anlatı / deneme-inceleme
9.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

jean-louis fournier'in, -engelli çocuk sahibi bir baba olarak- yaşadığı tüm zorlukları, hayal kırıklıklarını, acılarını, üzüntülerini ve elbette özlemlerini kaleme aldığı anlatısı.

yazara bu eseri 2008 prix femina ödülünü kazandırmıştır.

kitap gerçekten çok üzücü.hassas insanların gözleri dolmadan okuyabilmesi mucize olur gibi gözüküyor.engellilerin, engelli yakınlarının yaşadıklarına tanık olmak isteyen , onları birazcık daha iyi anlamak isteyenlerin okuması gereken bir kitap.

not :ben kitabın yarısını ağlayarak okudum.yazar hiçbir şey saklamadan tüm çıplaklığı ile içini dökmüş . bir engelli yakını olarak zaten birebir tanık olduğum olaylar olduğu için belki beni daha çok etkiledi. kesinlikle tavsiye ederim.

daha detaylı bilgi için

ilgili başlık (bkz: asla kimseyi öldürmedi benim babam)
devamını gör...
yazar kendini acındırmıyor. en çıplak haliyle anlatıyor her şeyi. kendiyle çocuklarıyla dalga geçiyor yeri gelince. ama bu sizi rahatsız etmiyor. rahatsız olmamız gereken engelli iki çocuğu olan babanın duyguları değil bizim onlara bakış açımız. ince ama dev kitaplarda ilk ona girer.
devamını gör...
jean louis fournier'nin kendi yaşamıyla alakalı bir kitabı.

fournier hiç okumadan önce önyargılı yaklaştığım bir yazardı. hem teknik olarak yazma tarzı -tek sayfalık bölümler- hem de içerik olarak yazım tarzı -kara mizah(?)- bana uymayacak sanıyordum. şu an birkaç kitabını okumuş olarak gönül rahatlığıyla yanılmış olduğumu söyleyebilirim. okuduğum tüm kitaplarını severek okudum.

asla kimseyi öldürmedi benim babam ve dul kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da kendi yaşamına kendine has tarzıyla yaklaşıyor yazar. bu sefer konumuz yazarın iki engelli çocuğu.

çok hassas konular bunlar ve ben yakın çevresinde engelli birey bulunmayan biri olarak içeriğe dair çok yorum yapma haddi görmüyorum kendimde. sadece fournier'nin samimi dili ve çarpıcı anlatımı çok etkileyiciydi bunu söyleyebilirim.

sizi düşünmeye sevk ediyor yazar her zaman olduğu gibi. 100 sayfalık bir kitap, bir kahve eşliğinde okuyup bitirdikten sonra, kitabın kapağını kapatıp şöyle bir içinize dönün diyor sanki. ben olsaydım ne yapardım? iki engelli çocuk. hayatları çok zor. onlara zor değil tabii, farkında değiller çünkü, anne babaya çok zor. bu zorlukla nasıl baş ettiğini anlatıyor işte fournier bu kitapta, ama öyle ben bir kahramanım bakış açısıyla değil de tüm yanlışlarıyla ve doğrularıyla anlatıyor.

çok dağınık yazdım ama derli toplu olmak mümkün değil benim için böyle bir kitapta. yine tavsiye edeceğim bir yazar ve bir kitap.
devamını gör...
fransız yazar jean louis fournier imzalı 102 sayfalık eser;

özgün adı ou on va, papa? olan kitabımız 2008 yılında yayınlanmış ve anlatı türünde yer almaktadır.

kitabımı aslı genç çevirisi ile okudum ve çevirisi oldukça güzeldi.

yazarın bekleyecek vaktim kalmadı artık ve tek yalnız ben değilim (kitap) kitaplarından sonra okuduğum son kitabı bu kitap oldu.

şimdi ise kitabımıza geçelim;

kitabımız yazarın gerçek hayatından izler taşımakta ve kişisel hayatı ile doğrudan ilgildir.

thomas ile mathieu adındaki çocukları bir iki yıl arayla dünyaya geliyorlar ve ikisi de farklı bir çocuk olarak dünyaya geliyor, zihinsel gelişimleri diğer çocuklardan daha geride ilerliyor.

anne baba olarak çocuklarına çok özen gösterse ve sevseler de engelli çocuğa sahip olmak onlar için küçük bir ölüm gibi, babaları olarak onlar için elinden geleni yapsa da bazen onların yerine "normal" çocuklarının olmasını dilemekten kendini alamıyor yazar.

çocukları arabanın arka koltuğunda otururken diğer çocuklar gibi şeyler sormuyor, cevaplamıyorlar, tek bir soru var; "nereye gidiyoruz baba?"

daha sonra marie adında bir kızları oluyor, o ise oldukça sağlıklı ve hiçbir engeli yok, onun doğumu yazarı ve eşini biraz olsun teselli ediyor.

çocuklarının başına gelen olaylar, özel bir çocuğun ebeveyni olmanın zorlukları, babanın iç dünyasında yarattığı travma, toplumun özel çocuklara bakış açısı, yazarın iyi bir baba olma çabası, bu duruma alışma süreci, çocuklarına iyi bir baba olmaya çalışması ve bir yandan da çocuk yaptığına pişman olması, kitabın omurgasını oluşturan durumlardandır denilebilir.

okurken biraz ağladığım bir kitap oldu, bilhassa " engelli bir çocuğun ölümü genelde fark edilmez " sözü yürek burkan bir sözdü.

yazarın keskin anlatımı ve duygusallığı da aynı anda koruyabilmesi kitabı daha etkileyici kılan faktörlerdendi zannımca.

özel bir çocuğa sahip olmanın ne hissettirdiğini oldukça etkili bir üslupla yansıtıyor jean louis fournier

seçtiğim bazı cümleleri bırakarak burada bitiriyorum ve eklemek istiyorum;

siz çok iyi bir babaydınız,
jean louis fournier...


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

size yine de bir kitap hediye edeceğim.
sizin için yazdığım kitabı. unutulmamanız için, engelli kartı üzerinde sadece bir fotoğraf olarak kalmamanız için.

hiçbir zaman dile getirmediklerimi yazmak için. belki de çektiğim acıları.

çok iyi bir baba olmadım. çoğu kez size katlanamıyordum, sizi sevmek zordu.
size peygamber sabrı göstermek gerekiyordu, ben de peygamber değilim.

engelli bir çocuğun ölümü genelde fark edilmez. yükün ortadan kalktığı söylenir...

çocuk yapmak, risk almaktır,
her seferinde kazanılmaz.
yine de insan çocuk yapmaya devam eder.
dünyada her saniyede bir, bir kadın bir çocuk doğurur, bu kadını hemen bulmak ve durmasını söylemek gerekir, diye ek­ledi mizahçı.

bu ânı boş yere bekledim.
sadece bir soru vardı sorulan:
"nereye gidiyoruz baba?"


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"nereye gidiyoruz baba" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim