özgür özel'in halkı sokağa çağırması

yine halk ve polisleri karşı karşıya bıraktılar. bu zihniyet bana çok tehlikeli geliyor. şayet ortada bir suç varsa yasalar bu suçların karşılığı olarak ceza verme durumunda. fakat bu çark sadece belirli bir kesim için işliyorsa tabii ki ses çıkarıp adalet için yürüyüşler yapılmalı. ama özgür özel'in bu çağrısını tamamen imamoğlu'nun hakkındaki iddiaların bastırılmasına yönelik olduğu düşünüyorum. aklıma yeraltından notlar'da geçen şu paragraf geldi:

yani mevcut durumdan şikayetçiyiz diye de sığındığımız muhalefeti hatasıyla sevabıyla kabul etmemeliyiz. ya da edersiniz sizin tercihiniz. ama yine de uyarmakta fayda var, filler tepişirken ezilen karıncalardan olmayın.*

edit: bu durum polisle halkı karşı karşıya getirmekten başka bir şey değildir. tamam halk susmasın, zaten bugün susulursa yarın despotluklarına yine devam ederler. ama bu tarafsız yapılmalı. yıllardır mevcut hükümetin yaptığı yolsuzluklara karşı gelindiyse bugün neden yolsuzluk iddiasıyla gözaltına alınan biri için eylemler yapılıyor. meclis desen kahvehaneden farksız. seni temsil eden profiller değişmediği sürece de istediğin kadar sokağa çık bir sonuç elde eldemezsin. halk bölüne bölüne bölünecek tarafı kalmadı.

sadece imamoğlu için değil daha öncede yapıldı böyle uyduruk işler artık daha fazlası olmasın diye yoksa mansur yavaş iş adamları vs belki de aynı kaderi yaşayacak.belki sözlük bile kapanacak.

muktedirlerin kontrolden çıkmaması için gereken halk hareketlerini 'polisle halkı karşı karşıya getirmek' bahanesiyle yersiz hatta kişiye zararlı göstermek neye benzer?

bu orta doğu tarafgirliği dir. demokrasinin olmazsa olmazı protesto özgürlüğünü kime anlatacam? kimseye

yıllar öncesinden eski bir yazının son paragrafını yapıştırayım, sinirlendim:
onlar ''kral, reis'' gibi lafları, kanalizasyon akan ağızlarından eksik etmeyeceklerdir, övmeseler bile yargılamayacaklardır. işte orta doğu riyakarlığı!

nasıl, eğleniyor musunuz burada sevgili orta doğulu kadınlar? evet.
orta doğulu erkekler iyice eğlendirdiniz mi kadınlarınızı. ben de öyle tahmin etmiştim.

doğrusu itiraf etmeliyim, ben özgür özel'den bu derece kararlı ve cesur bir adım beklemiyordum. sanırım iktidar da beklemiyordu.. bence bu raundu özel aldı.. iktidar yeniden ve daha dikkatli olmak zorunda.. aksi takdirde garantiye almak istediği sandığı, kendi stratejisi sebebiyle ve hazırlıksız olarak, daha erken önünde bulabilir..
dem partiyi nötralize edemedi, zaferi, iyi partiyi ortak cepheye kendisi zorladı.. bu durumda kimden oy çalacak, kendisi muhalefeti birlikteliğe itti. yeni bir soğanoğlan, meral apla bulmak yaratmak kolay mı.. yeniden refaha kaptırdığı oylar zaten kendi oyları ki onlar bile dönmez. davutoğlunun, dsp.nin, perinçekin olmayan oyu ne işine yarar. mhp bile tabanını kaptırıyor. üç beş dönek liste kırgını chp eskisi ne işlerine yarar..
sokağa çağrı vs söylemi başka; sokakların gerçekte artık ne isteyip beklediği bambaşka bir konu.. iktidar, sokağı kendisi için tehlike görmeye başlamışsa ve sokaklar iktidardan memnun değilse sonucu er ya da geç iktidara yansır.. ve iktidarın görmesi gereken gerçek bu.
unutmayalım ki, 15 temmuzda "devletin?" jetleri, tankları ve ordusuna karşı ve kendi iktidarında halkı sokağa çağıran kendileriydi..
sokakların gücünü kendilerinden başka kim bilebilir..

yargıyı eylemler ve halk protestolarıyla baskı altına almak amacıyla yapılan çağrılar, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ciddi endişeler yaratmaktadır. yargının, siyasi baskılardan uzak, adil ve tarafsız bir şekilde işlemesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin temel bir gereğidir. bu tür çağrılar, yargı sürecine müdahale olarak algılanabilir ve yargıya olan güveni sarsabilir.

yargının bağımsızlığı ve iktidarın muhalefete karşı bir güç olarak kullanılıp kullanılmadığı, türkiye'de sıkça tartışılan konulardır. yargının bağımsızlığı, demokratik bir hukuk devletinin vazgeçilmez bir unsurudur. ancak, yargı süreçlerine siyasi müdahaleler, bu bağımsızlığı zedeleyebilir.

ekrem imamoğlu'nun davasının sonucu, yargı bağımsızlığı ve siyasi etkiler açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir. imamoğlu'nun avukatlarının yapacağı açıklamalar ve savcılığın olası ek açıklamaları, davanın seyrine ışık tutacaktır. bu süreç, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı konusunda kamuoyunda oluşan endişelerin giderilmesi açısından kritik öneme sahiptir.

argümana bak yeraltından notlar serbest çağrışımı dkdkdjjskshsjsjsjshshahahahahaha

polisle halkı karşı karşıya getirmek evhamının teknik, ilkesel yönden anlamsızlığı bi yana, polis eski polis değil. geziye katılmış olanlar anlayacaktır, o dönemde eylem yapanlarla polisler arasında ciddi bir kültür farkı vardı, o laik-muhafazakar çatışması, polisler ve eylemciler arasında neredeyse homojen biçimde tecessüm ediyordu. şimdi ise her iki taraf da çok daha heterojen, her tarafı dövmeli ateist polis de var, oruç tutan başörtülü eylemci de. ha tabii ki şu anda hükümet muhtemelen biraz da olaylar kendi kendine sönsün diye bekliyor ve çok daha sert müdahaleler olabilir, ama bu yine "polisle halkı karşı karşıya getirmeye" tekabül etmiyor. zira polis emri uygulasa bile düşünsel olarak 10 küsür yıl önce olduğu kadar karşısında değil eylem yapanın.

özgür özel'in imamoğlu'nu umursadığını hiç sanmıyorum. bütün bu olanlar: eğreti eş başkanın, 6 nisanda yapılacak chp kongresinde başkanlığını garantileme ve cumhurbaşkanlığı seçiminde mansur yavaş'ın önüne geçme gayretinden başka bir şey değil.

6 nisanda yapılacak chp kongresinde kılıçdaroğu seçilirse birlikte güleriz.