranıyorum.
ama bana biraz rahat ver, kim olmamı istiyorsun?
çünkü çok dağınığım ve sonra çok temizim.
bana bir iş bulmamı söyledin, sonra da nerede olduğumu sordun.
ve büyük ağzımı açana kadar çok mükemmelim.

kendim olmak istiyorum, buna izin yok mu?
ve ben çok zekiyim ve sonra çok aptalım.
ayın o zamanı olmadıkça ağlamamdan nefret ediyorsun.
ve sana olmadığımı gösterene kadar çok mükemmelim.

senin için binlerce insan olabilirim, ama hepsinden nefret ediyorsun.
hepsinden nefret ediyorsun.
hepsinden nefret ediyorsun.
nefret ediyorsun, nefret ediyorsun.

çok uzun sürüyor.
hâlâ ipuçlarını anlamıyorsun; sayfalar istemiyorum.
ama bir ya da iki mesaj güzel olurdu ve
lütfen o suratları yapma.

bütün gün kıçımı yırtarak çalıştığımda,
sadece bir ya da iki şişe şarap, ama
konuşamıyorsun bile, uyumana yardım etmesi için ot içiyorsun.
peki neden saat dörtte kafayı buluyorsun?

sonra da eve bana mı geliyorsun?
ve merhaba bile demiyorsun çünkü yine uçmuşum.
ve kıyafetlerimi katlamayı unutmuşum.
çünkü çok dağınığım ve sonra çok temizim.

bana bir iş bulmamı söyledin, sonra da nerede olduğumu sordun.
ve büyük ağzımı açana kadar çok mükemmelim.
kendim olmak istiyorum, buna izin yok mu?

ve ben çok zekiyim ve sonra çok aptalım.
ayın o zamanı olmadıkça ağlamamdan nefret ediyorsun.
ve sana olmadığımı gösterene kadar çok mükemmelim.

senin için binlerce insan olabilirim, ama hepsinden nefret ediyorsun.
hepsinden nefret ediyorsun.
hepsinden nefret ediyorsun.
"

gibi bir şiir yazdırır.

valla ne desem boş. zaten gayet isabetli bir şekilde tartışılıp konuşulmuş yukarıda durum. tek bir yanlış cümle okumadım. eski bir narsist olarak, aynen öyle diyorum yazılanlara. terapi görmeden ufak bir kısmını, terapiyle birlikte tamamını üzerimden attığım narsistik kişilik bozukluğum olmadan geçirdiğim dördüncü senem bu. yakın dost çevremden bir simanın yorumuna göre (kendisi psikolojiden de anlamaktadır) bu narsistik davranışlarım bir noktada kendi seçimim olsa da, temelinde aileden gelmekte olabilirmiş. ebeveynlere ve dışarıya karşı bir kabuk yaratma ve orada korunma ihtiyacı, ebeveyn kişilerde narsistik kişilik bozukluğu görülmesi gibi gibi durumlar söz konusu olabilirmiş hatta. harbiden de öyleymiş.

narsistik kişilik bozukluğu, sizin kendi kimliğinizi yok ediyor ve onun yerine sanki içinizdeki hayvanın içinde kilitli olduğu kafesin kapısını açıyor adeta. karanlık tarafınızla yaşıyorsunuz hayatı. en büyük adiliği kendiniz yaptığınızdan, herkes güvenilmez geliyor bir noktadan sonra. üstelik bitmiyor da, sonu yok resmen. daima duygusal anlamda suistimal edilebilecek, mental anlamda zayıf kalmış veya zayıf düşmüş birileri var etrafınızda. çünkü bu insanların frekansına (mecaz anlamda frekans yani, öyle enerjisel terim falan değil) giriyorsunuz. davranışlarınız, çevrenize böyle insanlar çekiyor. siz de bu tiyatro gösterisini sahneliyorsunuz her gün.

narsistik kişilik bozukluğu; cinsiyet veya inanç gözetmiyor elbette. ne ve kim olursanız olun, bundna muzdaripseniz (veya değilseniz de) gidip terapi görmelisiniz. hayatta çok kötü yerlere götürüyor insanı bu bozukluk.