ölesiye dövülen doktorun suçlular serbest kalınca mesleği bırakması

bir de yurt dışına gidenlere vatan haini demiyorlar mı? aklınızı seveyim sizin. yıllarca oku didin gördüğün muameleye bak. doktorluk eğitiminin basit gören kör cahiller var aramızda. evet evet uzağa bakma, burda da var.

urfa'da doktor açığı haberlerine çok sık denk geliyordum. sebebi belli yani. üstelik bu devletten özele kaçmış bir doktorun başına gelmiş. artık şehir dışına çıkarlar. urfa bunu hak ediyor.

yurtdışına gidenlere vatan haini gözüyle bakan bir intörn doktorum ve meslektaşıma geçmiş olsun diyorum. elbette şartlar malum ve kesinlikle doktorlar örgütlenip şu ankinden çok daha ciddi bir protesto yapmalı; gerekirse hariç tutulduğu için daima sömürülen aciller de ülke geneli greve katılmalı. ancak gitmemeli. her şey güllük gülistanlık demiyorum. ortada bir sosyokültürel ve iktisadi bir kurtuluş savaşı var. ancak kurtuluş savaşı çatarken "ağğğbi bir kere geliyorum hayata, euroyla kazanıyorum yha" diyen adama da vatan haini derim. bak aptal demem; sonuçta "hayatta kalıyor". hatta "hayatta kalma" konusunda benden de başarılı muhtemelen. ama omurgasız ve vatan hainidir giden. böyle düşündüğüm için aptal olarak nitelendirilebilirim. varsın nitelendirileyim.

adamlar doktordan oy alamıyor, doktora saldıran o cahil magandadan oy alıyor. tabi ki oy aldığı kesimi kollayacak. şaşıracak ne var. bu herifler ceza alsa şaşıracak, haber değeri olan bir şey olurdu zaten.
keşke diplomayı yırtacağına yurtdışına çıksaydı. yarın bu adam onca eğitimine rağmen asgari ücretle saçmasapan bir iş yapacak geçinebilmek için. onlara bir şey olmamış ki olan yine mağdura olmuş.

haklı

urfa işte ne bekliyorsun daha 2 hafta önce twitter da doktor bulamıyoruz diyen birini görmüştüm urfa da. bu kafayla daha çok doktorsuz kalırsınız ki kalın da zaten.

sonuç olarak akp cehalet ve liyakatsizligin partisidir liyakatliya iyi eğitimliye tahammülü olmadığı için de serbest kalmaları doğal.

hastahane de belli ki adamın arkasında durmamış. işte böyle boktan olayların ülkesidir türkiye.

yemin ediyorum tüm eğitimli kitle gitsin bu comarlari kaderi ile başbaşa bıraksın doktoru,mühendisi,yazilimcisi,siber güvenlikçisi.

ben net söylüyorum bu ülkede okumuş insan olmayın medeni olmayın. bu ülke hukuksuzluğu hukuk edinenlerin ülkesi.

bundan sonra vücudunuza bir şey olunca hocaya gidip okutursunuz...

bu arada neden en başından hocaya gitmediniz ki şifayı bir insandan beklemek düpedüz şirktir.

bir yandan da kendini koruyabilmek adına atılan bir adımdır.

vergisiyle varlığını sağlayan kolluk kuvvetlerin görevini yapmaması sonucunda vatandaş kişisel çözümler bulmak zorunda kalıyor. meslek bırakmak ya da başka yere taşınmak; hepsi hayvandan aşağı insan kılıklı yaratıklarla hukuksuzca baş başa kalındığı için.

urfa ya doktorluk işte bunların veteriner hekim bile bulamayacak hale gelmesi lazım. kapat bütün hastaneleri çek bütün personeli anıra anıra ölsünler. zaten hayatta olmalarının kimseye faydası yok.

kurtuluş savaşıyla kıyaslayanlar gördüm. kurtuluş savaşında halka karşı mı savaşıldı ya da kurtuluş savaşında halk gidip askeri döver mi. bu sefer savaşacağız dediğiniz kişiler bizzat halkın kendisi hem de büyük kısmı bilgilendireyim.

adam diplomayı yırtmakla haklı.

böyle böyle taşıyor "donanımlı" insanlar.
her geçen gün ağızda kekremsi tat bırakan haberler.

bunun sonu çok net :
gün gelecek, yeni bir göçmen dalgası oluşacak.
(şu an ilk dalgalanmalar mevcut)
fırsatını bulan herkes yurt dışına kaçmak için uğraşacak.
geride kalanlar, artık kendi düşünsün.
hasta olduğunda mesela, suriyeli doktora gitsin.
bir proje varsa projeyi işin ehli mühendislere değil hiç bir şey bilmeyen çocuklara emanet etsin.
o saatten sonra gidenler kalanları düşünmeyecek.

toplumsal açıdan büyük bir tehlike.
ama gidişat bu.

yıllarca oku didin doktor ol öğretmen ol kamu da işe başla sonra urfa gibi bir hela çukuruna göndersinler.. imkanı olup da bu ülkeden gitmemiş beyaz yakalılara hayret ediyorum. gerçi artık geciktiniz gitmeyin malum zihniyet bitmek üzere.

çok haklıdır, mümkünse kendisine bu muameleyi layık gören ülkeden de gitmesi gerekir. hainmiş bilmemneymiş mücadeleymiş... yükü başkasına atma söylemleri. kendisinden hizmet alacak olan halk doktoruna sahip çıkmıyorsa, o mücadeleyi doktorun sırtına yüklüyorsa silerler o işi.

burada tu kaka diyenlerin kaçı sağlık çalışanları iş bıraktğında destek vermiş. bırak beraber harefketi sözlüklerde yazacak kadar bile umursamadılar.

yurt dışına çıkamıyorsa asla hasta lehine çalışmasın. gitsin bir ilaç şirketine, zaten müdür üstü başlar, o maaşın fazlasını alır. labaratuvar malzemesi satan açıköğretim mezunu arkadaşım yeni uzman (mezun değil uzman) olmuş doktor arkadaşımdan fazla kazanıyor.

çözüm önerisi;
(1) polis-doktor dayanışması,
(2) gözaltı süresi "2 gün" olarak değiştirilmesi,
(3) gözaltı süresinin takibinin; adalet ve sağlık bakanları tarafından bizzat her ay yapilacak toplantılar ile takıp edilmesi;

saldırı olayı vahim ancak bu tarz olayların bir türlü önüne geçilemiyor.

bu doktor ve/veya sağlık görevlisinin yaralanması olayları ile ilgili pratik bir çözüm önerisi sunabilirim; emniyet ve jandarma birimlerinden bir nöbet çizelgesi kurularak, günün belli saatlerinde hastanede döngü oluşturulabilir; hatta belirsiz saatlerde yapılacak resmi ekip araçları ve sivil araçlarla gelecek resmi ve/veya sivil ekipler, hastanede yaşanan olaya direkt müdahele edip olaya karışan kişilerin göz altına alınması, ertesi gün adliyeye intikal edilmesi; yani amaç adaletin gecikmesinin önüne geçmek; polis-doktor dayanışmasının sağlanması. sanki bu şekilde olay sayısı azaltılabilir gibi geliyor.
bir diğer öneri ise, hastanede olay çıkaran kişinin durumu eğer kamera kayıtları ile (cep telefonu kamerası dahil) tespit edilmesi durumunda; kanuna göre "gözaltı süresi" (2 gün) olarak belirlenmesi. ancak bu (2 günlük) süre hiçbir şekilde kalkmaması gerekir; olay çıkartan kişinin kim olduğuna bakılmaksızın (bir siyasinin yakını, bir bürokratın yakını) gözaltı durumunun uygulanması hastaneleri daha sakin hale getirebilir. gözaltı durumunun takibini de "sağlık bakanlığı ve adalet bakanlığı" tarafından ortak oluşturulacak bir birim tarafından yapılması; aylık raporların her ay yine iki bakanlığın bakanları önünde değerlendirilmesi.
olayın içine, bakanlar girince yereldeki hiçkimse hastanede olay çıkartan kişiye referans olup serbest kalmasını sağlamayacaktır.

doktor döven insanların serbest kalması normal, o doktorun diplomasını yırtması ise ilginç bir haber ülkemiz için. arkadaşı bu eyleminden ötürü tebrik ediyorum.

bir meslektaşı yorum olarak doktorların daha örgütlü olmasından bahsetmiş. hatta acillerin de greve katılmasından söz etmiş ki sanırım acillere gelen gerçek acil vakaların ne derece hayati olduğunu benden iyi biliyordur. umarım öyledir çünkü yakında doktor olarak hizmet verecek bu arkadaş. bir doktorun çalışmak için yurtdışına gitmesi vatan hainliği ise bir doktorun acil servisler de greve katılsın önerisi nedir diye sormak isterim. bu bir.
ikincisi daha örgütlü olmaktan kasıt nedir merak ediyorum. kendisi de bu meslekten olduğu için önerilerini dinlemekten zevk duyarım. doktorlar greve gittiğinde sosyal medyada yığınla şikayet görüyoruz. gözünüz doysun, halkı mağdur ediyorsunuz, kul hakkı bu vs. minvalinde. daha kapsamlı bir grevde herhalde halk önüne gelen doktora sorgusuz sualsiz dalar. ayrıca büyük şehirlerin büyük hastanelerinde yapılan grevler medyaya yansır. o da bir kısım medyaya. yandaşlar bu grev haberlerini vermiyorlarsa bu doktorların örgütlenme konusunda sıkıntı çektiğinin değil medyanın görevini layıkıyla yapmadığının göstergesidir. muşun varto ilçesindeki devlet hastanesinde yapılan grevi kimse duymaz ama çam ve sakurs hastanesinde yapılan grevi her ne kadar medya yeterince duyurmasa dahi hastanenin büyüklüğünden dolayı daha fazla insan duyar ve öğrenir. ha üzerinden 1 gün geçince vatandaş kendi derdine düşüp unutur. doktorlar da unutturmamak için sürekli grev yapamayacaklarına göre burada iş yönetenlere düşüyor. gerçekten caydırıcı yasalar olmadığı için dayak-grev-şikayet üçgeni işlemeye devam eder.
ingilterede sokakta ırkçılık yok denecek kadar azdır. diğer avrupa ülkelerinde de benzerdir muhtemelen ama bildiğim ülkeden örnek vermek istiyorum. her ne kadar sokakta ırkçılıkla karşılaşmasanız da aslında ingilizler ciddi anlamda ırkçıdır. ne zaman farkedersiniz biliyor musun? aranan şartları fazlasıyla sağladığını düşündüğün işe senin yerine bir ingilizin alındığını gördüğünde. fakat ırkçılığı alenen yapamazlar çünkü yasalar adamın anasından emdiği sütü burnundan getirir. başına ne geleceğini çok iyi bilir. ülkemize gelirsek; bir vatandaş doktora şiddet uyguladığında ertelemesiz 3-5 ay hapis ve birkaç sene devletin sağlık hizmetinden yararlanamama gibi bir ceza alacağını bilse değil doktora el kaldırmak, sesini bile yükseltemez. ama adam şiddet uyguladığında ışık hızıyla serbest kalacağını bildiği için kafasına göre sövüyor da dövüyor da maalesef.

ülkeyi yönetenler kimi hedef gösterse o kişiler saldırıya uğruyor. doktorlar da maalesef bu gruplardan bir tanesi. gidin sayın doktorlar, sağlıksız kalmak uğruna gitmenizi istiyorum. bu nankör halka yaranamazsınız.

bilimin her dediğini reddeden, cin çıkarma ritüelleri yapan, camiide dua ile korona bitirmeye çalışan cahil, hainler bu insanlara allh muamelesi yapıyor. ölünce doktor yaşatmadı oluyor. gidin, kendinizi kurtarın...