orta kafa gol radyo yayını

hayırlı olsun dediğim, farklı renkleri aynı tutkuyla temsil edeceğimiz bir program olmasını temenni ederim. özellikle sözlükteki futbol üzerine konuşmak isteyen arkadaşlarla karşılıklı olarak etkileşim içerisinde yapacağımız bu yayın için fikir önerilerinize her zaman açığız. detayları yarın programda vereceğiz. o zamana kadar sağlıcakla kalın, kendinizin kıymetini bilin. :)

merakla beklediğim yayın, yerimizi aldık bekliyoruz.*

benim fenerbahçe'yi tutmaya başlamam küçükken izlediğim hababam sınıfı filmlerinin etkisinde kalmamdan ve ailedeki herkesin fenerbahçe taraftarı olmasından dolayıdır.*

işte sıra bizde ulan dediğim başlıktır. futbol muhabbeti varsa can kulağımla dinleyeceğim yayın olacak.

hayırlı uğurlu olsun emeğinize sağlık. belki bu program sayesinde sözlükte daha fazla futbol veya spor konuşulur.
bu arada iyi orta gol getirir bölümü yapabilirsiniz programda güzel isim olur.

şu şekil bekliyorum programı.

edit: öncelikle ben sporun her türlüsünü severim ama futbolu biraz daha fazla seviyorum. haftada 7-8 maç izlerim zamanım oldukça ki bol zamanım var onun için pek problem olmuyor. bugüne kadar pek sözlükte pek de konuşulmuyor diye bulaşmadım. artık her hafta perşembe bu başlık altında konuşabilmek beni sevindirecek.

galatasaraylıyım. çocukluk aşkım. çok seviyorum. ama fanatizmden gözü dönmüş bir insan değilim.

kalp atışlarımızın eşliğinde bekliyoruz.



göztepe'de doğdum büyüdüm, göztepenin efsane olduğu dönemde en iyi oyuncularından halil kiraz'ın babası bizim mahallede kasaptı, eti ondan alırdı babam, adnan suvari komşum, fevzi zemzem abimin kahvede oyun oynadığı adam.
yani tanışmadım ben göztepe ile, orada doğdum, o kulüp ile büyüdüm.

şu an devam eden bir radyo programı var zaten yarın yaparsın reklamını.

hayırlı olsun.

beni oldukça heyecanlandıran bir program daha ve perşembe günü de dizi izleyemeyeceğiz belli oldu*. son bir buçuk aydır süperligde oynanan bütün maçları takip etmek gibi hastalığa yakalandım. merakla ve ilgi ile takip edeceğim. programda ayrıca kazandıran iddaa tahminlerinin olmasını bir dinleyici olarak isterim*

hayirli olsun gomercan baskan dedigim radyo programidir. kendimden bahsedeyim cok koyu fenerbahceli bir babanin kiziydim. kiz dedigime bakmayin, haftalik mac ve yorumlayan programlari takip eden, fanatik fotomac gibi spor medya yayinlarini gunluk okuyan, la liga liginden tutun da, premier ligine kadar takip eden bir kizdim. sonrasinda tabi futbolla alakami kestim, futbolla alakami kestigim donem de alex takimdan ayrildi, fenerbahce'ye bir haller oldu vs vs... sevilen yar eskisi gibi olmayinca da ben de terkettim...terkettim dedigime de bakmayin, hala sari ve lacivert renklerine vurgunum o mesele ayri...

doğma büyüme fenerliyim. bir nedenini açıklamam zor. ama futbolla ilgili ilişkimi geliştiren hikayem var sanırım. 2007-2008 sezonundaki chelsea maçımızda kazanmıştık. ve goller çok güzeldi (bundan önce de fb liydim). taraftar görüntüleri harikaydı, çok etkinlenmiştim. bir betimleme yapmak zor açıkçası. ama bu fenerbahçe sevdamdan vazgeçmem. evet.

günlük işlerimi bu programa göre ayarladım, kaliteli olacağından eminim.

bu yazıyı 35 yıllık bir beşiktaşlı olarak yazıyorum. benim takım tutmamın öyle değişik bir hikayesi yok. çünkü ben kendimi bildim bileli bizim evde futbol konusu zaten hep vardı. babadan hatta dededen kalan miras. babam da amatör olarak hem oynayıp hem takım çalıştırdığı için futbol bizim hayatımızda olağan bir şey. ilkokulda aşık olduğum çocuk fenerbahçeli idi. “kusura bakma takımımı senin için değiştirmem!” diyerek beşiktaş için ilk “bırakmam seni” restimi orada çekmiştim.

gazetenin verdiği fikstürlerin kenarlarına tahmin ettiğim skorları yazar maçlar bitince kaç tane tutturdum diye kontrol ederdim. çok eğlenirdim. sonra öğrendim ki kupon böyle yapılıyormuş. * demek ki oynasam köşeyi dönerdim. *

“futbol erkek işidir, futbol avam tabakanın hobisidir” algısına tepki olarak doğmuş olabilirim! * ekonomik özgürlüğü elinde bir öğretmen olarak, şu hep şikayet ettiğimiz futbolun eksi yönlerini, stadyumlarda hoş görmediğimiz şeyleri de biz kadınlar sayesinde azaltacağımıza inanıyorum. bu konuda çok uzun yazarım ama şimdilik burada noktalayayım. güzel bir yayın olmasını ümit ediyorum, olacağına da inanıyorum.

- - - -
program formatına uygun mesajımı çift mesaj olmaması adına aşağıdaki ilk tanımımı editleyerek yazdım. ilk mesajım aşağıdaki gibi kalsın artık. *

işte beklenen program. sonunda ya! saat benim için uygun olmasa da bir sonraki sefere inşallah daha müsait olurum. dinlemeye ve dahil olmaya çalışacağım. sayın elbarto ve ateist kaplumbağa‘yı meydanlara...... aman yayına davet ediyorum. *

asla futbol izlenen dinlenen bir evde büyümedim o sebeple futbol ile pek ilişiğim olmadı ancak ilkokuldan itibaren hoşlandığım çocuklar hangi takımlıysa o takımlı oldum çünkü couple olmak bunu gerektirirdi. sırf futbol bilmediğim anlaşılmasın diye ofsayt kavramını öğrenmiş hatta o takımların ilk 11lerini ezberlemiştim. *

ha illaki söyleyeceksek birşeyler unutursak kalbimiz kurusun mu?

programın yayın akışı
fenerbahçe nedir
para ile nasıl maç kazanılır
hakemelere rüşvet nasıl verilir
hak nedir
nasıl yenilir
istiklal marşı
kapanış

t: tarafsız olacak olan(!) program.


statları dolduruğumuz eski günlere yeniden görmek dileğiyle.

beni en çok heyecanlandıran program, bekliyoruz.

ortak bir akılcı dil ile konuşulduğu zaman dünyanın en güzel sporuna ev sahipliği yapacak yayın.
(umuyorum işi kotarırlar bu yayını yapacak dostlar - yüksek ihtimalle de dinleyeceğim yayını)
her ne kadar klişe olarak her daim söylense de, aksine futbol çok büyük bir azınlığın çok yüksek keyif alanıdır.
azınlığın dışında kalanlar ne keyif almaya bakar ne de güzel tarafından bakmaya çalışır bu oyuna.
onlar sadece sosyal medya üzerinden memleketimin futbolunu sarmış siyasi, idari ve menfaat odakları ile "sadece" başarı üzerine odaklıdır.
araya not:
[[buyrun bakın bakalım, sadece devlet tv'sinde (yayıncı kuruluşu ve özel kanal çöplerini saymıyorum bile) güya adı "futbol" olan programlara çıkan adamlara bakın ne dediğimi anlayacaksınız. toplam 100 kişi varsa bu tarz programlara çıkan futbolu tarihiyle birlikte konuşacağın, ezberci olmayan, donanımlı adam sayısı 10'u geçmez.]]
o sebeple bizim futbol dünyamızda 40 yıldır (evet 40 yıldır takip ederim neredeyse) güzel hikayeler çok az yazılmıştır.
umuyorum epey yıllardır oğlumla dikkatle ve keyif alarak takip etmeye çalıştığım futbol, ilerleyen yaşıma rağmen bir gün gerçekten sporun ne anlama geldiğini bilen ve gerçek rekabetin nasıl olması gerektiğini anlayan insanlar tarafından yönetilir.
buna her alanı için ihtiyaç var türk futbolunun ve ülkenin.
umuyorum o günleri görürüm, yaş epey ilerledi ve gerçekten tertemiz bir futbol ortamı görmek için şampiyonluklardan feragat ederim gerekirse de, hiç sorun değil. iyi bir ikinci olmak benim nazarımda her zaman şampiyon kadar alkışı hak eder.
fenerbahçe ulan!*

size çok kızdım ve laflar hazırladım! resmen program fikrimi çalmışsınız ya! arkadaş hani siz futboldan iğreniyordunuz, hergün futbol konuşulan sözlüklerden bıkmıştınız, bu sözlük çok çokomelliydi falan?!
neyse, belki dinlerim..*

not: yürüyoruz sessiz ve kedeeerliiiii nevizade geeceleriiiii...

nolacak bu fenerin hali... erol bulut’a çok sallama egenin bereketi. güzel, verimli bir sohbet olur umarım.

ilginç bir ülkeyiz vesselam.
illa bi etkilenmemiz gerekiyor. gözümüze hoş gelmeli bazı şeyler ki, destekleyelim, arkasında duralım...
sanırım bu yüzden ülkem insanı, üç istanbul takımından başkasını tercih etmiyor.
ne yaşadığı yerdekini ne de kendi memleketini...

bakıyorsunuz, 90'lı yılların başlarında çocuk olanlar, metin-ali-feyyaz'ın etkisi ve üst üste gelen şampiyonluklarla, bir dönem beşiktaş'a yönelmiş.
sonrasında devreye, galatasaray hegemonyası girmiş, uefa kupası ile zirve yaptıkları dönemde çocuk olanlar, hiç düşünmeden galatasaray taraftarı oluvermiş.
fenerbahçeli bir baba, çocuğunun da fenerli olmasını ister ya. o baskının yanında her daim ses getiren kadrosunun da yardımıyla, fenerbahçe'yi takım belleyenler çok olmuş.

dünyada yoktur böyle başka bir ülke.
vahşi doğa gibi sanki.
çiftleşeği erkeği belirlemek için, "hangisi daha güçlü, hangisi daha havalı" diyerek tüm seçenekleri gözden geçiren sağlıklı dişiler gibiyiz.

medya katalizörlüğünde gerçekleşiyor tabii tüm bunlar. takılmışız bir istanbul medyasının arkasına, gazetelerde ve ekranda kimin gazı daha çok veriliyorsa, onun peşinden gidiyoruz.
siyasette, sporda hatta sanatta...
kendimiz, hiçbir kavramı temelden alıp, yükseltmeyi tercih etmiyor, hâlihazırda yükselmiş olan yapılanmalara tav oluyoruz.

üstüne bir de, güçlü olmayanı ezmeye çalışıyoruz.

bu nasıl bir güç takıntısıdır arkadaş, akıl alır gibi değil.

tüm bunları, trabzonsporlu olmanın lüksüyle yazmıyorum, emin olabilirsiniz. tamamen denk geldi bu takım bana ve acı da çektim çok.
çocukluk ve gençlik dönemlerimde, 20 yıl boyunca samsun'da yaşadım ben.
türkiye'de, trabzonspor taraftarlarının en çok zorlandığı şehir samsun'dur, net!

cümlealem fb-gs-bjk taraftarı ve öylesine sahiplenmişler ki bu takımları, sanırsın doğma büyüme istanbullu bu arkadaşlar.
hayatlarında istanbul'a gitmemişler bile hatta, o zamanlar maçlar cine 5'te, tele on'da falandı; bırakın stadı, tuttukları takımın tek bir lig maçını evlerinde bile seyretmemişler.

dalga geçiyorlar bir de seninle.
fenerli ile gs'li omuz omuza vermiş, yanlarına bjk'liyi de almışlar, zuhahahha, puhahahha modunda üstüne üstüne geliyorlar.

siz, gs'lilerle fb'liler birbirini sevmez mi sanıyorsunuz?
gidin gezin bakalım anadolu'yu...
çok yakındırlar birbirlerine.
maç sonlarında, aldıkları sonuçlara göre birbirleriyle dalga geçmeyi severler sadece, o kadar.
bir hafta sonra, dalga geçenle dalga geçilen yer değiştirir sadece...

işte bu psikolojiyle tuttuğu takımı belirliyor benim güzel yurdumun insanları.
"aman dalga geçilmesin. ezen taraf hep ben olayım."

ak parti de yıllarca bu psikolojiden beslendi.
"en güçlü parti, benim desteklediğim parti" olsun istedi hep ahali...

şimdiden iyi yayınlar diliyorum gomercan kardeşim. her hafta zevkle dinleyeceğimden emin olabilirsin.

gençler raad olun. devam bakalım.
dinliyoruz.