odyofil

kaliteli müzik takıntısına sahip olan kişilerdir. ses konusunda tatmin olamaları zordur, her zaman stüdyo kalitesinde kayıtları tercih ederler. seste mükemmelliğin peşinde koşarlar ve en gerçek, en saf sesi üretecek bir sistem kurmak için yüz binlerce lira harcarlar. ses kalitesi onlar için sonsuz bir arayıştır, kalitesiz seslere tahammülleri yoktur..

seslere karşı duyarlı, sesin kaydedildiği doğal haline en yakın şekilde yeniden yüksek kaliteli şekilde üretimi konusunda meraklı kişi olarak tanımlanır.

birkaç kıçı kırık hoparlör aldım diye kendimi odyofil diye tanımlayabilir miyim? evet tanımlayabilirim, çünkü odyofil o aletlere sahip olan kişi değil sahip olma isteğinde olan kişidir. tanımı da şudur. en sevdiğiniz gurup yada kişi size stüdyoda canlı performans sergilese, tüm her şey canlı çalınsa... işte o duyduğunuz sesleri evinizdeki sistemden duyma isteğidir odyofili. peki bu mümkün mü? %100 olarak imkansız, çünkü kayıt esnasında kayıplar oluyor, kayıdı geçtik sizin aletleriniz o kaydı çalarken yine kayıplar oluyor ve bu kayıpları sıfıra dayamak imkansız. analog kayıt dijitale dönüşüyor çünkü, hiçbir format o kaydın aslını yakalayamıyor. ha imkansız derken oranlar çok düşük değil, %90 nın üzerinde sonuçlar alınıyor. altından kablolar, limon sandığı büyüklüğünde butik amfiler, lambalı amfiler, abidik gubidik hoparlörler. kısacası bildiğin bir kısır döngü odyofillik. olum adam evine 2 natilius alıyor 10 trilyon. nasıl bir düzey bu, nasıl bir hastalık...halbuki enercciiiiiiiii deyip kafaya dolar yapıştırmak varken.
hasta bunlar.....
www.youtube.com/shorts/Jqko...

hifi'cilerin en sevdiği kaz türü.

allaha şükür böyle dertlerim yok.

atak geçiriyorum...arabayı mı satsam?

elimde son model, altın kaplama speaker kablosu var.
eniştem havalanında çalışıyor, gümrükten ucuza getiriyor.
senin için bi'güzellik yapacaz helbet!

tanım: keriz silkeleme.

biliyordum bunun böyle olacağını... ilkokul 3 yada 4 ...teyzem bir araba teybi vermişti bana, çıkma...
sadece ejekt tuşu var... kaseti sokuyorsun çalmaya başlıyor, ileri geri yok, ejekt'e basınca da çıkarıyor. bir de 5 cm lik bir hoparlör...barış manço dinliyordum, o kaset nereden geldiyse...ha bir de
fm radyo...ilkokul lannnnn...ben şu an istemez miydim telefondan müzik dinleyip coşmayı, laptop dan cız cız cız dinleyip tatmin olmayı...evin her yeri hoparlör amfi...silkecem ama ya...

ana avrat küfür yedirtecek tanımlar 101.
büyük bir çoğunluğu boş beleş malzemelere binlerce dolar, euro ödeyen arkadaşlardan oluşmaktadır zira büyük çoğunluğu işin fizik kısmını atlayıp -ki işin %98'i falan- direkt olarak elektronikle çözmeye çalışırlar. çalışmaz.
akustik düzenlemeden mahrum bir odada sağlıklı bir dinleme yapamazsınız. fiziksel şartları sağlamadan "doğru" -ne demekse artık- duyuma ulaşmanız mümkün değildir.
bir çok kişi bunu yapmadan "şu amfiye 1500 öro verdim, aşırı iyi, şu hoparlörü özel yaptırdım, efso oldu" yorumlarıyla takılıyo, gülüp geçiyorum ben de.
olm kıçı kırık elektrik kablosuna 1500 euro ödeyen adam gördüm. sisteminizin elektriği şehir şebekesinden ayrı beslenmiyorsa, hoparlörlerinizin, amfinizin ve dinlediğiniz medya oynatıcının elektrikleri tek tek ayrı ayrı sigortalardan geçmiyorsa böyle bir şey yapmanın hiçbir mantığı yoktur.
akustik düzenlemeye daha girmedim bile.
yoksa o über stüdyolar bilmiyor mu bütün parayı hoparlöre vermeyi? adamlar bütçenin %90'dan fazlasını düzenlemeye yatırıyor.
sen de fiio'nun çükübik fikibok v2.32 modelini alınca iyi ses dinlemiş oluyosun.
bravo, einstein sizden fizik dersi almalıydı.
özetle, fizik kurallarını alt etmenin bir yolunu bulmadıysanız çok para yatırmamanız gereken bir uğraş.
eyyorlamam bu kadar teşekkürler