neden starbucks kahvesi içmemeliyiz sorunsalı

iki ana sebep nedeniyle gitmemeyi doğru bulduğum kahve zinciri starbucks hakkında bilmeniz gereken bu sebepleri açayım :
1) kötü ve sağlığa zararlı kahve satıyor olması.
2) ticari faaliyetleri ile elde ettiği paraları kullandığı mecralar arasında önceliğinin israil olması.
önce kahvesi hakkında bilgi vereyim:

starbucks, düşük puanlı ve düşük rakımda yetişmiş vasat çekirdekler kullanır. tonlarca ve tonlarca yeşil çekirdek tedarik eden bir firma, iyi çekirdek alacağı bir maliyet senaryosuna asla girmez. bu çekirdekler aroma yoksunudur. kötü oldukları açık kavurmalarda daha da belirginleşir ve bunu tüketiciye satamaz. kahve çok iyi de olsa, çok kötü de olsa bu kadar koyu kavrulunca tatlar eşitlenir. zira ikisi de yanmıştır. bu durumda starbucks, kötü kahvesinin kötü olduğunu koyu kavurarak gizlemektedir. koyu kavrulmalarda tutarlılığı sağlamak daha düşük maliyetli ve kolaydır. tutarlılık bu zincirler için her şeydir. kahve bir tarım ürünü olduğu için ürün niteliği iklime, toprağa ve bir çok değişkene bağlı olarak her sene değişir. tüketiciye aynı ürünü sunmak için bunun telafisi şarttır. bu yüzden starbucks her kahveyi kavururken neredeyse kömüre çevirerek tutarlılığı sağlar.
starbucks paketli kahvelerini açıp bakarsanız kopkoyu siyah çekirdekler görürsünüz bu çekirdeklere dikkat ettiyseniz yüzeylerinin parlak olduğunu da görürsünüz. bu parlaklık, yeşil çekirdeklerde doğal olarak katı şekilde bulunan yağ bileşenlerinin sıvıya dönmesi ve kavurma sırasındaki fazla gelişme sonucu çekirdek yüzeyini ele geçirmesiyle oluşur.
yani çekirdekteki kompleks aromaları (eğer var ise) oluşturan yağ ve asit bileşenlerinin tamamına yakını kavurma sırasında yanmış ve kaybolmuştur. böyle bir kahveden nitelikli bir fincan kahve pişirebilmek imkansıza yakındır.
işte bu noktada gelsin çeşitli şuruplar, bol şekerli kanserojen maddeler katkılar. ha bir de yanık seviyesinde kavurma nedeniyle oluşan kanserojen acrylamide etkisi var ama o apayrı bir tartışma konusudur.
israil?
yahudi kökenli amerikalı işadamı howard schultz'ın sahip olduğu starbucks, israil'deki ve amerika'daki yahudi örgütlerine büyük yardımlarda bulunmaktadır. yahudi eğitim programı "aish hatorah" (tevrat yaşantısı)na destek vermekte ve "anti-semitist ve radikal" müslümanlarla mücadele için milyonlarca dolar bağışlamaktadır. bu nedenle, israil'in kuruluşunun 50. yılında, howard schultz'a "siyonizm dostu" ödülü verilmiştir. bizlerin temsil ettiği hiç bir değere zerre destek olmayan bir zincirdir. elbette kazançları ile ne yapacakları kendi bilecekleri iştir ama benim onaylamadığım mecralara harcamaları nedeniyle paramın bunlara gitmesini tercih etmiyorum. yahudi düşmanı da değilim. etik bulmuyorum anlaması çok mu zor .
aşağıda gereksizin bir fan coşmuş , üç gün çalıştığı starbucks şöyle iyiymiş, böyle güzelmiş bu bilgiler yanlışmış vs, araştır çürüt o zaman .hatta niye “dirty coffee” olarak listeye alındığını da akla anlayabilirsen. arabica kahve diyor bir de çekirdeklere robusta nedir bilmeden. cahillere dert anlatmıyorum he kardeşim en iyisi onlar ben gidip derdimi dağlara dökeyim tamam.
bakın isterseniz
bu da var

hala starbucks kahvesi içmek isteyenlere afiyet olsun...

gereksiz pahalı olduğunu düşündüğüm ve çalışanlarına yeterince insanî koşullar sunmadığını düşündüğüm için. ama bizdeki israil ve yahudi düşmanlığı starbucks kahvesinin pahalılığından daha garip doğrusu. üstte yazan arkadaşa ithafen: radikal müslümanlarla hepimiz mücadele etmeliyiz, bunun neresi kötü? yahudilerin yükselmesi, geride kalmış ortadoğu halkının yükselmesinden kat be kat iyidir. israil'in her yaptığını beğenmesem de israil düşmanlığı yapmam, gerici ortadoğu halkının birçok özelliğini sevmediğim halde onlara yapılan katliamları onaylamadığım gibi. şu hükümetin israil karşıtı ve arap yanlısı politikalarından ve söylemlerinden bıktım artık! #yahudilerinhaklarinikorumaknormaldir

israili destekliyorsa yumuşak içim sos mos bişey koydurup içeceğim artık çorbada bizimde tuzumuz olsun.

(bkz: keşke eksi oy butonu olsa dedirten başlıklar)

nescafe 3ü 1 arada dan daha sağlıksız değildir inan bana... ayrıca şu israil konusunda; en basitinden hani tarımda kullandığım damlama sulama sistemi var ya patenti israilin veya yediğin domatesin tohumu, kabakta olabilir, salatalıkta hah işte alayının tohumu israilden gelmekte... yani daha geniş bakalım olaya...
not: starbucks denen kahve zincirinden haz etmeyen biri, tercihim yerel, yeni nesil kahve dükkanlarından içmek ama almak zorunda kalırsam da alıyorum starbuckstan...

starbuckstan israile kadar gittiğimiz bir sorunsal başlığındayız. bir kere starbucks zaten türkiye'de lüks algısı gören bir ürün. yurtdışında daha normal karşılanan franchise bir kahveci nihayetinde. ama bizim ülkemizde nescafe bile bir lüks ondan anlayabiliyorum.

pandemi dışı şartlarda starbucksı tercih etme sebebim gittiğim yerlerde ulaşılabilir olması. bunun dışında sundukları sandviç ve diğer yemekler de hoş. ah amanın içmezsem yapamıyorum derecesinde değiller tabii ama normal ve belli bir seviyede bir kalite var. bunun dışında wifi sunuyor olmaları da bir avantaj oluyor. yani israilin oyunu demek saçma çünkü etrafımız yabancı ürün kaynıyor, her tarım ürünü ithal.

şu ana kadar üç tane kahve paketlerini denedim. üçü de ayrı yerler için hazırlanmış formları. özetle süpermarkette satılan kahveleri, starbucksta satılan kahveleri ve reserve lokasyonlarında satılan kahveleri. en lezzetli bulduğum da single origin colombia oldu. fiyatına göre tatmin edici aromatiklikte. reserve kahvesi de hiç fena değil ve tadından çok üretim şeklinden ötürü almaya devam edeceğim bir ürün. bu dediğim yanlış anlaşılmasın yine kendine has bir lezzeti var ama ikincil planda.

neden gitmemeliyiz?

çünkü kahvenin bozulmasını engellemek ve standardizasyonu sağlamak için aşırı kavuruyorlar ve kezzap gibi filtre kahve veriyorlar. diğer kahveleri de aşırı şekerli. daha iyi alternatifler var.

ha bir de oturan tipler çok gevşek oluyor, masaya ayak falan uzatıyorlar. dövesim geliyor 'biz oraya yiyecek içecek koyuyoruz diye' bunun için de gitmemeliyiz. gidersek de insan evladı gibi, adabı muaşeret kurallarına göre oturmalıyız.

fakat berry hibiscus ve cool lime benzeri soğuk yaz içeceklerini çok iyi yapıyorlar o nedenle gidiyorum.

dünyadaki bütün büyük şirketler (zincir mağazalar) çok uluslu şirketlerdir. hisselerinin yüzde kaçının kimde olduğu değişkendir. bir şirketin %51 hissesi israilin olabilirken %49 hissesi el kaide'nin olabiliyor. yani demem o ki; paranın zirvesinde dönen hesapların dinle, ideolojiyle falan hiç alakası yok. orada filler kendi aralarında sevişir, biz çimenler de beni o fil ezmesin bu fil ezsin diye kendimizce taktik geliştiririz. bireysel olarak, starbucks kahvesi içmekle ya da içmemekle sektörü domine edemezsiniz*.
özellikle starbucksa gitmem ama dışarıda canım kahve içmek istemişse herhangi bir yerde değil de kahvecide içmek isterim, en yakın neresiyse oraya girerim. nasılsa damak zevkim; küçük çekirdekle büyük çekirdeği ayıracak kalitede değil.

çünkü filtre kahvesi berbat.

kahveleri gayet lezzetli, sağlığını düşünen kafeinsiz olanları tercih edebilir. gelirin de israil e gitmesinde hiçbir sakınca yok zira israil müttefikimiz ve yoğun ticari ilişkilerimizin olduğu bir ülke. aksini düşünen filistine gitsin.

borsada işlem gören bir şirketin gerçek sahibi o şirketin çoğunluk hissesine sahip olan kişi veya şirketlerdir.

bir türk firması % 100 yerli sermaye ile kurulsa bile halka arz edildiğinde hisselerinin çoğunluğu kendinden çıktığı an türk şirketi olmaktan da çıkar.

yani bir şirketi x ülkesinin olarak görmek artık makul bir bakış açısı değil. kahvelerini sevmeyene saygım var ama kapalı bir ekonomi ( kuzey kore) değilseniz israil malı da kullanırsın amerikan malı da. haberin bile olmadan hem de.

bu tip çıkışların bir alıcısı var çünkü bizim protesto kültürümüz portakal bıçaklamak üzerine kurulu.