yazar: alper canıgüz
yayın yılı: 2004
ana karakter beş yaşındaki bir çocuk, alper kamu...
yaşıtlarından oldukça farklı olan alper; anaokulunun kendine göre bir yer olmadığını düşünür, diğer çocukların ilgisini çeken şeylerden çok daha fazlasıyla ilgilenir.
olaylar, bir gün cam kenarından dışarıdaki insanları seyreden alper'in, gördüğü bir olay sonrası bir cinayeti araştırmaya başlamasıyla karmaşık bir hal alır.
yayın yılı: 2004
ana karakter beş yaşındaki bir çocuk, alper kamu...
yaşıtlarından oldukça farklı olan alper; anaokulunun kendine göre bir yer olmadığını düşünür, diğer çocukların ilgisini çeken şeylerden çok daha fazlasıyla ilgilenir.
olaylar, bir gün cam kenarından dışarıdaki insanları seyreden alper'in, gördüğü bir olay sonrası bir cinayeti araştırmaya başlamasıyla karmaşık bir hal alır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "normalmisin" tarafından 05.12.2020 14:59 tarihinde açılmıştır.
1.
alper kamunun maceralarını okuduğumuz hiperaktif bir roman.
arka kapağında 5 yaş insanın olgunluk çağıdır sonra çürüme başlar diyor.
bunu okuduktan sonra kitaba olan heyecanınız artıyor. mutlaka okunması gerekir. harika hızlı sürükleyici bir kitaptır.
arka kapağında 5 yaş insanın olgunluk çağıdır sonra çürüme başlar diyor.
bunu okuduktan sonra kitaba olan heyecanınız artıyor. mutlaka okunması gerekir. harika hızlı sürükleyici bir kitaptır.
devamını gör...
2.
derdi güldürmek değilken bile zihninizde size kahkahalar attırabilen bir kitaptır.içinde bir cinayet unsuru barındırıyor diye polisiye kategorisinde değerlendirmeyi de fazlasıyla sığ bulduğumu belirtmeliyim...
alper canıgüz bana göre türk edebiyatında özellikle karakter oluşturma konusunda yadsınamayacak derecede başarılı bir kalemdir. yaratmış olduğu 5 yaşında bile bir çok yetişkine önünde ceketini iliklettirebilecek derecede saygınlık hissi uyandıran alper kamu karakteri; okurken benim oğlum, benim yeğenim, benim kardeşim gibi hissettirdi kendisini bana.
shostakovich dinleyen, rakı yudumlayan, oğuz atay, dostoyevski, nietzsche okuyan, beş yaşındayken zamanın acımasız olduğunu çoktan keşfetmiş olan ve hızla yaşlandığını kabul eden, tanrıyla kavgalı, annesine sinirli, babasına hayran, devrik cümle kurmaktan korkan, sorumluluklarının bilincinde ve bunların ağırlığı ile barışmış, 20'li yaşlarında olan komşu kızına abayı yakmış beş yaşında çok akıllı bir veledin gözünden seyredin bi'de bu alemi.
büyüyünce cehennemde çiçeklendirme yapmayı düşünen bu veledi okuyan herkesin seveceğini düşünüyorum.
bilmiyorum, belki gereğinden fazla romantiğimdir. bu yüzdendir ki hemen hemen her sayfasında bir kaç kere tebessüm ettiğim , yer yer kahkaha attığım bu kitabın sonundaki mektupla göğsüm ağrıdı, gırtlağıma 8 numaralı bir bilardo topu sıkıştı belki; ondan yutkunamadım.
kıymet verdiğim kitaplardandır.
herkese de tavsiyemdir.
dipnot: mahlasım da; bir zamanlar onur ünlü, murat menteş, emrah serbes, alper canıgüz, murat uyurkulak gibi istisnasız bütün kitaplarını severek okuduğum yazarların, kendilerinin isimlendirdiği edebiyat grubunun adından 'afili filintalar' dan geliyor...
alper canıgüz bana göre türk edebiyatında özellikle karakter oluşturma konusunda yadsınamayacak derecede başarılı bir kalemdir. yaratmış olduğu 5 yaşında bile bir çok yetişkine önünde ceketini iliklettirebilecek derecede saygınlık hissi uyandıran alper kamu karakteri; okurken benim oğlum, benim yeğenim, benim kardeşim gibi hissettirdi kendisini bana.
shostakovich dinleyen, rakı yudumlayan, oğuz atay, dostoyevski, nietzsche okuyan, beş yaşındayken zamanın acımasız olduğunu çoktan keşfetmiş olan ve hızla yaşlandığını kabul eden, tanrıyla kavgalı, annesine sinirli, babasına hayran, devrik cümle kurmaktan korkan, sorumluluklarının bilincinde ve bunların ağırlığı ile barışmış, 20'li yaşlarında olan komşu kızına abayı yakmış beş yaşında çok akıllı bir veledin gözünden seyredin bi'de bu alemi.
büyüyünce cehennemde çiçeklendirme yapmayı düşünen bu veledi okuyan herkesin seveceğini düşünüyorum.
bilmiyorum, belki gereğinden fazla romantiğimdir. bu yüzdendir ki hemen hemen her sayfasında bir kaç kere tebessüm ettiğim , yer yer kahkaha attığım bu kitabın sonundaki mektupla göğsüm ağrıdı, gırtlağıma 8 numaralı bir bilardo topu sıkıştı belki; ondan yutkunamadım.
kıymet verdiğim kitaplardandır.
herkese de tavsiyemdir.
dipnot: mahlasım da; bir zamanlar onur ünlü, murat menteş, emrah serbes, alper canıgüz, murat uyurkulak gibi istisnasız bütün kitaplarını severek okuduğum yazarların, kendilerinin isimlendirdiği edebiyat grubunun adından 'afili filintalar' dan geliyor...
devamını gör...
3.
2022 boyunca dünya klasiklerini okudum, 2023'te daha çağdaş ve yerli yazarları okumak hedefim. alper canıgüz bu tanıma uyan ve uzun süredir listemde olan bir yazar. alper kamu serisiyle ilgili de hep iyi yorumlar gördüğüm için buradan başlamak istedim.
gerçekten çok güzel kitap. polisiye ve felsefeyi birbirine karıştırıp bir de üstüne komik olmayı nasıl başarabilmiş bilmiyorum. kitaba başlamadan önce alper kamu'yu bir anne sevgisiyle seveceğimi sanmıştım küçük prens'teki gibi falan. alakası yokmuş hatta şu an bu düşünce acayip komik geliyor. 5 yaşındaki bu çocuk çok itici bir karakter ve o da bunun farkında. yalnız çok zeki. bu da onu katlanılabilir kılıyor bence. ama her ne kadar 30 yaşında gibi konuşsa da o bir çocuk, hikaye süresince pat diye önümüze konuveriyor bu gerçek zaman zaman, en çok da bir dallas gold aracılığı ile.
olayın kendisine gelirsek gerçekten şaşırttı beni. galiba çocuk kitabı gibi görünüp hiç de öyle olmamasına rağmen çocuklara uygun bir şeyler beklemişim. olay çözüldükçe ciddi manada iyi bir polisiye izliyormuş hissiyle okudum kitabı. tüm bu olanların yanında yazarın sistem eleştirileri de kaymak gibi kitabı tamamladı vallahi.
çok beğendim, devamını da hemen okuyacağım.
gerçekten çok güzel kitap. polisiye ve felsefeyi birbirine karıştırıp bir de üstüne komik olmayı nasıl başarabilmiş bilmiyorum. kitaba başlamadan önce alper kamu'yu bir anne sevgisiyle seveceğimi sanmıştım küçük prens'teki gibi falan. alakası yokmuş hatta şu an bu düşünce acayip komik geliyor. 5 yaşındaki bu çocuk çok itici bir karakter ve o da bunun farkında. yalnız çok zeki. bu da onu katlanılabilir kılıyor bence. ama her ne kadar 30 yaşında gibi konuşsa da o bir çocuk, hikaye süresince pat diye önümüze konuveriyor bu gerçek zaman zaman, en çok da bir dallas gold aracılığı ile.
olayın kendisine gelirsek gerçekten şaşırttı beni. galiba çocuk kitabı gibi görünüp hiç de öyle olmamasına rağmen çocuklara uygun bir şeyler beklemişim. olay çözüldükçe ciddi manada iyi bir polisiye izliyormuş hissiyle okudum kitabı. tüm bu olanların yanında yazarın sistem eleştirileri de kaymak gibi kitabı tamamladı vallahi.
çok beğendim, devamını da hemen okuyacağım.

devamını gör...
4.
nerden aldığımı nereden geldiğini hatırlamayıp mucizevi şekilde kitaplığımda beliren bir kitap. karakterin beş yaşında olması ve ilk sayfalarında 5 yaşın en olgun çağ olduğunu görmemle ne okuyorum ben düşüncelerine kapıldım ama çok kısa sürede bitirdim. kitabın dili en az beş yaşındaki karakteri kadar etkileyiciydi. hafif güldüren güldürürken düşündüler laf tınılarıyla arada bir insana kendini bile sorgulatıyor kitap.
devamını gör...
5.
daha önce yalnızca 1 kitabını okuduğum yazarın şans eseri denk gelip de okuduğum ikinci ve çok güzel kitabıdır. 5 yaşındaki alper'in başından geçen olaylar o kadar ilginçtir ki yalnızca 2 gün içinde elimden düşürmeyip bitirdiğim bir kitap olmuştur. yaşından beklenmeyecek davranışlara ve sözlere sahip alper'i ailesi artık olduğu gibi kabul etmiş ve ona göre muamele etmeye başlamıştır. hem zeki hem de hâlâ yaşından ötürü çocuksu tavırlara sahiptir. neredeyse 30 - 40 yaşında olgun bir konuşmaya sahipken bir anda çocuk olduğu gerçeği yüzünüze herhangi bir olayla çarpılıveriyor. anaokulunun kendisine göre olmadığına ailesin inandırmış, bununla beraber "seneye okula başlarsın" diyenlere de "ben okula filan gitmeyeceğim, orası bana göre değil" deyip onları susturmuştur. henüz o yaşlardayken nietzsche, dostoyevsky ve oğuz atay okuyan bir çocuk olmasına karşın abayı yan komşu kızına yakmıştır.
olaylar bir gün akşam vakti dışarı çıkıp da dışarıyı izlerken aniden karşı binadaki camların kırılmasıyla başlar. merakına yenik düşüp de neler olduğuna bakmak için gittiğinde karşısına hiç beklemediği bir manzarayla karşılaşır.
hem polisiye hem de felsefe kitapta o kadar güzel işlenmiştir ve bazı noktalara o kadar güzel değinmiştir ki yazar, ancak bu kadar iyi açıklanabilirdi diyorum kendi kendime.
olaylar bir gün akşam vakti dışarı çıkıp da dışarıyı izlerken aniden karşı binadaki camların kırılmasıyla başlar. merakına yenik düşüp de neler olduğuna bakmak için gittiğinde karşısına hiç beklemediği bir manzarayla karşılaşır.
hem polisiye hem de felsefe kitapta o kadar güzel işlenmiştir ve bazı noktalara o kadar güzel değinmiştir ki yazar, ancak bu kadar iyi açıklanabilirdi diyorum kendi kendime.
devamını gör...