neden iç çamaşırı giyilir sorunsalı

ben bu soruyu belkide yıllardır düşünüyorum. neden yani bunun gerçekten akla yatan bir sebebi olmalı. varmı bilen? benim düşüncelerime göre kıçımız üşümesin diye olabilir. özel bölgelerin aşırı belli olmaması için olabilir. en mantıklı düşüncem: ilk çağlarda sadece dal,t**ğı kapatan bir giyimin sahip olması daha sonra yeni giyinme şekilleri ortaya çıktıkça iç çamaşırı da aksesuar olarak kaldı. yahu her şeyi geçtim sütyen neden takılır? cidden biri bunu bana anlatabilir mi??

(bkz: hijyen hijyen)
bakınız

kasım ayında açılmasaymış ağustos'ta açılsaymış bir ihtimal ilgi çekebileceğini düşündüğüm başlık.

sutyen kısmında babannem gibi düşünen yazar. babannem olsaydı da dertleşseydiler.
shakespeare de olsaydı keşke, "to be or not to be." derdi.

her neyse, eğlenmek için trollük yapmak için esnek ahlak anlayışını sere serpe kullanmak için ideal başlık. aslında bu başlığa alkolcüler de yazabilir, alkol ile ısınırlar. yeterince saçmaladım bence.

en basiti atlet giymediğimde kendimi çıplak hissediyorum. kim iç çamaşırlarını bulmuşsa, allah ondan razı olsun :))

sen hiç fermuara sıkıştırmadın herhalde.

sertleşme problemi.

hani çoook meşhur bir laf var, ne kadar sallarsan salla, donuna düşer o son damla, bildiniz mi? erkekler için söylenmiş olsa da kadınlar için de geçerli olduğunu düşünüyorum. hah don dediğiniz nesne o son damlayı tutarak pantolonunuza geçmesini engeller. pantolon dona nazaran çok daha pahalı bir giysi. her gün pantolon değiştirmiyorsunuzdur sanırım. değiştirecek kadar paranız varsa bile, gün içinde değiştirmeniz zordur zaar. önemli bir toplantıya önünüzde nal kadar bir ıslaklıkla çıkmak istemezsiniz sanırım

def-i hacet sonrası çükümüz fermuara sıkışmasın diye. sonra kadınlar bakmışlar erkekler yine bir şeyler yapmış biz de giyelim demişler ve onlar da giymeye başlamışlar. sonra aynı kadınlar giysilerinin erkek kıyafetlerinden ayrılması için donun modeli üzerine tartışmışlar ve daha incesi, daha pamuklusu, araya kaçmayanı, hazır araya kaçmışını tasarlamışlar. araya kaçma problemi erkeklerin de sorunu olduğundan erkekler de boxer denen paçalı donu bulmuşlar. tabi kadınlar durur mu hemen tuman denen libido öldürücüyü tasarlamışlar. sonra da "ya biz neden bu iki cinsiyetin donlarına kafa yoruyoruz komple unisex yapsak ya" demişler ve boxera benzer o donları bulmuşlar. fakat bu defa da sorun o donun düşüp durması olunca don lastiği denen o naneyi bulmuşlar. bazı kimseler de bu don lastiğinden çeşitli deyimler türetmiş, medeniyeti dona indirgeyenlere yol göstermişler. kısaca don dediğimiz giysi önemlidir. tabii fermuarın o sıkıştırıcı etkisi de yadsınamaz. acısını çeken bilir.

çok afedersin memişlerin iki küçük su damlası gibi değilse sütyen takmadigin zaman sağa sola az da olsa sallanır,sarkar, şekli şemali bozulur. bir müddet sonra ne kadar küçük olsa da boyun ağrısı yapar. sütyen vücudu destekler, göğüs şeklini korur, üşüme ve heyecan anında meme uçlarının kalınlaşıp giysinin üzerinden belirmesini önler. keşke erkekler de taksa. son yıllarda hazır gıdalar yüzünden östrojen hormonunu gereğinden çok salgılayan erkeklerde de memelerde büyüme başladı. (bkz: eş insanı)

atlet insanın vücudunu sarar, rüzgarı soğuğu önler. "bu incecik şey bunu nasıl yapar yaaa, ben giymiyom bi şey olmuyor" demeyin çünkü soğuğu önlemenin yolu kalın giyinmek değil ince ve kat kat giyinmektir. ayrıca atlet yazın terlemeyi de önler. terinizi kurutarak vücudun sıcakla temasını önleyip klima etkisi yapar. tek sorun terin üzerinizde defalarca kurumasını önlemeniz gerekliliğidir.

kilot (ya da külot adı her neyse artık) onun gereği de sadece çişin görünmemesi degildir. kadınlarda vajina mukozasının steril ve aynı ph seviyesinde tutmak amaçlıdır. etek altına kilot (ya da külot adı her neyse artık) giymeden gezerken o kukunuz öyle temiz ve sağlıklı kalmaz. erkekler için kilot (ya da külot adı her neyse artık) giyinmenin amacı ise dış darbelerden sürtünmeden korumaktır. zavallıcık zaten beyinle koordinasyon halinde değil, koruyup kollamak lazım.*

ben yazın giymiyorum.