pandemide kadına şiddet tolere edilebilir seviyededir

bir yerli ve milli aile ve sosyal hizmetler bakanı derya yanık beyanıdır.
böylece çapsızlar ve vasatlar imparatorluğunda ele geçirdiği mevkinin tam da elemanı olduğunu pekiştirme yönünde , ensar tecavüzcülerini savunması sonrası , önemli bir adım daha atmıştır.
bu arada bizatihi kendi yaptığı sunumda yer alan “ maruz kaldığınız şiddet salgın döneminde arttı mı?” sorusuna kadınların yüzde 32’si, “evet”, yüzde 15’i ise “kısmen evet” yanıtını verdi.” bilgisinin de bir anlamı olmadığını öğrenmiş olduk.

buradan

allah belalarını vermiyor ki

kendilerine edilen sözleri tolere edemeyen, hoş göremeyen güruh kadına şiddetin hoş görülebilecek düzeyinin olduğunu söylüyor.
komik mi, değil.

sunumda kurduğun bu cümleyi gel bir de pandemi zamanı da dahil şiddet gören kadınlara, annesi gözü önünde şiddet görürken çaresizce yalvaran çoçuklara söyle.
t: tolere etmek senin mi haddine denilecek zırva.

tolere edilebilir seviye tam olarak hangi seviye acaba diye manidar şekilde düşündürür.

neyi tolere ediyorsun sen ya? kusur mu bu hoş görelim? la ilahe illallah..

iki tokat alt tarafı tolere edilebilir. (!) sokaktaki insan değil de aile bakanı diyor bunu şaka gibi.

öldürülen ve şiddete uğrayan tüm kadınların, çocukların, erkeklerin kendi kanlarıyla bulanmış elleri yakanızda.

tabi tabi doğru diyorsun ablacığım, o kadınlardan biri ailenden olsaydı da böyle düşünür müydün acaba? ona buna yalakalık yapacağım diye insanlığınızdan oldunuz iyi mi…

bir kereden birşey olmazcılar, tolera edilebilir şiddet ölçerler açma börekle aile bütünlüğünü sağlayacağına inananlar. şaşırtmadı eşekten düşenin halinde anlaması beklenemezdi zaten.

hayırdır neyi tolere edecekmişiz???
kadına şiddetin karşısında değilsen yanındasındır o kadar.
kendi kendinize bir gri bölge yaratıp tıpkı diğer toplumsal sorunlar gibi bunu da görmezden gelmeye ve bizi de buna teşvik etmeye çalışıyorsunuz. sana kendi düşünceni soran mı oldu sen işini yapsana millete akıl vereceğine. g*tü koltuk gören kanaat önderi kesiliyor başımıza. sen ne biliyorsun şiddet gören kadınlar hakkında bu açıklamaları yapma hakkını kendinde görüyorsun. neyin tolere edilmesi gerektiğine karar vermek sana mı kaldı? kocandan dayak yemek sana zevkli geliyor diye herkes böyle mi düşünmek zorunda? yemin ederim kendini nimetten sayıp bir de millete akıl veriyorlar. yaşattıklarını yaşamadan gebermezler inşallah. belki görünmez olmak, "tolere" edilmiş olmak neymiş anlarlar o zaman.

cemaatlerin yatılı eğitim kurumlarında, kuran kurslarında sistematik olarak tecavüze ugrayan erkek çocukları için bi kereden bir şey olmaz zihniyeti bu.
niye çemkiriyorsunuz yada şaşırıyorsunuz...?
20 yıldır alışamadınız mı ?
tanım: ahlaksal evrimini tamamlamamış bir siyasal islamcının beyin yakan beyanatı ...

hem avukat hem de kadınsın yazıklar olsun söylenecek söz yok.

kadının düşmanı yine cahil kadın, knedisini çok dövmüşler tolere etmişler.

aile ve sosyal hizmetler bakanının utanç veren açıklaması.
şiddetin pandemisi, tolere edilmesi mi olur lan, şiddet şiddettir.senin görevin de bunu engellemek, sorumluları cezalandırmaktır.

eskiler şöyle söylermiş canları çok yandığı zaman: zulmün bol olsun ki tez zeval bulasın.
tez zeval bulasınız!

ülkenin geldiği seviyeyi gösteren bir açıklama.
1. bir bakan böyle bir açıklama yapabiliyor.
2. bu açıklamadan sonra hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliyor.
3. böyle açıklama yapılmasına müsade ediliyor.
4. belli bir kesimin sesi çıkmıyor.
5. bu açıklamayı yapan kişiyi o konuma getirenler, halk tarafında seçiliyor.

halk ne ise yöneticiler de o'dur. türkiye budur...

olmayan açıklama. açıklamanın aslı "ocak 2020 itibarıyla 19 bin 582 olan sayı, şubat-martta tolere edilebilir sayılarla artarken, nisan 2020’de ciddi bir düşüş gösteriyor. sonra tekrar artmaya başladığını görüyoruz. bu da pandeminin etkilerinin yani nisanda ilk pandemiyle karşılamanın getirdiği bir şaşkınlık ve nasıl diyelim, belki hayata tutunma çabası ‘survive’ duygusu devam ederken, sonrasında o stresin oluşturduğu ciddi bir yükselmeyi görüyoruz ve daha sonra tekrar ocak 2020’de başladığı veya şubat 2020’de pandemi öncesine doğru ilerlediğini görüyoruz."

yani kadın kendi çapında şiddet sayılarındaki artışın pek olmadığını vurgulamak istemiş. muhalif medya da şiddet tolere edilebilir demiş gibi almış. birgün gazetesi yine iyi almış, cumhuriyet tolere sözcüğünü bile kullanmamış, direkt şiddet hoşgörülebilir demiş geçmiş.

ülkede gerizekalı yandaş sayısı kadar gerizekalı muhalif sayısı var. bunlar o kadar gerizekalı ki, önce olmayan bir olayı olmuş olarak kabul ediyor, sonra buna kendi çapında tepki gösteriyor ve buna inanıyor, sonra da yıllarca bunun lafını ediyor. aklıma gelen diğer bir örnek de "bir kereden bir şey olmaz" mevzusu. bu ruh hali, ince'nin kullandığı şizofren kavramından daha öte bir şey olsa gerek.

bunu açıklayanın bir kadın olmasına mı yanayım yoksa hala onu o makamda tutanların olduğuna mı yanayım dediğim açıklamadır.

ben baska ülkede yasıyorum sanırım.

bu insanlar ne yer ne içer? nasıl kafayla böyle şeyler söyler? bunlar yüzünden gazete okumayı bıraktım ülkede.

düşünsenize başka ülkede yaşıyorsunuz bir ülkenin ülkenin sağlık bakanı obez. gülmez misiniz? o ülkeyi ciddiye alır mısınız?

aile bakanısın sen, aile anlayışında kadını dövmek tolere edilebilir herhalde.