1.
kesinlikle budur.
devamını gör...
2.
keleş sesi
devamını gör...
3.
orhan gencebay ve ibrahim tatlıses düetidir.
devamını gör...
4.
zikir eşliğinde kesilen kafanın, nefes alıp verme çabaları ile çıkardığı hırıltı.
devamını gör...
5.
türkiye özeti bir video bırakıyorum arka fonunda çalan şarkı da başlık için gayet uygun bence. buradan
devamını gör...
6.
dom dom kurşunu.. aslında bu çok kesin bi bilgi, söylemeye bile gerek yok.
devamını gör...
7.
orta doğu'da allahu akbar bum bum diye kafa kesen islamcı teröristlerin cep telefonlarının zil sesidir. bu müziğin duyulduğu yerden kaçılması gerekir çünkü orada her an patlamaya hazır bir canlı bomba vardır.
devamını gör...
8.
hep toz dumandır.
hep koşuşturan kaotik bir sakinlik hakimdir.
yani, dağınık masanda her şeyin yerini bir sen bilirsin de şaşırır insanlar, nasıl buluyorsun aradığını bu kaosun içinde diye.
sense arkana yaslanmış, gülümsüyorsundur yalnızca.
seni de rahatsız eder zaman zaman ancak alışmışsındır, onca şeyi gözünün önünde taşımak ağırdır ama bir hamlede bulabilirsin mavi tükenmez kaleminin yerini.
sonra, hep yorgundur zihnin. nedenini anlamazsın.
mavi tükenmezin yerini biliyorsun ya, gerisini umursamazsın.
yok çünkü başka masa! yok çünkü senden başka bir sen.
ne kadar aykırı düşünsen de sen de o masaya aitsin aslında.
masa küçük,
masa, annle babanın aldığı kadar.
umutların kadar büyük olsun isterdin ama
masa küçük.
aldığı kadar.
sen de küçültürsün umutlarını.
masanın çekmecesine gizlersin küçültemediklerini,
öyle tıka basa, ite kaka doldurmuşsundur ki o çekmeceye onları, çok zor kapatabilmişsin.
biri bir açsa, saçılacak etrafa umutlar ama ne açan var ne de çekmecenin yerini bulan.
bir yandan korkarsın.
bir gün açılacak bu çekmece,
kaldıramaz ki onca umudu biliyorsun.
kendi kendine çıkacak rayından
dökülmüş, saçılmış, umutları da kalmamış içinde.
kulpu kırık bir çekmece kalacak geriye.
ne umutlarını toplamak için koşuşturacaksın ne de kulpu tamir etmeye güç bulacaksın.
çökeceksin olduğun yere,
seyredeceksin yalnızca
yanakların avuçlarının içinde
gözlerinde solmuş umutlar,
kabullenmeyi istememiş ama
kabullenmiş bakışların.
biri gelecek, görecek tüm bu hikayeni artık.
sanatını konuşturacak senin yıkımlarının üzerinde.
yıkılmasaydı her şey, olmasaydı gözlerinde o acı
görür müydü sanıyorsun seni tek bir sanatçı?
fotoğrafını çekecekler,
resmini çizecekler,
romanlar yazacaklar,
şarkılar besteleyecek, söyleyecekler.
yok oluşununu ölümsüz kılacaklar,
toz duman bir fon müziği eşliğinde.
hep koşuşturan kaotik bir sakinlik hakimdir.
yani, dağınık masanda her şeyin yerini bir sen bilirsin de şaşırır insanlar, nasıl buluyorsun aradığını bu kaosun içinde diye.
sense arkana yaslanmış, gülümsüyorsundur yalnızca.
seni de rahatsız eder zaman zaman ancak alışmışsındır, onca şeyi gözünün önünde taşımak ağırdır ama bir hamlede bulabilirsin mavi tükenmez kaleminin yerini.
sonra, hep yorgundur zihnin. nedenini anlamazsın.
mavi tükenmezin yerini biliyorsun ya, gerisini umursamazsın.
yok çünkü başka masa! yok çünkü senden başka bir sen.
ne kadar aykırı düşünsen de sen de o masaya aitsin aslında.
masa küçük,
masa, annle babanın aldığı kadar.
umutların kadar büyük olsun isterdin ama
masa küçük.
aldığı kadar.
sen de küçültürsün umutlarını.
masanın çekmecesine gizlersin küçültemediklerini,
öyle tıka basa, ite kaka doldurmuşsundur ki o çekmeceye onları, çok zor kapatabilmişsin.
biri bir açsa, saçılacak etrafa umutlar ama ne açan var ne de çekmecenin yerini bulan.
bir yandan korkarsın.
bir gün açılacak bu çekmece,
kaldıramaz ki onca umudu biliyorsun.
kendi kendine çıkacak rayından
dökülmüş, saçılmış, umutları da kalmamış içinde.
kulpu kırık bir çekmece kalacak geriye.
ne umutlarını toplamak için koşuşturacaksın ne de kulpu tamir etmeye güç bulacaksın.
çökeceksin olduğun yere,
seyredeceksin yalnızca
yanakların avuçlarının içinde
gözlerinde solmuş umutlar,
kabullenmeyi istememiş ama
kabullenmiş bakışların.
biri gelecek, görecek tüm bu hikayeni artık.
sanatını konuşturacak senin yıkımlarının üzerinde.
yıkılmasaydı her şey, olmasaydı gözlerinde o acı
görür müydü sanıyorsun seni tek bir sanatçı?
fotoğrafını çekecekler,
resmini çizecekler,
romanlar yazacaklar,
şarkılar besteleyecek, söyleyecekler.
yok oluşununu ölümsüz kılacaklar,
toz duman bir fon müziği eşliğinde.
devamını gör...