osmanlı'nın bilinmeyen gelenekleri
başlık "alkislarla" tarafından 19.09.2021 12:46 tarihinde açılmıştır.
1.
misafir ikram edilen kahvenin yanında gelen suyu içerse aç olduğu anlaşılır ve onun için yemek hazırlanırdı. eğer kahveyi içerse tok olduğu anlaşılırdı.
osmanlıda evlerin kapısında ay yıldız var ise evden birinin hacca gittiği anlamına geliyordu. ayrıca kapılarda iki tokmak olurdu. biri kalın biri ince. gelen kişi kadın ise ince tokmakla vururdu ve evin hanımı kapıyı açardı. eğer gelen ise erkek ise kalın tokmakla kapıyı vurur ve evin hanımı kapıyı ya örtünüp açar ya da evde bulunan bir erkek kapıyı açardı.
evlerinin önüne sarı çiçek koyarak “bu evde hasta var. pencerenin önünde hatta bu sokakta gürültü yapmayın mesajı verilirmiş. pencerenin önünde kırmızı çiçek varsa da bu evde gelinlik çağına gelmiş, bekâr kız var. evin önünden geçerken konuşmalarına dikkat et ve küfür etmeyin anlamına gelirmiş.
eve gelen misafirin giderken tekrar geri gelmesi için ayakkabılarının ucu evi gösteriyor şekilde konurdu. böylece misafir geri geri çıkar ve ‘gidin ama tekrar gelin’ manası verilirdi.
aynı mahallede birisi öldüğünde cenaze evine komşular sırayla yemek yapar, eğlenmezdi.
sadaka taşları, osmanlı döneminde uygulanan geleneklerden belki de en ince düşünülmüşü. sadaka taşları taş bloklardan oluşan, genellikle cami veya türbe köşelerinde bulunan, ortası çukur, bir buçuk iki santimete yüksekliğinde taşlardı. bu taşlar osmanlı’da sosyal dayanışmanın bir parçasıydı ve fakirlerin umut kapısıydı. fakirler dilenmekten, zengin riya ve gösterişten çekindiği için sadakalarını bu taşlara koyar, fakir de gece vakti gelip ihtiyacı kadarını buradan alıp, geriye kalanını kendisi gibi bir başka fakire bırakırdı.
ramazan ayına özel uygulanan örnek geleneklerde yok değil. mesela zimem defteri yani veresiye defterleri zenginler tarafından ödenirdi. zenginler, hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bakkal, manav gibi dükkanlara girerek onlardan zimem defterini ister ve ya tamamını ya da baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfalar kopararak “silin borçlarını. allah kabul etsin” derlerdi. borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu, borcu sildiren de kimin borcunu ödediğini bilmezdi.
mahalle kahvesi olarak bilinen, her mahallenin imam, muhtar ve ileri gelenlerine mahsus o zamana göre adeta bir kulüp niteliğinde olan bir kahvesi vardı. mahalle kahveleri, günümüz kahvelerinden farklı olarak, ilmi, edebi konuşmaların, tarih sohbetlerinin yapıldığı ve hatta şiir ve manzumelerin okunduğu, hikâyelerin anlatıldığı, bilmeyenlerin, bilenlerden istifade ettiği yerlerdi.
peygamber efendimiz (sav) 63 yaşında vefat ettiğinden dolayı 63 yaşını geçmiş büyüklere yaşları sorulduğunda, ‘haddi aştık’ derlerdi.
cuma namazına kuyumcular da dâhil tüm esnaf kapılarına kilit vurmadan giderlerdi.
devamını gör...
2.
ağırlıklı olarak 15. yüzyıl sonrası görülsede daha önce ki dönemlerinde de örnekleri görünen kuş evleri. cami, medrese kimi zamanda sivil mimarinin cephesini süsleyen bir unsur olmuş bu evler.

şimdilerde kuşları yaralayan o sivri demirlere nasıl ulaştığımızı bir türlü anlayamıyorum bu inceliği görünce.

şimdilerde kuşları yaralayan o sivri demirlere nasıl ulaştığımızı bir türlü anlayamıyorum bu inceliği görünce.
devamını gör...