radyo paranormal radyo yayını

folloş baksır cin mi?

alın size bir paranormal olay. 2022 senesinde babamın ölümünün iki yıl sonrasında onun ölüm anındaki burun sızlatan kokusunu tekrar duyumsamıştım.

iyi geceler'den sonra bir an istemsizce "öpsün sizi beş kardeşler" gelecek sandım :d

izmir'de çekirdeğe çiğdem derler :)

itiraf ediyorum ve diyorum ki;türk korku filmleri yabancılara korku namına bin basar.yabancı korku filmlerinde sadece dehşet sokağı ve ruhlar bölgesi serisinde tırsmıştım ve gerisi çocuk işi.

bence cin mevzusunun kaymağını bayaca yiyen korku sinemamız artık farklı mitsel ve spiritüel konulara çevirmeli ibreyi.

kolej'in oradaki ışıklarda durduğuna göre mamak tarafından geliyor olmalı :)

pink'de tam profesyonel radyocu sesi var.

ben yaşadığım olayı şuna yordum uzunca bir süre. dedem babaannem öldükten sonra hastalandı. herkesin ortak görüşü " karısı öldü, çok üzüldü çok yaşamaz" idi. dedemin artık yolun sonuna geldiğini düşünmüş olmalıyım. aklıma yer etmiş olmalı. ondan dolayı o an dedeme benzeyen birini görmüş olabilirim. belki de hiç benzemiyordu ama gerçekten tıpatıp benzeyen biriydi.

kedi bilinçli yapmıştır.

the others diye nicole kidman ın bir filmi vardı.izlemis miydiniz? yeni tasındıkları evdeki bir ruh hakkında.
ben hayatta suna inanıyorum. tabi ki bilime cok inanan ve saygı duyan bir insanım. ama hayatın bir gorunen, bir de gorunmeyen yuzu var. her seyi bilimle acıklayamıyorsun.

cini düğüne kadar bırakmış. sevaptır sevap, iyi yapmış .

aslında türk korku sinemasının temeli büyü ve okul ile değil islam mitini esas alan sır kapısı adlı ünlü fantastik dizi serisi ile atılmıştı.90 lar sonu ve özellikle 2000 lerde sır kapısı ve daha sonrası sırlar dünyası olarak bilinen bu program asıl esin kaynağıdır.

konu çok hoşuma gitti iyi yayınlar efenim. normalde benim de dedemden duyduğum hikayelerim var, ileride yayınlar devam ederse belki anlatırım ben de :)

sesiniz geliyor.

geliyor :)

#3194786 başın sağolsun

iyi akşamlar ve iyi yayınlar efendim.

benim başımdan geçen paranormal olay şu şekilde gelişti. saat gece dört - dört buçuk gibi yeni uykuya dalmışken bir anda gözümü açtım ve her zaman kapalı olan odamın kapısının sonuna kadar açık olduğunu gördüm. tam kalkmak istediğim anda enseme kuvvetli bir şeyin çöktüğünü hissettim. arkama dönmek istiyorum ve dönemiyorum. öyle de kuvvetli bir basınç. o esnada yatak ucumda duran hediye paketi naylonundan gelen sesleri işittim. o an önce karabasan çökenlerin hikayeleri geldi aklıma ve o gece bana da uğramıştı. hemen ayetül kürsi okuyarak uykuya dalmaya başladım ve sonra uzaklaştı.
iki gün kendimde değildim, ne olduğu ve nasıl olduğu konusu esrarını koruyor. araştırdım bu nasıl bir şey ? psikolojik yanılma mıydı yoksa cin musallatı mıydı? odamın kapısı niye açıktı? korkumu en çok katmerleyen buydu. hani bir ara fetö'nün samanyolu kanalında bir evin içinde geçen nurlu, sırlı, ruhlu olaylar yaşanır, evde oturunca hafif bir ürperti yaşardık. kendi mahremiyetimde bunu da yaşadım. bundan dolayı da evde karanlıkta yalnız kalmaktan korkarım.

ikinci uğrayışı da tekrar enseme kuvvetli bastırmak suretiyle sabah 7: 00 'de oldu. pazar sabahı uyanıp tekrar uykuya dalmak suretiyle yaşadım. gece karanlığı vuku buluyor bilirdik ama güneş doğmuş hava aydınlanmış saatte de geldi, çöktü. tekrar ayetül kürsi okumak suretiyle def ettim.

meja da süper canım.
sadece böyle pink in sesi buğulu buğulu ya.

böyle her an cemal süreya dan şiir okuyacak gibi.

mardin'e hiç gidemedim ama bir gün mutlaka gitmek istiyorum