1.
17 ağustos 1999 depreminde yıkılmadan önce faaliyet gösteren, düzce'de bulunan bir özel hastane.
evrim ağacı'nın deprem hakkında bir videosu vardı. o videonun bir kısmında bu ömür hastanesinin canlı canlı yıkılma anı vardı. çok dikkatimi çekti açıkçası, bir araştırayım dedim. dikkatimi çekmesinin sebebi, hastaneye hastane demek için bin şahit olması. bu bildiğin 2 katlı standart bir aile binası gibi bir şeymiş lan.
neyse işte biraz araştırdıktan sonra, bu binanın gerçekten de ilk başta hastane olmadığı bilgisine ulaşıyorum. bu bina hastaneye çevrilmeden önce spor lokaliymiş. bildiğiniz spor lokali. işin kötü tarafı, bu lokali hastaneye çevirmeden önce birçok bina güvenliğini ihmal etmiş olmaları. öyle ki, hastane için mevcut 2 katı bulunan binaya sonradan kat eklenilerek mevcut kat sayısını 3'e çıkartmışlar. bu işlemi yaparken de bina içerisinde binanın güvenliğini sağlayan kolonlar kırılmış falan. yani depremde bu binanın yıkılması için özellikle uğraşmışlar sanki diyebileceğimiz bir durum var ortada. işin daha da kötü tarafı, hastane hariç çevresindeki hiçbir binanın yıkılmamış oluşu.
ağustos 1999 tarihli bazı gazete ve internet haberlerinde, bu bina "ömür değil, ölüm hastanesi" diye lanse edilmiş. böyle lanse edilmesinin bir diğer sebebi de, 1999 gölcük depremi sırasında hastanenin yıkılmasıyla tam 11 kişinin can verdiği. deprem sırasında hastanede yeni doğum yapan, bina yıkıldıktan sonra bebeğiyle birlikte enkaz altında can veren kadını örnek gösterebiliriz. ne kadar da acı bir durum. depremi birebir yaşamasanız bile, o tarihteki haberlere göz gezdirdiğinizde siz de sanki o anları birebir yaşamış gibi hissediyorsunuz.
1999 depreminin trajik meselerinden sadece birisiydi bu. özellikle merak ettiğim için araştırdım. ama bunun gibi daha onlarca, belki de yüzlerce trajik örnekler vardır. o dönemde deprem sırasında can vermiş tüm insanlara huzurlu bir yatış diliyorum. hayatta kalabilmiş çevrelerine de baş sağlığı. ayrıca istanbul'da da deprem olmuş. hissedenlere büyük geçmiş olsun.
evrim ağacı'nın deprem hakkında bir videosu vardı. o videonun bir kısmında bu ömür hastanesinin canlı canlı yıkılma anı vardı. çok dikkatimi çekti açıkçası, bir araştırayım dedim. dikkatimi çekmesinin sebebi, hastaneye hastane demek için bin şahit olması. bu bildiğin 2 katlı standart bir aile binası gibi bir şeymiş lan.
neyse işte biraz araştırdıktan sonra, bu binanın gerçekten de ilk başta hastane olmadığı bilgisine ulaşıyorum. bu bina hastaneye çevrilmeden önce spor lokaliymiş. bildiğiniz spor lokali. işin kötü tarafı, bu lokali hastaneye çevirmeden önce birçok bina güvenliğini ihmal etmiş olmaları. öyle ki, hastane için mevcut 2 katı bulunan binaya sonradan kat eklenilerek mevcut kat sayısını 3'e çıkartmışlar. bu işlemi yaparken de bina içerisinde binanın güvenliğini sağlayan kolonlar kırılmış falan. yani depremde bu binanın yıkılması için özellikle uğraşmışlar sanki diyebileceğimiz bir durum var ortada. işin daha da kötü tarafı, hastane hariç çevresindeki hiçbir binanın yıkılmamış oluşu.
ağustos 1999 tarihli bazı gazete ve internet haberlerinde, bu bina "ömür değil, ölüm hastanesi" diye lanse edilmiş. böyle lanse edilmesinin bir diğer sebebi de, 1999 gölcük depremi sırasında hastanenin yıkılmasıyla tam 11 kişinin can verdiği. deprem sırasında hastanede yeni doğum yapan, bina yıkıldıktan sonra bebeğiyle birlikte enkaz altında can veren kadını örnek gösterebiliriz. ne kadar da acı bir durum. depremi birebir yaşamasanız bile, o tarihteki haberlere göz gezdirdiğinizde siz de sanki o anları birebir yaşamış gibi hissediyorsunuz.
1999 depreminin trajik meselerinden sadece birisiydi bu. özellikle merak ettiğim için araştırdım. ama bunun gibi daha onlarca, belki de yüzlerce trajik örnekler vardır. o dönemde deprem sırasında can vermiş tüm insanlara huzurlu bir yatış diliyorum. hayatta kalabilmiş çevrelerine de baş sağlığı. ayrıca istanbul'da da deprem olmuş. hissedenlere büyük geçmiş olsun.
devamını gör...
2.
(bkz: emeğe saygı)
devamını gör...