özür beklediğin kişiden gelen yeni hatalar

sizi, özür beklediğiniz insandan daha da uzaklaştıran; özür beklediğiniz kişiyi ise daha da arsızlaştıran hatalardır. siz sustukça susarsınız o ise yaptıkça yapar. açıkça konuşulmalı ve kırgınlıklar dile getirilmelidir lakin karşınızdaki kişinin buna değmeyeceğini 1 saniye bile düşünecek olursanız yapmanız gereken paltonuzu giymek ve çıkarken kapıyı çekmektir. opsiyonel olarak belki ocak açık bırakılabilir.

bir ahterbin ukdesidir.

beklediğin şey özür değil, onun peşinden gitmeye devam etmek için lazım olan umut işte... beklememek gerektiğini de böyle kırıla kırıla öğreniyorsun.tecrübelerinizden ders çıkarıp yolunuza onsuz devam edin.

şey, sizi ayıktırmak benim haddime değil lakin umursanmadığınızı bu kadar geç algılamanız ilk beni üzdü..

hayatınızda olduğu kadar sizin de onun hayatında olduğunuzu düşündüğünüz fakat işin aslı öyle olmadığından sizi genelde önemsemeyerek kaybetmek için elinden geleni yapan kişi hatalardır. hani bazen kırgınlığınızı geçirmeyecek de olsa verdiğiniz gibi değer görmek istediğinizden yakın gördüğünüz kişinin hatasının ardından bir özür beklersiniz ama o kişi ya dilemiş olmak için yarım ağızla o iki kelimeyi ağzında geveleyip siz soğuk davranmaya devam edince bu özrü de yüzünüze vurur ya hatasını hiç fark etmez ya da asıl haklı olan kendisiymiş gibi davranıp trip atar. saydığım şeyler ve bu süreçte maruz kaldığım çoğu şey genelde benim için hatadır.

bir de böyle düşünün:

o kişiye sınır çizme vaktinin geldiğinin göstergesidir. çizilen sınırın niteliği, yapılan hatanın çeşidine göre değişir. ya kendini kararlı ve sakin bir şekilde ifade edersin, ya duygusal mesafe koyarsın, ya da en kötü ihtimalle, fiziksel mesafe koymak zorunda kalırsın... sınır çizmen gereken yerde tahammül etmeye başlarsan, yapılan yepyeni hatalarla hayatının kararmaya başladığı bir kısırdöngünün içinde bulursun kendini, geçmiş olsun...