değerli arkadaşlar kimse birbirini kandırmasın (bkz:
unuttuk unutturuyoruz) yılda bir gün ölenlere rahmet ailelerine başsağlığı dilemekle unutmamazlık olmuyor. duygusal keman müzikleriyle strory atarakta bu iş olmuyor. hatırlıyor musunuz depremin ilk aylarında tarot baktırır gibi insanlar binalarının depreme karşı dayanıklılığına baktırıyordu şimdi baktıran varmı merak ediyorum? kaçınız evinde deprem çantanız hazır? yarın bir gün istanbul depremi olacak ben kahin değilim ancak size olacakları söyleyeyim:
o gün geldiğinde yine binalar yıkılacak, yine insanlar enkaz altında kalacak, yine çocuklar kaybolacak. ve biz,
‘keşke’ diye başlayan cümlelerle acımızı hafifletmeye çalışacağız. ama o ‘keşke’ler hiçbir zaman yıkılan
hayatları geri getirmeyecek. deprem uzmanları, deprem unutulana kadar millî kahramanlarımız olacak. sonra unutulup gidecekler tabii ki. çadır
krizleri, iletişim krizleri… krizler, krizler. yalan dolan onlarca haber dolanacak; barajlar patlayacak, insanlar kaçışacak. enkaz altında binlerce
insanın çığlığına şahit olacağız. insanlar kendi ölümlerini izlerken, biz de onlar gibi izleyeceğiz. sonra ne olacak peki? ‘önlem alınamaz mıydı?’ diye
soracağız. evet, önlem alınamazdı. soruyorum değerli okuyucu arkadaşlarım abilerim ablalarım 53 bin insan öldü 53 bin dile kolay 53 bin anne 53 bin baba 53 bin çocuk bir şey değişti mii? bence hiçbir şey değişmedi ölen öldüğüyle kaldı. ölmemeye bakın yoksa senede bir gün yad edilirsiniz yoksa senede bir gün ailenize sabır dilenir. soruyorum tekrardan unutmadık mı hakikaten.?
devamını gör...