1.
uzun ve zorlu bir süreç sonucunda oluşan bilişsel bir kabuldür. egonun ortadan kalkması ile sonuçlanırsa, bugünü yaşama yetkinliği kazandırır insana. aynı zamanda her bireyin geçmesi gereken bir olgunluk merhalesidir.
"kendimi gövdemden kurtardım. anlama yetimi bir yana bıraktım, böylece gövdemden de usumdan da kurtulup sonsuz ile bir oldum. ben buna “unutuş içinde oturmak” diyorum." *
"kendimi gövdemden kurtardım. anlama yetimi bir yana bıraktım, böylece gövdemden de usumdan da kurtulup sonsuz ile bir oldum. ben buna “unutuş içinde oturmak” diyorum." *
devamını gör...
2.
zor bir şey ama kabullenmek lazım.bu yüzden de sahip olduğumuz her anı güzel değerlendirmeliyiz.sevdiklerimizin kıymetini bilerek yaşamalıyız.aklımıza gelen şeyleri ertelememeliyiz.ölümsüz olsaydık yaşantılardan zevk alamayabilirdik.telaşımız , uğraşımız olmazdı büyük ihtimalle.aman seneye hatta diğer sene yaparız diyebilirdik.şimdi öyle bir lüksümüz yok.bu da hayatımızı daha kıymetli yapıyor.
devamını gör...
3.
zamanla gerçekleşen ve acı veren bir farkındalık halidir.
insanın bu farkındalık haline ulaşmak için yaş alması gerektiğine inanılsa da aslında öyle olmadığı zamanla anlaşılır.
ölümlülüğü var olan haliyle kabul etmek çok yakınınızda birinin ölmesi ise başlar. sanki yakınlarınızdan biri ölünce ölüm artık elle tutulur gözle görülür bir hal alır.
ve insanda sıranın kendisine gelmeye başladığı hissi uyanınca doğarak ön kabulünü yaptığımız ama zamanla bu sözümüzü yavaş yavaş unuttuğumuz ölüm gerçeği tekrar ortaya çıkmaya başlar.
ölüm size yaklaştığında söylenecek tek şey:
“ aldım, kabul ettim.”
insanın bu farkındalık haline ulaşmak için yaş alması gerektiğine inanılsa da aslında öyle olmadığı zamanla anlaşılır.
ölümlülüğü var olan haliyle kabul etmek çok yakınınızda birinin ölmesi ise başlar. sanki yakınlarınızdan biri ölünce ölüm artık elle tutulur gözle görülür bir hal alır.
ve insanda sıranın kendisine gelmeye başladığı hissi uyanınca doğarak ön kabulünü yaptığımız ama zamanla bu sözümüzü yavaş yavaş unuttuğumuz ölüm gerçeği tekrar ortaya çıkmaya başlar.
ölüm size yaklaştığında söylenecek tek şey:
“ aldım, kabul ettim.”
devamını gör...
4.
önce ölümün kabulü gerek...
her gün haber kanallarında, gazetelerde, sosyal medyada ve hatta zaman zaman da çevremizde duyduğumuz ölüm, yani aslında yaşamımızın her anında var olan o sıradanlaştırdığımız kelime çok sevdiğiniz birinin bu dünyadan göçü ile bambaşka bir anlama ulaşıyor. ölümlülüğün kabulü, ölüm olgusuna her gün şahit olmakla gerçekleşen bir şey değil maalesef. evet, her canlı ölür. evet, kimse sonsuza kadar yaşayamaz. mesele bunu bilmek değil.
ben ki sözcüklerle birazcık aram iyi iken, türlü acılarımı ölümle bir tutup ölüm'lü şiirler yazmışken, hiçbir acının gerçek bir ölümü kabullenmeye çalışmakla kıyaslanamayacağını anladım. kabullendim mi, hayır. hala beceremiyorum.
ölümle yaşamın bu kadar içe içe ve her ikisinin de bu kadar gözümüzün önünde olduğu bir dünyada sevdiğim birinin ölümünü kabullenemiyorum. orada yıkanmış, pür-i pak, tertemiz yatan o yakışıklı adamın artık bir daha hiç gülemeyeceğini, hiç konuşamayacağını, ben, "ya babaaa yaa" dedikçe o'nun "babaam", diyemeyeceğini... kabullenemiyorum. daha az önce yaşıyorken bir anda gidiyor ve artık sonsuza kadar yok. almıyor aklım, almıyor.
her gün haber kanallarında, gazetelerde, sosyal medyada ve hatta zaman zaman da çevremizde duyduğumuz ölüm, yani aslında yaşamımızın her anında var olan o sıradanlaştırdığımız kelime çok sevdiğiniz birinin bu dünyadan göçü ile bambaşka bir anlama ulaşıyor. ölümlülüğün kabulü, ölüm olgusuna her gün şahit olmakla gerçekleşen bir şey değil maalesef. evet, her canlı ölür. evet, kimse sonsuza kadar yaşayamaz. mesele bunu bilmek değil.
ben ki sözcüklerle birazcık aram iyi iken, türlü acılarımı ölümle bir tutup ölüm'lü şiirler yazmışken, hiçbir acının gerçek bir ölümü kabullenmeye çalışmakla kıyaslanamayacağını anladım. kabullendim mi, hayır. hala beceremiyorum.
ölümle yaşamın bu kadar içe içe ve her ikisinin de bu kadar gözümüzün önünde olduğu bir dünyada sevdiğim birinin ölümünü kabullenemiyorum. orada yıkanmış, pür-i pak, tertemiz yatan o yakışıklı adamın artık bir daha hiç gülemeyeceğini, hiç konuşamayacağını, ben, "ya babaaa yaa" dedikçe o'nun "babaam", diyemeyeceğini... kabullenemiyorum. daha az önce yaşıyorken bir anda gidiyor ve artık sonsuza kadar yok. almıyor aklım, almıyor.
devamını gör...
5.
insanoğlunun öz farkındalığa eriştiği zamanlardan beri bir türlü erişemediği erdem.
devamını gör...
6.
her şey gelip geçici iken hayatında bizde kalıcı olmadığını anlama durumu.
devamını gör...