novak djokovic

türkiye'de yaşasaydı ak partili olurdu ve dış güçler kelimesini kullanırdı.

wimbledon'in 'belarus ve rus sporcuların turnuvaya katilamaz' kararına:

"çocukluğu savaş ortamında geçen birisi olarak bunun travmasını çok iyi biliyorum. fakat yine de wimbledon'ın kararını desteklemiyorum. bu, sporcuların hatası değil."
tepkisini verdi.

helal olsun

eşiyle birlikte istanbul'un tadını çıkaran kral.

sırp sporculara dikkat ediyorum, örnek karakterler sergiliyorlar hep, spor dışındaki sosyal hayatlarında da...
sorumluluk sahibi oluyorlar, toplum içinde çeşitli faydalı roller üstleniyorlar, hayatın normal akışındalar ve sırıtmıyorlar, eylem ve hareketleriyle.

djokovic de, bu profili en iyi yansıtan sırp sporculardan biri gerçekten de...
tam bir "ilham kaynağı"; kopyası yapılıp, saklanacak insan!

tek eksiği olan olimpiyat altın madalyasını da az önce kazanmış ve tarihe geçmiş dünyanın en büyük tenisçisi.

şu anda mutluluktan ağlıyor, büyük ihtimalle son şansıydı bu ve iyi değerlendirdi.

çok büyüksün djoko!

çok mu büyük? evet çok büyük. en büyük mü? işte bana göre orası muamma.

en büyük olmak için icra ettiğiniz spor dalında akla ilk gelen olmalısınız. lebron ve nadal hayranı bireyim. basketbol denince akla jordan, tenis denince federer, formula denince akla şumi gelir. bu bahsedilen isimlerin rekorları kırılmıştır ya da kırılacaktır. burası hiç önemli değil. önemli olan döneminize ve döneminizden sonrasına bıraktığınız izdir.