oy kullanmamak

gayet normal bir eylemdir. beğendiğin, hoşuna giden bir parti yoksa oy verme hakkın olduğu gibi oy vermeme hakkın da vardır. ancak oy kullanmayan kişiler nedense çok küfür yer.

doğru bulmadığım eylemdir. fikirlerinin uyuştuğu bir parti olmasa bile gidip boş oy atabilirsin. mesela bu bi tepkidir, protesto etmektir. diğer türlü bir yere varamazsınız.

birkaç sebep vardır: tembellik, tepki, istediği fikirleri henüz yansıtamamış siyasi oluşumlar veya darül harp düşüncesi. darül harp düşüncesi siyasi oluşumların dışında tutulmalı çünkü o görüşü savunanlar tümden seçim benzeri etkinlikleri savunan yönetim biçimlerine karşıdır.

gelişmiş batılı ülkelerde ülke vatandaşları seçime ne kadar az teveccüh ederse etsin oy kullanan ve kullanmayan arasında bir tür örtülü sözleşme söz konusudur. seçmenin tek amacı demokrasinin verdiği nimetlerden yararlanma adı altında seçimle iş başına gelen iktidarların devlet yapısını lehine çevirme gibi yollara sapması durumunda ülkenin yarısından azı bile seçimlere katılıp oy kullansa da amaç, mevcut iktidarı cezalandırmaktır. çünkü onlarda yaşam standartlarının korunması, ülkenin ileriye taşınması kadar önemlidir.

seçimlere katılım oranı bir bakıma ülkenin gelişmişlik düzeyiyle paralellik gösteriyor sanki. gelişmişliğin yanında kutuplaşmanın da bir göstergesi gibi. çok düşük veya yüksek katılım oranları bence tamamen bu basite indirgenmiş sebepler üzerinde şekilleniyor.

her şeye rağmen siz yine de oyunuzu kullanmayı ihmal etmeyin.

yakın zamanda herkesin kullanacağını veya kullanmayacağını düşündüğüm bir “haktır”.

oy kullanmak nasıl bir haksa, oy kullanmamak da aynı şekilde bir haktır. kimse sırf oy kullanmıyor diye birisini aşağılayamaz. fakat durum ne kadar kötü olursa olsun en iyisi oy kullanmaktır. çünkü oy kullanmamak, olabilcek en kötü seçeneğin kazanma şansını artırıyor.

ülkenin geleceğinde söz sahibi olmamaktır.

her şey kötüye gidince, cebinizden paranız, çocuklarınızdan gelecekleri, en temel insan haklarınız çalınınca ağzını açıp tek kelime söyleyecek hakka sahip olmamaktır.

yoksa adama yüzsüz derler.

türkiye'de oy kullanmamak ne demek hepimiz biliyoruz. kimse birbirini kandırmasın. kriptosundur, oy kullanmazsın. bilirsin kimin kazanacağını.

birkaç sene öncesinde apolitik olup geçersiz oy atan ben, son istanbul yerel seçimlerinde oylar için görev alıp savaşacak hale geldim.

oy kullanmamak bir tercihtir ama sonuçları ağır olabilecek bir tercihtir. ne yazık ki türkiye'de vatandaşın yönetime katılmasının tek yolu oy kullanmaktır. o yüzden yönetmeye dair size verilen bu hakkı iyi kullanın.

bizim gibi ortadoğu ülkelerinde hak değildir, geri zekalılık alametidir. ülke bu haldeyken, gidip oy kullanmamaya hak diyen kişinin bu ülkenin gidişatı hakkında eleştiri hakkı olamaz. iktidara oy verenler sabahın köründe sandıklarda kuyruk oluşturuyor iken, bizim pempe totolu muhalifimiz o totosunu kaldırıp da 2 dk. bile sürmeyen bir işlem için sandığa gitmiyor. üzeri bir de kalkıp neden oy kullanmadıklarını bir güzel anlatıyorlar şaka gibi.

burası almanya değil, ingiltere değil beyler. kötünün iyisine vereceksiniz oyunuzu. idealist tavırlarınızı demokrasi hakim olduğunda gösterin, şimdi değil.

bir daha ki seçimde yapacağım eylem.

edit: hiç linç etmeyin. bizim kuşak kimsenin ipinde olmadı. bundan sonra ki kuşak da benim ipimde değil. bol bol toprağım var eker biçer yerim.
100 metrekareye 3 daire ile kandırılan şehir çocukları düşünsün.

george carlin üstad bu konuya çok güzel bir şekilde değinmiştir.

merhaba!
hoşunuza gitmeyebilir, saygı duyarım. ama küfür etmeye gerek yok. bu da benim fikrim. okuyun, üzerine düşünün sonra da basın eksiyi geçin efenim!
neyse... konumuza gelelim.

ben 20 yıldır oy kullanmıyorum
bu yıl eşime kullansak mı acaba diye sordum, neden sorduğuma ve cevabına geçmeden önce 20 yıldır neden oy kullanmadığımı yazayım.

1.ilk meclis dışında bu ülkede hiçbir zaman gerçek seçim olmadı. sadece uygun görülen isimler atandı ve işleri bitince de şutlandı. millet de "ben seçtim" sanıp kendini kandırıyor. erbakan da buna dahildir. ilk meclis de zaten hızlıca ikinci ile değiştirildi.

2. bu ülkede seçimle iyi bir şey olacağına inanmadım, halen de inanmıyorum. şu anda bize zorla dayatılan recep mi kemal mi seçimi de saydığım her iki maddenin apaçık bir delilidir.

3. oy vermek demek vekalet vermek demektir. yani kabaca "ben; seni, adıma yapacağın icraatler için vekil tayin ettim ve yaptığın her icraatin aslında benim icraatim olacağını kabul ettim demektir" ben biliyorum ki oraya peygamber bile gelse mevcut sistemin kanunlarıyla hareket etmek zorundadır. ve mevcut sistem bazı helalleri yasaklayarak bir nevi haram kılıyor ve bir takım haramları ise koruma altına alıyor yani bir nevi helal kılıyor.
ben, birisine oy verdiğimde bu beşeri haram ve helallere vekalet vermiş oluyorum.
oy veren kafirdir demiyorum tabi. ama oy vermek vebaldir.

gelelim bu seçimde oy kullanmayı neden düşündüm ve eşimle istişare ettiğimde ne cevap verdi.

bu seçimde oy kullanmayı düşündüm. çünkü başımızda zalim birisi var. kendi yandaşları dışında sağcı solcu, müslüman gayrimüslim demeden herkese zulmediyor. yüzbinlerin kanı bunların ellerinde.
çok insan bunlar yüzünden öldü.
çok insan cezaevine girdi.
çok ocaklar yıklıdı.
çok insanlar intihar etti.
çalındı çırpıldı her türlü kötülük yapıldı bu dönemde.

oturdum eşime dedim ki; sen de ben de uzun zaman oldu oy kullanmıyoruz. ama şimdi durum başka! bir zalim var ülkenin başında. iyice zıvanadan çıkmış. zulüm üstüne zulüm.
ha ülkece hakediyor muyuz bu kişiyi? kesinlikle!...

ama yine de artık ülkenin dayanacak gücü kalmadı... böyle giderse türkiye diye bir şey kalmayacak.

bu zalimin defolması için ve belki yerine daha vicdanlı birisinin gelmesi için oy kullansak mı ne dersin?!

bana cevabı şu oldu.
kullanalım kullanmasına da kime oy verelim?
erdoğan ve bahçeli'ye vermeyeceğiz o kesin zaten.
geriye önümüzde bıraktıkları seçeneğe bak.

1. 28 şubat'ın sembolü chp'ye mi?
2. mgk kararlarına imza atıp savunan akşener'e mi
3. bebek katili eli kanlı teröristin partisi hdp'ye mi

sustum... haklısın dedim.

düşününce oy olarak en çok oylar bunlarda. 6'lı masa filan hikaye. eğer eşit bir şekilde 6'lı masa olsa hani derdim ki biri şerefsizlik yapacağı zaman diğer 5'inden utanır ama öyle bir denge yok. kaldı ki erdoğan seçimlerden sıfır oy ile çıkmaycak böyle bir gerçek de var.

yani başta kurulan ittifaklar bir anda değişecek seçimden sonra muhtemelen.

ayrıca bu ülkede de 3 veya altında bir sayı ile kurulan koalisyonun tek partiden bir farkı yok.

velhasıl. oy kullanmamaya devam.

oy kullanmak ile bir şeyin değişeceğine inanmıyorum. bununla beraber her şeyi eleştiren ama hiçbir şey yapmayan ergenler gibi bir köşeye de sinmiş değilim. çalışarak, uğraşarak, eğiterek, mücadele ederek ve anlatarak türkiye'de bir şeyler değiştirmeye çalışıyorum.

bu da benim düşüncemdir.

buraya kadar okudun geldin haa!
o zaman buyur

ülkeden ve hatta dünyadan şikayet etme hakkından vazgeçmektir.

en basit eylemini yapma sonra "o parti çaldı, bu parti hakkımı vermedi". sordular, söylemedin. senin hakkın yok ki artık.

bu arada kimse üstüne almasın ama sözlüklerde gençlere oynayıp "oy versen ne değişecek" diye yardıran ciddi bir aktroll tayfası var.

oy kullanmamak siyasetin getirdiği tüm felaketleri kabullenmektir.
"bin iy killinsim ni diğişicik ki" diyorlar bir de.

şikayet etmeye hakkın yok diyenlere cevap vereyim de öyle devam edelim;

matematiksel durumu xtir ettik, bak 20 yıldır aynı iktidar üç aşağı beş yukarı aynı siyasetçilere oy verdiniz sonuç? hep beraber ülkenin izzet-i itibarını silkip bıraktılar. bunları kim seçti ? oy vermeyenler mi hayır siz seçtiniz sizin yaptığınız aptlaca seçimlerin bedelini de bunların ben ta.... diyerek oy vermeyenler ödedi. oy vermeyenler bunların hiçbirini seçmemeyi tercih edenler dolayısı ile siz oy verenlerden daha fazla şikayet etme hakkı var. hatırlatırım sizin seçtiğiniz yaprak kürek politikacıların hatalarının sonuçlarının bedelini oy vermeyenler ödüyor.

öyle bir şikayet ederim hatta verdiğiniz oya öyle bir söverim (sövüyorum çünkü bu gelinen nokta siz oy verenlerin yaprak kürek seçimlerinin sonucu.) ki şaşar kalırsınız. bu seçim benim oy vereceğim ikinci ve son seçim olacak. bu kadar oy verme sebebim kk yı falan beğendiğimden değil rte nin karşısına işid lideri ebu bekir el bağdadiyi koy oy veririm sonrada ülkeden gerekli görürsem xtir olur giderim. bunun dışında daha silksen sandığa falan da gitmem. parti seçiminde oy vermeyeceğim bu da burada dursun.

son olarak alın george carlin' in bu gösterisini nereye dayarsanız dayayın.

ayı kardeṣim, söylediklerin oy vermenin tanımına aykırı. 20 yıllık iktidarı "oy verenler" topyekün seçmedi. özellikle o partiye oy veren coğunluk seçti.

diğerine oy verenler de iṣin beter olmasını sayısal olarak güç gösterip engellemiṣ oldu. yoksa duracakları bir sınır yok.

bunu engellemenin yolu da diğer partilerin daha çok oy alması. yoksa sistem kendini oy vermemeye karṣı korumuṣ durumda. seçilmek için bir minimum oy sayısı şartı yok! oy vermezsen, yakın olduğun partiyi zayıflatır, hakimi de güçlendirirsin.

george calin 60'lardan gelen vietnam protestolarından çįkma bir hippidir. adamın ülkesinin, sistemini, devletinin bizimle ilgisi yok. ki komedyenler neṣeli konuṣuyor diye her konuda otomatik haklı olmazlar. komik olurlar.

benim fikrim göre oy kullanmayanların şikayet etmeye hakkı yoktur.
zaten elimizde bir tek bu vatandaşlık hakkı kaldı.

ülkenin durumundan, yaşadığınız hayattan memnunsanız oy kullanmayın ama memnun değilseniz kullanın.

oy kullanmak anayasal bir hak ve ödevdir. cezaya tabi olmaması bunun bizler için bir ödev olduğu ve içinde yaşadığımız topluma karşı sorumluluğumuz olduğu gerçeğini değiştirmez.

tekrar tekrar anlatıldığı için sistemin zaten hali hazırda oy vermeyenleri mevcut iktidara yazdığını anlatmayacağım. zaten oy verme, vermeme konusunda ististiki araştırma yapmadan oy kullanmıyorsanız bunun doğrudan akpye oy atmakla bir farkı yok.

ancak ikilemde kalan arkadaşlar için naçizane kendi perspektifimi paylaşmak isterim; oy kullanırken desteklediğimiz partiyi/adayı seçmeyiz. en az desteklemediğimize yöneliriz. siyasi oyu sınıf başkanlarını seçerken kullandığımız oy gibi düşünmeyelim.

peki spesifik olarak neden bu seçimde oy kullanmalıyız?
çünkü bu bir seçim değil, bu şeriat mı yoksa değil mi seçimi. ben sade vatandaş ve bir kadın olarak hüdapara tahammül edebileceğimi ikinci tura kalıp ülkemde bombaların patlamasını tercih edemem. bu nedenle iki elim kanda da olsa oy kullanıcam.