1.
bir çoğumuza ilham olacak nitelikte bir özgeçmişe sahip şehit bomba uzmanı polis memuru. hendek operasyonları döneminde; 31.03.2016 günü mardin ili nusaybin ilçesinde, el yapımı bombaya müdahale ederken uğradığı roketli saldırı sonucu birden çok şarapnel parçasının kafasına isabet etmesi neticesinde kaldırıldığı gata hastanesinde 14.04.2016 tarihinde şehit olmuştur.
kısaca ozan'ı anlatmak gerekirse;
sözleşmeli subaylığı kazanmıştı ama polis olmayı tercih etmişti. ona "neden polislik" diye sorulduğunda "kardeşim seviyorum" demişti iki kelimeyle... istanbul üniversitesi ingilizce iktisat bölümünü ve fakültesini birincilikle bitirmişti. bundan dolayı ingilizce kpds puanı 92, rusça puanı ise 60 küsür idi. askerliğini kuzey ırak'da yedek subay olarak yapmıştı. kaymakamlık sınavını kazanmıştı ama mülakatta elediler. idare mahkemesi hakimliğini kazanmıştı ama yine mülakatta elenmişti. hali hazırda hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisi idi. polis olmadan önce abd'li bir bankanın şube müdürlüğünde bulunmuştu. ünlü bir inşaat firmasında çalışmıştı, rusya ve japonya'da bulunmuştu. iyi düzeyde elektro gitar çalardı ve muay-thai hocalığı yapardı. aynı zamanda hacker'lık konusunda bilgi sahibiydi... tam bir isveç çakısı! ver eline iki tane kabloyu, koca bir binayı bile havaya uçururdu...
annesi öğretmen, babası bartın valisi'nin yardımcısı idi. torpil kullanarak bir yerlere gelmedi; aksine herkesin can siperane, göğüs göğüse mücadele verdiği hendek operasyonları'nda diğer bomba uzmanı kardeşlerinin yanında şehit düşmüştür.
kendisine yazılmış ağıta buradan ulaşabilirsiniz.
bir dostunun alıntısını paylaşmak istiyorum:
conan karakterine olan sevgisi nedeniyle hep amra diye çağırdığım 18 yıllık dostumdu. acım çok büyük. tanımayanlar için:
onsekiz yıl önce, bir şubat gecesinde tanıştığımızda, okul hayatım boyunca ''kardeşim'' diyeceğim tek insanı bulduğumun farkında değildim.
uzun bir gece oldu, ucu sabaha değdi. neredeyse gün doğana kadar konuşuldu. sevilen gruplar, çizgi roman kahramanları, çok sayıda ortak nokta keşfedilip köprü gibi aramıza konuldu.
conan'ı çok sevdiği için, onun isimlerinden biriyle hitap etmeye karar verdim ona. ''amra'' dedim, telefonumda bile amra diye kayıtlı oldu hep. o da bana ''kull'' derdi. ''sen de kral kull gibisin. conan gibi bir savaşçısın, ama daha sakin ve medenileşmiş bir savaşçı.''
onun kadar zeki, mantıklı, kendini iyi ifade eden birini tanımadım. ''şöyle söyleyeyim...'' diyerek başladığı tüm konuşmaları göremediğim yönleri gösterdi, varlığından haberimin olmadığı kapıları açtı. yıllar geçti, okullar bitti. bağ kopmadı...
her zaman parlak ve başarılı bir öğrenci olmuştu. birkaç şirkette çalıştıktan sonra, polis olmaya karar verdi. daima bir savaşçı olduğundan ve askerde de güneydoğu'da çarpışıp hiçbirimizin yaşamak istemeyeceği anılarla döndüğünden yadırgamadım. yapabileceği onca şey varken neden polis olduğunu soran kardeşime şöyle demişti: ''sizin gibi insanları korumak için.''
başarılı bir bomba imha uzmanı oldu. sayısız kritik görevde, onlarca bombayı etkisiz hale getirdi. doğu hizmetine gönderildi. izinlerinde görüştük. yaşadıklarına rağmen hep onu bildiğim gibi, sağlam, metanetli ve cesurdu. uzakta olduğu günlerden birinde, bana şöyle bir mesaj gönderdi: ''dostum, senin yaptığın şey benimkinden çok daha değerli. ben savaşıyorum, ama sen insanlara hep hayatın her şeye rağmen ne kadar güzel olduğunu hatırlatıyorsun.''
yalnız yaşadığım için sevdiğim tüm yemekleri yapmayı öğrenmeye çalışan bir adam olmamdan sebep kısır yapmayı bildiğimi öğrendiğinde, mesaj gönderdi:
''sevgili dostum, en sevdiğim iki şey kısır ve çiğköftedir. bir dahaki görüşmemizde malzemeleri ben alayım, kısır yapalım:)''
gelemeyecek, yapamayacağız. onu bugün kaybettim. kalbimde bir delik var, nasıl onaracağımı bilmiyorum. seni hayatım boyunca seveceğim amra.
söz verdiğimiz gibi:
''sonsuza dek kardeşiz, burada ve orada...''
yattığın yer seni incitmesin, ışıklar içinde uyu aslan abim...
kısaca ozan'ı anlatmak gerekirse;
sözleşmeli subaylığı kazanmıştı ama polis olmayı tercih etmişti. ona "neden polislik" diye sorulduğunda "kardeşim seviyorum" demişti iki kelimeyle... istanbul üniversitesi ingilizce iktisat bölümünü ve fakültesini birincilikle bitirmişti. bundan dolayı ingilizce kpds puanı 92, rusça puanı ise 60 küsür idi. askerliğini kuzey ırak'da yedek subay olarak yapmıştı. kaymakamlık sınavını kazanmıştı ama mülakatta elediler. idare mahkemesi hakimliğini kazanmıştı ama yine mülakatta elenmişti. hali hazırda hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisi idi. polis olmadan önce abd'li bir bankanın şube müdürlüğünde bulunmuştu. ünlü bir inşaat firmasında çalışmıştı, rusya ve japonya'da bulunmuştu. iyi düzeyde elektro gitar çalardı ve muay-thai hocalığı yapardı. aynı zamanda hacker'lık konusunda bilgi sahibiydi... tam bir isveç çakısı! ver eline iki tane kabloyu, koca bir binayı bile havaya uçururdu...
annesi öğretmen, babası bartın valisi'nin yardımcısı idi. torpil kullanarak bir yerlere gelmedi; aksine herkesin can siperane, göğüs göğüse mücadele verdiği hendek operasyonları'nda diğer bomba uzmanı kardeşlerinin yanında şehit düşmüştür.
kendisine yazılmış ağıta buradan ulaşabilirsiniz.
bir dostunun alıntısını paylaşmak istiyorum:
conan karakterine olan sevgisi nedeniyle hep amra diye çağırdığım 18 yıllık dostumdu. acım çok büyük. tanımayanlar için:
onsekiz yıl önce, bir şubat gecesinde tanıştığımızda, okul hayatım boyunca ''kardeşim'' diyeceğim tek insanı bulduğumun farkında değildim.
uzun bir gece oldu, ucu sabaha değdi. neredeyse gün doğana kadar konuşuldu. sevilen gruplar, çizgi roman kahramanları, çok sayıda ortak nokta keşfedilip köprü gibi aramıza konuldu.
conan'ı çok sevdiği için, onun isimlerinden biriyle hitap etmeye karar verdim ona. ''amra'' dedim, telefonumda bile amra diye kayıtlı oldu hep. o da bana ''kull'' derdi. ''sen de kral kull gibisin. conan gibi bir savaşçısın, ama daha sakin ve medenileşmiş bir savaşçı.''
onun kadar zeki, mantıklı, kendini iyi ifade eden birini tanımadım. ''şöyle söyleyeyim...'' diyerek başladığı tüm konuşmaları göremediğim yönleri gösterdi, varlığından haberimin olmadığı kapıları açtı. yıllar geçti, okullar bitti. bağ kopmadı...
her zaman parlak ve başarılı bir öğrenci olmuştu. birkaç şirkette çalıştıktan sonra, polis olmaya karar verdi. daima bir savaşçı olduğundan ve askerde de güneydoğu'da çarpışıp hiçbirimizin yaşamak istemeyeceği anılarla döndüğünden yadırgamadım. yapabileceği onca şey varken neden polis olduğunu soran kardeşime şöyle demişti: ''sizin gibi insanları korumak için.''
başarılı bir bomba imha uzmanı oldu. sayısız kritik görevde, onlarca bombayı etkisiz hale getirdi. doğu hizmetine gönderildi. izinlerinde görüştük. yaşadıklarına rağmen hep onu bildiğim gibi, sağlam, metanetli ve cesurdu. uzakta olduğu günlerden birinde, bana şöyle bir mesaj gönderdi: ''dostum, senin yaptığın şey benimkinden çok daha değerli. ben savaşıyorum, ama sen insanlara hep hayatın her şeye rağmen ne kadar güzel olduğunu hatırlatıyorsun.''
yalnız yaşadığım için sevdiğim tüm yemekleri yapmayı öğrenmeye çalışan bir adam olmamdan sebep kısır yapmayı bildiğimi öğrendiğinde, mesaj gönderdi:
''sevgili dostum, en sevdiğim iki şey kısır ve çiğköftedir. bir dahaki görüşmemizde malzemeleri ben alayım, kısır yapalım:)''
gelemeyecek, yapamayacağız. onu bugün kaybettim. kalbimde bir delik var, nasıl onaracağımı bilmiyorum. seni hayatım boyunca seveceğim amra.
söz verdiğimiz gibi:
''sonsuza dek kardeşiz, burada ve orada...''
yattığın yer seni incitmesin, ışıklar içinde uyu aslan abim...
devamını gör...